YAZARLAR

'Öteki takım'lar ve yolunu değiştiren yıldızlar

Clippers, Los Angeles şehrinin sadece “öteki takımı” değil, aynı zamanda “üvey evlat” muamelesi gören takımıydı. Clippers tarihindeki 49 sezonda sadece 14 kez playoff'lara kalabilmiştir. Düşünsenize; Lakers ile aynı arenada maçını yapıyorsun. Bir gün önce Lakers maçı bırakın kapalı gişe oynanmasını, Jack Nicholson, Leonardo DiCaprio, Denzel Washington, Sylvester Stallone gibi çok büyük Holllywood yıldızları koltukları süslüyor. Bir gün sonra Clippers maçı ise sanki Türkiye'de amatör ligden bir maç havasında geçiyor.

Geçen hafta ortalık Kevin Durant ve Kyrie Irving'in Brooklyn Nets ile anlaşmasıyla yangın yerine dönmüştü hatırlarsanız. İtfaiye yani biz medya, olay yerine tam yetişmişken geride bıraktığımız bu haftanın başında NBA'de gerçekleşen yeni bir transfer haberi yeri yerinden oynattı. Evet, Kawhi Leonard ve Paul George artık Los Angeles'ın “öteki takım”ı Clippers'ta. Brooklyn Nets ve ardından LA Clippers'ın bu hamlelerini sadece basketbol çerçevesinde ele alamayız. Kyrie Irving nasıl diyorsa “Futbol asla sadece futbol değildir” diye, evet basketbol da asla sadece basketbol değildir bence.

Bu yazıyı yazarken çok düşündüm. Çok konu var. Çok farklı karakterleri ve kurumları ele alarak ayrı ayrı yazılar olarak bile yazmayı düşündüm. Sonra aklımın koridorlarında dolanırken bir şeyi fark ettim. Aklımdaki o odalar ve odacıklar hep aynı koridora kapısı açılıyor. Sonra da dedim ki; madem öyle, hepsi dört yol ağzında buluşsunlar, yani bütün konular.

Brooklyn Nets eski adıyla Jersey Nets, New Jersey – New York komşuluk ilişkilerinde her zaman mahcup pozisyondaydı. Nets kısaca “öteki takım”dı. New York Knicks, esas adamdı. “Ne oldum değil, ne olacağım” diye boşuna dememişler. Carmelo Anthony de bir hava getirmişti ama New York Knicks'in son gördüğü yıldız oyuncu 90'larda Patrick Ewing'di. Knicks o kadar kötü yönetildi ki yıllarca bir türlü ihtişamlı geçen bir sezonu olmadı diyebiliriz. Hal böyle olunca eski “çırak” mekanı satın aldı. Nets, New York Knicks'in 25 sene beceremediğini bir gecede becermiş oldu. Ligin iki elit starı Brooklyn'a taşındı: Kyrie Irving ve Kevin Durant. Öteki takım belki de artık mahallenin esas adamı olacak.

Gelelim şimdi asıl meseleye. Clippers, Los Angeles şehrinin sadece “öteki takımı” değil, aynı zamanda “üvey evlat” muamelesi gören takımıydı. Clippers tarihindeki 49 sezonda sadece 14 kez playoff'lara kalabilmiştir. Düşünsenize; Lakers ile aynı arenada maçını yapıyorsun. Bir gün önce Lakers maçı bırakın kapalı gişe oynanmasını, Jack Nicholson, Leonardo DiCaprio, Denzel Washington, Sylvester Stallone gibi çok büyük Holllywood yıldızları koltukları süslüyor. Bir gün sonra Clippers maçı ise sanki Türkiye'de amatör ligden bir maç havasında geçiyor.

