Rusya’nın imza protestosu: Navalnıy hapiste Putin denizaltında
Eylül’de yapılacak Moskova Yerel Meclisi Seçimi için adaylar sokak sokak imza için gezdi. Ancak seçim kurulu bazı imzalar uygun değil diyerek bazı adayları seçimden men etti. Yetmedi haksızlık karşısında yanlarında durmaya çağıran ve Putin’e rakip gösterilen Aleksey Navalnıy’in de aralarında olduğu muhalif adaylar, 30 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Moskova’da soğuk bir gün, buna rağmen binler yine sokaklarda “ona” ve yarattığı politik rejime karşı seslerini yükseltiyorlar. St. Petersburg Moskova’ya biraz uzak ancak göstericilerin sesleri Kremlin’e ulaşıyor. Genç, yaşlı kalabalıklar sokaklarda. Polis her zamanki gibi sert, coptan, hapishanelerden ve onun yarattığı politik güçten destek alıyor. Beş karış suratla yine yöneticiler ekranlarda boy gösteriyor. “Gereği yapılacak”, “evlerinize gidin”, "yaptığınız yasal değil" sözleri karışıyor telsiz konuşmalarına. Oysa Rusya halkının en fazla takıldığı “şey” yasa. Koca SSCB’nin dağılışını gören gözler ne yasalar gördü; parlamento binasının tank ateşine hedef olmasına tanık oldular. Devletin zor aygıtının sınırları konusunda temkinliler, olabilecekleri biliyorlar. Rusya yasa-yasa dışı sınırının hiç olmadığı kadar muğlak olduğu bir coğrafya. Mikrofona uzanan 30’unda bir genç neredeyse üç Duma (parlamento) seçimi gördüğünü, hepsinde başka bir yasanın geçerli olduğunu söylüyor. SSCB’yi ve 90’ları görenler, yasal kaosu da, demokrasinin Rusya halini de biliyor. Onlar daha dertli, ancak temkinli.
Aralık 2011’deki Duma seçimleri gerçekleşiyor ancak kalabalıklar gitmiyor. Zira dönem şartına takılan, Rusya’yı ayağa kaldıran eski başkan adaylık için yeniden sahnede. Başkanlık seçimi sürecinde, Rusya halkının tepkisi ve kafa karışıklığını her köşe başında görmek mümkündü. "O olmasa kim olacak ki; aday mı var?" çaresizliği soğuk ikliminde araştırma yapmayı huy edindiğim Rusya’da bana bir ülkeyi hatırlatıyor, hani adı dilimin ucunda, neresiydi acaba…
Putin seçimi kazanıyor, konuşmasını alanda izleyen herkes gibi neden yeteri kadar neşeli olmadığını, neden çekingen konuştuğunu Maria’ya soruyorum. Gülümsüyor Maria, "Rusya’da bir kuş uçsa ilk Kremlin’in haberi olur. Protestoları gördü, ilk o duydu. İnan bana tüm sloganları bizden iyi biliyordur" diyor. Tahmin ediyorum, diyorum. Sonuçta dünyaya nispet olsun diye gelmiş gibi yaşam standardı olan bir Kuzey ülkesinden gelmiyorum.
Putin’i zafer konuşması yaparken kürsüde bırakıp uçağıma biniyorum, “şimdi ne olacak sorusu” uçakta da Türkiye’de de hep aklımda. Arada Maria’dan durumu öğreniyorum. Yasal değişiklikler başladı, diyor. Yine mi, diyorum. Maria bana linkleri attıkça şaşırıyorum. Yasalar kolay değişiyor, hukuk çok esnek böyle Putinimsi rejimlerde. 2012’den 2019'a Rusya’da kitleler yeniden sokaklarda, yine polis sahnede. Kremlin sessiz. Rusya’da neler oluyor?
