Bu yaz çok sıcak geçecek
Asfalt-beton politikaları yüzünden bu yaz yağan her yağmur bize bir sel felaketi olarak dönüyor ve her güneş ışını beton ve asfaltta biriken ısı adaları olarak geri dönecek. Yani iklim değişmese bile bu yaz çok sıcak geçecek.
Bu yaz sıcaklık rekoru kırılmasa bile sıcak geçecek, kesin bilgi. Ama işi zorlaştırayım ve büyük bir iddiada bulunayım ve ispatını da yapayım. Şöyle ki bu yaz hava sıcaklığı geçen yaz kadar olmasa bile biz sıcak bir yaz geçireceğiz.
Önce üç veri verelim:
Birincisi, TÜİK verilerine göre 2018 yılında 20 milyon ton üretim ile buğday en çok ürettiğimiz tahıl ürünü, 12,15 milyon ton ile domates en çok ürettiğimiz sebze ve 3,6 milyon ton ile elma en fazla ürettiğimiz meyve olmuş. Yediğimiz, içtiğimiz, tüttürdüğümüz bitkisel üretimin toplamı ise yaklaşık 117 milyon ton! İkincisi ise sıcaklık rekorları. 2018 yılı dünyada ölçülmüş en sıcak dördüncü yıl oldu. Türkiye ise 2010 yılı ardından ölçülmüş en sıcak yıl olarak kayıtlara geçti. Üçüncü veri ise dökülen beton miktarı. Verilere göre Türkiye’nin çimento üretimi yaklaşık 80 milyon ton. Bunu beton olarak dikkate alırsak 180 milyon ton hazır betondan bahsediyoruz.
Şimdi bu üç veriyi düşünelim.
Diyelim ki 2019 yazında havalar 2018 kadar sıcak geçti. Yani Türkiye’de ölçülmüş en sıcak ikinci yıl oldu. 2018 yılında üretilen 20 milyon ton buğdayın tamamına yakınını tükettik. O buğdayın kalanı ya silolarda ya da makarna oldu. Domates hakeza öyle, mevsimi de geldiğine göre kalan salçaları tüketmek üzereyiz. Yani 2018 yılında üretilen 117 milyon ton tarım ürününden salça olan, kurutulan, gıda endüstrisinde işlenen dışında pek kalmadı. Hepimiz daha çok 2019 yılı taze ürünlerini tüketiyoruz.
Peki, üretilen 180 milyon ton hazır beton ne oldu? Toprağın üstüne döküldü! Şimdi bu miktarı gözümüzde canlandıralım. Türkiye’yi betonsuz hayal edin. Yarısı ormanlık olsun, yarısı bozkır olarak düşünün. Bu miktar betonu 25 cm kalınlığında döktüğünüzü düşünün. Yaklaşık 300 kilometrekare demek. Yani Türkiye’nin beşinci büyük gölü kadar. İznik gölü kadar bir doğa parçasını yok edin ve oraya bu betonu koyun.
Şimdi soru şu, İznik gölü alanı kadar bir doğa parçasını bir yılda yok ederseniz o doğa parçasının getirdiği serinlik ne olur? İkinci soru ise yok ettiğiniz doğa parçasının üstüne bir karış da beton dökerseniz sıcaklık ne yönde etkilenir?
İşte bu basit benzetme ile aslında hava sıcaklığı aynı olsa bile 2019 yılının 2018 yılından daha sıcak geçeceğini, hatta yok olan doğanın serinleten etkisini kaybedip üstüne de bu kadar ısı deposu beton dökünce az serin geçen 2019’un bile muhtemelen 2018’den bile sıcak geçebileceğini söyleyebiliriz.
BETON MESELESİ İKLİM MESELESİDİR
Bu mantıksal süreci yağışlar için yaptığınızda benzer bir sonuç görürsünüz. Yani aynı aşırı yağış geçen sene yaşansa bile bu sene felaket yaşanma ihtimali daha yüksek. O yüzden bugün yaşanan felaketleri direkt iklime değil, asfalt-beton belediyeciliğine ve kamunun asfalt-beton politikalarına bağlamamız gerekiyor.
Tabi aklınıza burada iklim değişikliği nerede sorusu gelebilir. Aslında çok basit, asfalt-beton politikalarının iki sonucu vardır: Birincisi bu ispatta da ortaya koyduğumuz gibi daha felaketler ve ikinci olarak tabii ki iklim değişikliğidir.
VAN GÖLÜ KADAR ASFALT-BETON
Tarımsal üretimden ertesi yıla neredeyse bir şey kalmıyor. Ama beton öyle değil. Her sene birikiyor. Genişleyen asfalt yolları da bu hesaba katalım. O zaman bir yılda dökülen asfalt ve beton bir yılda çok rahatlıkla bir İznik gölü yapacaktır. 2017 yılında üretilen betonu ve asfaltı da eklersek karşımıza çıkacak alan yaklaşık olarak Türkiye’nin en büyük ikinci gölü olan Beyşehir Gölü kadar alana yaklaşırız. Bu durumda 2002’den bu yana bir Van Gölü kadar alanın asfalt ve beton ile kaplandığını düşünebiliriz.
Şimdi soru şu: Havalar 2002 yılı kadar sıcak geçse, bir Van Gölü kadar alan yok edilip bir o kadar asfalt ve beton dökülse 2019 yılını bizim için 2002 yılı kadar sıcak mı geçer? Hadi alanı küçültelim ve bir karış değil, 4 karış kalınlığında beton döküldü diyelim. Bu sefer alan küçülecek ama kütle değişmeyeceği için ısı tutma özelliğinden pek bir şey kaybetmeyecek.
Asfalt-beton politikaları yüzünden bu yaz yağan her yağmur bize bir sel felaketi olarak dönüyor ve her güneş ışını beton ve asfaltta biriken ısı adaları olarak geri dönecek. Yani iklim değişmese bile bu yaz çok sıcak geçecek. Kaldı ki buğday üretiminden çok asfalt, beton tarımsam üretimden fazla beton döktükten sonra sadece sıcaklar basmaz, iklimi bile değişir. Neden bu kadar kesin diyorum, çünkü bunların üstüne hem merkezi iktidar hem de yerel iktidarlar asfalt ve beton dökmeye devam edecek.
Bu arada 2018 yılı 1971-2000 yılı ortalamasına göre tam 2,2°C sıcak geçmiş, bilginize.