Lakers, Kobe Bryant sonrası berbat yönetiliyor. Hatta yanlış oldu. Kobe Bryant'ın son döneminde de berbat yönetiliyordu. Patron - baba Jerry Buss ne zaman öldü ve oğluyla kızı dümene geçti o zaman Titanik batmaya başladı. Hal böyleyken şehrin öteki takımının elleri de armut toplamıyordu. Tamam, geçen yaz LeBron James'i şehre getirdi, bu sene de Anthony Davis'i ama Lakers hala “şampiyonluk kalibresi”nde bir takım pozisyonunda değil. Yine de herkes neler olacağını merak ediyorken “üvey evlat” Clippers bir hamle yaptı ve sosyal medya dahil her alanda gündeme güm gibi oturdu. Ligin çok önemli iki yıldızı Kawhi Leonard ve Paul George artık Clippers forması giyecekti. Bu haber bir haftaya yakın olmasına rağmen hala sıcaklığını koruyor. Kısacası Lakers ile Clippers tam olarak “Tellioğulları ile Seferoğulları” oldu yaz.

Yanlış anlaşılmasın Kawhi Leonard, Toronto Raptors'ı şampiyon yapan adamdır. Sadece bir sezon oynayıp o takımın tarihindeki en önemli oyuncuya dönüşmek acaba dünyanın başka bir yerinde örneği var mı? İşte buradan Toronto Raptors'ın halini anlayabiliyoruz. Toronto Raptors, NBA'in en “loser” takımlarından biridir. Neden? Çünkü kim geldiyse gitmiştir bir şekilde. Hep terk etmiştir Toronto şehrini ve seyircisini. Kawhi Leonard, şampiyon oldu buna rağmen çekti gitti.

Dört tane çok önemli oyuncu yer değiştirdi. Sadece ikametgah adreslerini ve giyecekleri formaların rengini değil, aynı zamanda yollarını ve kaderlerini değiştirdiler.

Kyrie Irving: Cleveland Cavaliers'ta LeBron James ile birlikte üst üste 3 kez NBA finali oynadı ve bir şampiyonluk kazandı. Sonra LeBron'un gölgesinde kalmamak için aldı başını Boston Celtics'e gitti. Resmen iki sezon kayıpları oynayan Irving, kendi takımının lideri olabilmek konusunda boyunun ölçüsünü aldı. Ligin en iyi oyuncularından biri olarak görülürken bir anda “acaba değil mi?” diye tartışılmaya başlandı. Bu onu elit oyuncular seviyesinde uzaklaştırmaya başlarken yeni bir yol çizmesi gerekiyordu o da Brooklyn Nets oldu.

Kevin Durant: Bu playoff'larda sakatlanana kadar tartışmasız ligin en önemli oyuncusuydu. Oklahoma City Thunder'a Russell Westbrook'la baktı ki bu iş olmayınca en güçlü takımı Golden State Warriors'a güç katmaya gitti. 3 NBA Finali ve 2 şampiyonluk. Herkes onu bu sezon yeni bir başlangıç yapmasını bekliyordu açıkçası ama Brooklyn Nets biraz Sürpriz oldu. Kobe Bryant gibi Aşil sakatlığı yaşayan Kevin Durant ne zaman döneceği merak konusu. Hatırlarsanız bu sakatlıktan 1 yıl sonra dönen Kobe Bryant bir daha asla o eski patlayıcı oyuncu olamadı. Kevin Durant'ın oyunu şut üzerine kurulu olduğu için dönüşünde biraz daha şanslı Kobe'ye göre. Şimdi Kyrie Irving ile beraber Nets forması giyecekler. Kevin Durant sağlıklı dönerse Brooklyn Nets, Doğu yakasının lokotifine dönüşebilir.