YASA VE YASA DIŞILIK İÇİN MEVZİ SAVAŞLARI: 2012-2019
Moskova ve St. Petersburg soğuğunda sesleri sokakları inletenler, 2011-2012 arasındaki o üç ayda yavaş yavaş bir dönüşümü gerçekleştiriyor. Rusya’da bir şeyler oluyor.
Rusya’da seçim yasası dört defa değişti. Yine değişim geliyor. Partiler Kanunu'yla başlıyor işler. Rusya’daki Siyasi Partiler Kanunu'nda önemli değişiklikler iki aşamada gerçekleşiyor. Değişikliklerin ilki siyasi partilerin seçim şartı için sahip olması gereken üye sayısına dönük. Siyasi partilerin seçimde yarışabilmesi için gerekli üye sayısı 2012’de 40 binden 500'e düşürülüyor… İnsan merak etmeden duramıyor, 40 bin nere 500 nere? Ancak koşullar devam ediyor. Rusya federe bölgelerinin en az yarısında örgütlenme şartı getiriliyor, ancak bir alt sınır konulmuyor. Ayrıca daha önce uygulanan seçim barajı yüzde 7’den yüzde 5’e indiriliyor. Nitekim bu kolaylıkla 2011’deki Duma seçimlerinde yedi parti yarışırken bu sayı 2016 seçimlerinde 74’e çıkıyor. Parti sayısı artıyor, ancak bu defa katılım yüzde 50’nin altında kalıyor. Sisteme ve değişime kalmıyor…
Sayıların yanında 2014’te geçen yasa Duma seçimlerinin sisteminde de değişikliğe sebep oluyor. Duma’daki 450 sandalyenin 225’i federe bölgelere ayrılmış ve bunun için nispi temsil kuralı getiriliyor. Siyasi partilerin yanında daha önce kaldırılan bağımsız adaylığın önü yeniden açılıyor. Buna göre federe bölgelerin dışında kalan sandalyeler için aday olacak kişinin bulunduğu seçim bölgesi seçmenlerinin en az yüzde 3’ünden imza alması adaylığın ön şartı oluyor. Benzer bir kural partilere de uygulanıyor.
Reform bununla bitmiyor. İmza gerilimi de böyle başlıyor. Yasaya göre. 500 üyesi olan partilerin en az 200 bin imzası olmalı ve yarışa katılması için her federe bölgeden en az 7 bin imza toplaması gerekiyor. Bu şartlar altında 2016 seçimlerinde 14 parti imza toplamaya gerek kalmadan seçimde yarışmıştı.
Yine imza karşımıza çıkıyor. Ne imzadır diyesi geliyor insanın, hele Türkiye’deyseniz, aman barış için imza atarken dikkat! İmza atmak işinizden edebilir, türlü hakaretlerin hedefi yapabilir, hapse koydurabilir, 1071 sayılı bildiriye konu haline getirebilir. Ha ben bu riski göze alırım, doğru bildiğimi savunurum imzamın arkasındayım derseniz bir bedeli oluyor; tabii sadece Rusya’da değil, Türkiye’de de.
MOSKOVA’DAKİ PROTESTONUN KAYNAĞI: FEDERE BÖLGELER SEÇİM SİSTEMİ
Rusya 85 federe bölgeden oluşan devasa bir devlet. İşte bu devleti yönetmek parlamento dışında ayrı yöntemler gerektiriyor. Putin döneminde federe bölgelere dönük ilk reform, Rusya’nın sekiz bölgeye ayrılması ve idari yetkiyle donatılmış başkanlık temsilcilerinin atanmasıyla 2000’de gerçekleşiyor. Ancak işte radikal adım şu: 2005’e kadar seçimle gelen valileri 2005’ten 2012’ye kadar başkan atıyor. Beslan saldırısı sonrasında yapılan yasal değişiklik uyarınca bölgeye atanan başkanlık temsilcileri devlet başkanına valilik için üç isim öneriyor ve başkan bunların arasından uygun gördüğünü vali olması için bölge meclisinin onayına sunuyor. Meclis ”bu adayı istemeyiz” derse ne oluyor?
