YAZARLAR

TBT102: Pacers-Pistons kavgası

Saha bir anda karıştı. Ben Wallace de Ron Artest de sertliği seven, sertliğe gelebilen agresif oyunculardı. Bütün oyuncular neredeyse birbirine girdi. Hadisenin başrolü Ron Artest bir anda hakem masasına yöneldi ve hakem masasının üzerine yattı. Ron Artest, hem olayların daha çok büyümesine engel olabilmek hem de öfkesinin dinmesi için olay yerinden uzaklaşmıştı esasında.

Tarihe iz bırakan, pırlanta gibi parlayan başarı hikayeleri olduğu gibi bazen tarihe, kara lekeler ve utanç duyulan olaylar da imza atar. NBA tarihinin belki de en büyük kavgası bu. 15 sene oldu ama hâlâ konuşuluyor. O gün orada ne neler yaşandı? Bugünkü TBT köşemizde 'The Malice at the Palace''ı yani 'Saray'daki garez'i anlatacağız. Detroit Pistons'ın arenasının adı 'The Palace' yani 'Saray' olduğu için kavga da burada gerçekleştiğinden dönemin gazeteleri tarihe geçen bu olayı böyle adlandırmıştı.

Bu hafta TBT köşemiz için çokça konu önerileri geldi. Zaten 11 aydır, Gazete Duvar'da yazdığım süre zarfında müthiş konu önerileri ve yorum mailleri aldık. “Abi Allah aşkına şunu yaz” diye başlayan çokça mesajınıza istinaden köşemizde bir TBT serisi başlatmaya karar verdik. Kobe'nin tecavüz skandalından, Michael Jordan'ın babasının cinayetine, Johan Cruyff'tan Ronaldinho'ya kadar uzun bir liste oluştu sayenizde. Bu hafta da da çok istenen Pacers-Pistons kavgasını ele aldık.

Pacers-Pistons kavgasını çok farklı boyutlardan ele almamız gerekiyor. Önce olayı gözümüzün önüne getirelim ve üstünden geçelim. Takvim yaprakları 19 Kasım 2004'ü gösteriyordu. Olayın yaşandığı yer Detroit yani Pistons'ın sahası. 2004 NBA Finalleri'nde Shaquille O'Neal, Kobe Bryant, Karl Malone ve Gary Payton'lı Los Angeles Lakers'ı 4-1 yenip, şampiyon olarak tarih yazan Detroit Pistons, NBA'in gidişatına bir yön verdi diyebiliriz. Bir sonraki sezon bu takımın yeni hanedana dönüşebileceği konuşulurken kimsenin olacaklardan haberi yoktu. Mevzubahis maç başladı ve Pacers maç boyunca Pistons'a göre çok daha iyi oynuyordu. Keza Pacers, son şampiyonun karşısında son bölüme skor anlamında rahat giriyordu.

Maçın başından itibaren iki takım arasındaki gerilim esasında sürekli artıyordu. Ama skor yakın olmadığı için bu mesele biraz olsun kompanse ediliyordu. Örneğin skor başa baş olsaydı belki de olay daha önce patlayabilirdi. Pistons pivotu Ben Wallace, maçtan üç gün önce abisini kanserden kaybetmişti. Bir ribaund pozisyonu yaşandı maçın son bölümünde. Pozisyon Ben Wallace ve Ron Artest arasında yaşandı. Pozisyonun ardından Ben Wallace, Ron Artest'in üstüne yürüdü ve onu ittirdi. Tıpkı Birinci Dünya Savaşı’na sebep olan Sırp milliyetçisinin, Avusturya-Macaristan Prensi'ni öldürmesi gibi, bütün olayları ateşleyen şey de bu ittirme oldu. Her şey bir anda gelişti gibi görünse de belki bu, patlamaya hazır bir bombanın sadece çekilen pimiydi.

Saha bir anda karıştı. Ben Wallace de Ron Artest de sertliği seven oyunculardı. İki takım da genel olarak agresif yapılı oyunculardan kuruluydu. Bütün oyuncular neredeyse birbirine girdi. Hadisenin başrolü Ron Artest bir anda olaylardan uzaklaşıp hakem masasına yöneldi ve hakem masasının üzerine yattı. Ron Artest, hem olayların daha çok büyümesine engel olabilmek hem de öfkesinin dinmesi için olay yerinden uzaklaşmıştı esasında. Sakinleşmişti de. İşgüzar bir Detroit taraftarı içi bira dolu bir bardağı Ron Artest'e fırlatınca iş bu sefer tamamen çığırından çıktı.

İşte o anda itibaren bütün dünyaya rezil olunan görüntüler meydana geldi. Ron Artest seyircinin üzerine doğru koştu, tribünlere atladı. Oyuncularla taraftarlar arasında resmen bir kavga başladı. Sanki herkes bilet verip maç izlemeye gelmemiş de bir mahalle kavgasına gelmiş gibiydi. Yani oyuncuların rezilliğini konuşurken burada seyircinin de kötü niyetive kontrolsüzlüğünden söz etmek gerekir. Pacers'lı oyuncular zorlukla soyunma odasına götürülmeye çalışıldı. Ama artık çok geçti; NBA tarihinin en rezil ve en skandal kavgasına imza atmış oldular.

Kavga bitti ama olaylar çok uzun sürdü. NBA komisyonu ve ceza heyeti açısından, adli süreçlere kadar taşındı birçok mesele. Yıllarca sürdü diyebiliriz. O sezona harika başlayan Pacers takımında, Ron Artest aldığı cezayla sezon kapattı. Jermaine O'neal 25 maç, Stephen Jackson ise 30 maç ceza aldı. Zaten Pacers bu olay sonrasında uzun bir süre kendine gelemedi.

Aslında NBA, organizasyonu ve yıldızları koruma konusunda gerçekten çok başarılıdır. Yani oyuncular arasındaki kavgalarda doğru cezalar da veriliyor. Ama iş seyirciye sirayet ettiği an ve dünyada yankı uyandıracak bir skandal gerçekleştiğinde, burada güç gösterisi yapmak yani tabiri caizse “racon kesmek” gerekiyordu.

Çok bilinmeyen bir detay vardır bu kavgada yaşanan. Kavganın ardından hani Pacers oyuncuların soyunma odasına zorla götürülmesinden bahsetmiştik. Sahadan soyunma odalarına giden tünele girdiğinde Ron Artest, takım arkadaşı Stephen Jackson'a soruyor; “Jack, sence başımız belaya girecek mi?” Yani olayın ciddiyetinden bu kadar habersizler.

Bu olayın yaşandığı geceden kasedi biraz geriye saralım. 2004'ün bahar aylarına dönelim yani Detroit şampiyon olmadan önceye. Doğu Konferansı Finali Indiana Pacers ile Detroit Piston arasında oynandı. Aralarındaki gerginlik zaten bu seride başlamıştı çoktan. Seri oynanırken NBA finali bileti için savaşıyorlardı. Finalde yıldızlar karması Los Angeles Lakers olduğu için ve 1998'de Michael Jordan'lı Chicago Bulls'un şampiyonluğundan beri şampiyon hep Batı Konferansı'ndan çıktığı için final biletiydi bu sadece. Kimse Detroit Pistons'a şans vermiyordu. Hatta o şampiyon Piston takımında eski milli oyuncumuz Mehmet Okur da forma giyiyordu. Detroit şampiyon olunca bu iki takım arasındaki garez iyice büyümüştü. Özellikle Pacers açısından. Çünkü ne kaçırdığını NBA finali bitince anlamışlardı. Tabii işler böyle yürümüyor realitede. Belki Pacers NBA finalinde Lakers'a 4-0 süpürülecekti. Nereden bilebiliriz ki? Aslında bu süreç bence olay gecesini hazırlayan faktörlerden biri oldu.

Detroit'un şampiyonluğu resmen gidişatı değiştirdi. Shaquille O'neal aldı başını Miami Heat'e gitti. Miami bir anda Doğu Konferansı'nı ele geçirdi. Olay sonrası sezonun devamında Pistons yine öyle ya da böyle NBA finaline ulaşmayı başardı ama şampiyon Batı'dan çıktı yine eskisi gibi ve San Antonio Spurs şampiyon oldu. Bu olay birçok oyuncunun kariyerlerinin gidişatını değiştirdi. Jermaine O'Neal asla eskisi gibi bir oyuncu olmadı. Keza sezonun devamında çok büyük sakatlık da geçirdi. Detroit, kibirli Lakers'ı elediği için sempati toplamışken bu olay sonrası en nefret edilen, antipati duyulan takım haline geldi. Ron Artest oradan oraya takım değiştirdi. Gerçi daha sonra 2009-2010 sezonunda Lakers'ta Kobe Bryant'ın yanında bir şampiyonluk kazandı. Taşların bir kısmı bu şekilde kayboluyordu, bir kısmı yerini buluyordu evet ama sonraki süreç NBA tarihine, hatta spor tarihine geçmiş bu kara lekenin temizlenmesine yetmiyordu. Bakın bugün hâlâ anlatıyoruz.


Ara Gözbek Kimdir?

Yayın hayatına 2005'te üniversite radyosu CIU FM'de başlayan Ara Gözbek aralıksız üç sene İngilizce ve Türkçe yayınlarla canlı radyo programı hazırladı ve sundu. 2005'te CNN Türk'te Frekans programında yapım asistanı ve muhabir olarak görev aldı. Gazeteciliğe ilk olarak 2006'da BirGün gazetesinde adım attı. BirGün'de Pazar eki ve spor bölümlerinde 400'den fazla makale yayınladı, ardından Türkiye'nin en çok takip edilen spor haber sitesi sporx.com yazarlığa devam etti. 2007 yazında staj yaptığı TRT'de “NBA Europe Live” adı altında NBA'in uluslararası projesinde TRT'yi NBA muhabiri olarak temsil etti. SporX TV'de “NBA ARA'SI” programını yaptı. Bunların dışında Taraf gazetesi, tempo24.com.tr ve birçok sitede makaleleri ve haberleri yayınlandı. Döneminde çok popüler bir radyo olan Metro FM'de pek çok programa konuk ve yorumcu olarak katıldı. sokaksesi.com sitesinin ve Android ile Apple'larda uygulaması da olan Sokak Sesi Radyosu'nu kurup burada uzun bir süre “underground” radyo yayınları yaptı. Halen Gazete Duvar'da yazmaktadır.