Paul George: O da küllerinden yeniden doğma çabası içerisinde. Indiana Pacers günlerinde Doğu Konferansı'na damga vuran George, Oklahoma City Thunder'a gittikten sonra Russell Westbrook'un yanında oynamaktan oyun kimliğini yitirdi neredeyse. İlk sezon geçrekten kayıptı. Ama geçtiğimiz sezon yani Thunder'daki ikinci sezonunda o kadar kendine geldi ki performansı her gün tırmandı ve Westbrook'la aynı takımda oynuyor olmasına rağmen ligin MVP (En Değerli oyuncu) ödülünde 2inci sırada tamamladı. Hatta bence Giannis'ten daha çok hak etti bence. Hep Los Angeles'a gelebileceği konuşulurdu ama adı hep Lakers ile geçiyordu. Bence Kawhi Leonard'a rağmen Clippers'ın birinci oyuncusunun Paul George olacağını düşünüyorum.

Kawhi Leonard: Nereden anlatmaya başlasak ki? San Antonio Spurs'deki şampiyonluktan mı yoksa Spurs'den ayrılık sürecini mi. Hiç ağzını açıp konuşmuyor tam olarak o yüzden Kawhi herhalde kişilik olarak en az tanıdığımız oyuncu konumunda. Takasla gittiği Toronto Raptors'ta sözleşmesinin son yılını tamamlayacaktı sadece. Sonra ver elini Los Angeles... Kimsenin hesabında yoktu Toronto Raptors'un şampiyonluğu. Belki de o yüzden bir çok taşı yerinden oynattı ligde. Kawhi Leonard, yukarıda belirttiğim gibi; sadece bir sezon oynayarak takım tarihindeki en önemli oyununa dönüştü. Var olan başka bir gerçek daha var. Kawhi Leonard, Clippers'ı şampiyon yaptığı takdirde 3üncü şampiyonluğunu kazanmış olacak. O zaman onu nasıl konumlandıracağız? 3 farklı takımı en önemli oyuncusu olarak şampiyon yaptığı an tarihe damga vurabilir.

Bu gelecek sezon gerçekten çok enteresan olacak. Filler ve Çimen misali bir hikaye yaşanırken bugüne dek,şimdi roller tamamen değişti. Farklı oyuncular bir araya geldi ve NBA'in resmi tamamen değişti belki de. Yıllarca “kaybeden” rolü biçilen takımlar belki de ligin lokomotifleri haline gelecek. Bir çok yıldızın kaderi değişecek. Daha önce bir çok sezon oyuncuların “seçtikleri yol” üzerinden gidiyordu. Bu sefer ise “çizdikleri yol”dan.

'Öteki' takımların yükselişi: Sıra LA Clippers'ta!'Öteki' takımların yükselişi: Sıra LA Clippers'ta!


Ara Gözbek Kimdir?

Yayın hayatına 2005'te üniversite radyosu CIU FM'de başlayan Ara Gözbek aralıksız üç sene İngilizce ve Türkçe yayınlarla canlı radyo programı hazırladı ve sundu. 2005'te CNN Türk'te Frekans programında yapım asistanı ve muhabir olarak görev aldı. Gazeteciliğe ilk olarak 2006'da BirGün gazetesinde adım attı. BirGün'de Pazar eki ve spor bölümlerinde 400'den fazla makale yayınladı, ardından Türkiye'nin en çok takip edilen spor haber sitesi sporx.com yazarlığa devam etti. 2007 yazında staj yaptığı TRT'de “NBA Europe Live” adı altında NBA'in uluslararası projesinde TRT'yi NBA muhabiri olarak temsil etti. SporX TV'de “NBA ARA'SI” programını yaptı. Bunların dışında Taraf gazetesi, tempo24.com.tr ve birçok sitede makaleleri ve haberleri yayınlandı. Döneminde çok popüler bir radyo olan Metro FM'de pek çok programa konuk ve yorumcu olarak katıldı. sokaksesi.com sitesinin ve Android ile Apple'larda uygulaması da olan Sokak Sesi Radyosu'nu kurup burada uzun bir süre “underground” radyo yayınları yaptı. Halen Gazete Duvar'da yazmaktadır.