Bölge meclisi devlet başkanının önerdiği ismi üç kez üst üste reddederse başkan, meclisi “dağılın o zaman diyerek” dağıtıyor. Ancak kadere bakın ki 2012’de yasa yine değişiyor, seçim sistemi geliyor. Tabii imza yine onunla beraber. Federe bölgenin valisi olmak isteyen kişilerin yapılan reforma göre valilik seçimine katılabilmesi için belediye meclisi üyelerinin yüzde 5 ile 10’unu kapsayacak şekilde imza alması gerekiyor. Ayrıca yalnızca bağımsız adaylar ya da federal düzeyde örgütlenmiş ve kaydı olan partilerin adayları seçime katılma hakkına sahip.
Yerel meclislerde Putin’in partisi Birleşik Rusya Partisi’nin (BRP) koltukların büyük bir bölümüne sahip olduğu göz önüne alındığında aday adaylarının başka bir parti veya bağımsız adaylık için meclis üyelerinin yüzde 5 ile 10’unun imzasını alması hiç de kolay değil.
27 TEMMUZ 2019 GÖSTERİSİ: İMZA KAVGASI
Uzun uzun anlatılan bu yasal çerçevede 8 Eylül’de yapılacak Moskova Yerel Meclisi Seçimi için adaylar ellerinde kalem kâğıt sokak sokak imza için gezdi. Ancak seçim kurulu bazı imzalar uygun değil diyerek, niye uygun olmadığını anlatmadan bazı adayları seçimden men etti. Yetmedi haksızlık karşısında yanlarında durmaya çağıran ve Putin’e rakip gösterilen Aleksey Navalnıy’in de aralarında olduğu muhalif adaylar, 30 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Basının paylaştığı bilgilere göre 27 Temmuz’daki Moskova gösterilerinde bin 400 kişi gözaltına alındı. Aynı gün muhalif lider Navalnıy tutuklu bulunduğu hücresinde alerji krizi geçirdi. Doktorları devlete daha önce alerjisi olmadığını hatırlattı. 2017’de de Navalnıy’e kimyasal boyayla saldırı olmuş ve siyasi lider bir gözünde yüzde 80 görme kaybı yaşamıştı. Aynı saatlerde Putin, Finlandiya Körfezi’nde bir denizaltıda boy gösteriyordu.
OHAL’in tüm lütfunu size karşı kullanmaktan çekinmeyen iktidarın ve rektörlerin yanında Türkiye’de imza, içinde barış geçen metinlere yasak edilmiş gibi. Yoksa sadece yargının değil, meslektaşlarınızın adına utanç duyacağınız bildirilerin konusu oluyorsunuz. Rusya’daysa imza muhalif bir adaya yarışsın diye verilmişse, polis copu, tutuklanma, işsizlik demek. Rusya S-400 üretmekten ibaret bir ülke değil, baskıya karşı, göstericilerin uğradığı zulme karşı ses verdiğinizde merak etmeyin S-400’leri Rusya geri alamıyor.
Mühdan Sağlam Kimdir?
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir. 8 Kasım 2023'te Ankara İdare Mahkemesi kararıyla Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki görevine iade edilmiş, ancak 27 Şubat 2024'te İstinaf Mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edilmiştir. 2017-2023 yılları arasında aralarında Gazete Duvar, Almonitor, Kısa Dalga ve Artı Gerçek'in de bulunduğu medya kuruluşlarında çalışmıştır.
'Ortadoğu’da Kürt meselesinin çözümü Türkiye'siz düşünülemez' 13 Kasım 2024
'Erdoğan Kürt Sorununu çözmeye değil stabilize etmeye çalışıyor' 04 Kasım 2024
Yapay zekanın açıldığı kapı: Nükleerin yeniden keşfi 30 Ekim 2024
Cumhuriyet'in 101. yılı: Demokrasi, laiklik, anayasa, eşit yurttaşlık 29 Ekim 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI