TBT103: ABA ve NBA nasıl birleşti?
ABA ile NBA'in birleşmesinden aslında herkes kazandı. Daha çok takım, daha çok maç demekti. Daha çok maç, daha fazla yayın geliri anlamına geliyordu. Bu ise oyuncuların daha fazla para kazanabilmesini sağlıyordu. Lig daha rekabetçi oluyor ve seyirci de gerçekten bu işten daha fazla keyif almaya başlıyordu.
Bugün dünyanın en üst düzey basketbol ligi olan NBA'in bugünlere nasıl geldiğini merak ediyorsanız birçok farklı denklemin ve bileşenlerin bir araya gelmesiyle olduğunu bilmenizde fayda var. 80'li yıllarda Magic Johnson ve Larry Bird yani Boston Celtics ve Los Angeles Lakers rekabetinin NBA'i nasıl kurtardığını baştan anlatmamıza gerek yok. Bu gerçek artık literatüre geçmiş durumda. 90'lı yıllarda Michael Jordan sayesinde NBA, dünyada o kadar olağanüstü bir patlama yaptı ki bugün hâlâ bu konuları konuşup tartışıyoruz. Bir de eski NBA Başkanı David Stern gerçeği vardır. Peki ya bu lige şekil veren şey neydi? 70'li yıllarda gerçekleşen ABA ve NBA yani iki ayrı ligin birleşmesidir.
Amerikalıların meşhur bir sözü vardır, çokça şarkıda kullanılmıştır. Hatta ezberlenmiş bir slogan haline de gelmiştir;
“Together we stand, divided we fall” yani “Beraberken ayaktayız, ayrıyken düşeriz” bir başka deyişle “Birleşirsek ayakta kalırız, bölünürsek düşeriz” gibi bir anlama da gelmektedir.
Bu iki lig birleşti elbette ama öncelikle bu iki ligi biraz tanıyalım.
ABA – American Basketball Association yani Amerikan Basketbol Birliği
NBA – National Basketball Association yani Ulusal Basketbol Birliği
ABA, 1967'de Dick Tinkham, Joe Newman, Dennis Murphy tarafından kurulmuştur. Dokuz sene faaliyet göstermiş bu ligin 11 takımı vardı. Bir dönem başkanlığını ise NBA'in eski bir süper yıldızı, Minneapolis Lakers'ın pivotu George Mikan yapmıştır.
NBA ise 1946-47 sezonundan beri faaliyet gösteren bir ligdir. Baktığınızda 73 yıl olmuştur. NBA, ilk kurulduğunda 11 takım ile kurulmuştu ve 1976'da ABA ile birleşmeden önce son olarak 18 takım ile faaliyet gösteriyordu.
Birleşmeden önce NBA Ligi'nde yer alan 18 takım şunlardı: Boston Celtics, Philadelphia 76ers, Buffalo Braves, New York Knicks, Milwukee Bucks, Detroit Pistons, Kansas City Kings, Chiacgo Bulls, Cleveland Cavaliers, Washington Bullets, Houston Rockets, New Orleans Jazz, Atlanta Hawks, Golden State Warriors, Seattle Supersonics, Phoenix Suns, Los Angeles Lakers, Portland Trailblazers.
Birleşmeden önce ABA Ligi'nde yer alan 10 takım ise şunlardı: Kentucky Colonels, New York Nets, Spirits of St.Louis, Memphis Sounds, Virginia Squires, Denver Nuggets, San Antonio Spurs, Indiana Pacers, Utah Stars, San Diego Conquistadors.
Birleşmeden evvel ülkenin en büyük devi Boston Celtics'ti. Bütün şampiyonluklara ambargo koymuştu. 1960'lı yıllarda ligde 10-12 takım varken Boston Celtics neredeyse “tek parti rejimi” misali kafasına göre at koşturuyordu. Esasında Boston Celtics, Amerikan spor ve siyaset tarihi açısından çok önemli bir yere sahiptir. “Irkçılık” bariyerini ilk kıran yapılanmaydı. Neticede o dönem Boston Celtics'in yıldızı, lideri ve camianın marka yüzü Bill Russell'dı. Bir siyahtı. Amerika'da ırkçılık olağanüstü seviyelerdeyken Boston Celtics bu konuda ilk hamleleri yapan takımlardan oldu. Otomatik olarak bu onların ülke genelinde de sevilmesine neden olmuştur.
Basketbola dönecek olursak, Boston Celtics'in lig tarihinde 17 şampiyonluğu, Los Angeles Lakers'ın ise 16 şampiyonluğu vardır. Ama Boston bu şampiyonlukların bir çoğunu ligin 10-12 takımlı döneminde kazandığı için, Lakers ise 1980'lerden itibaren ligi domine eden bir lokomotife dönüştüğü için hangisinin daha büyük olduğu hâlâ tartışılır. Ama tabii Lakers, daha modern zamanlara damga vurduğu için tartışmalarda bir adım öne geçmiştir. Çünkü bunu tartışan basketbolseverler Lakers'ın başarılarına daha fazla tanık olmuştur.
1976'de bu lig birleşti ve ABA liginden dört takım, Denver Nuggets, Indiana Pacers, New York Nets ve San Antonio Spurs NBA organizasyonuna dahil oldu.
Birleşmeyle beraber NBA'de 22 takım oldu. Hemen ilk sezonda, yani 1976-77 sezonunda şampiyon olmayı başaran ilk takım Portland TrailBlazers'tı. İlk sezonun MVP'si yani "En Değerli Oyuncusu" Kareem Abdul Jabbar seçildi. Kareem, o sezon Lakers forması ile bu ödülü almayı başardı evet ama aynı Kareem birleşmeden evvel bu ödülü Milwukee Bucks forması ile almıştı.
ABA ile NBA'in birleşmesinden aslında herkes kazandı. Daha çok takım, daha çok maç demekti. Daha çok maç, daha fazla yayın geliri anlamına geliyordu. Bu ise oyuncuların daha fazla para kazanabilmesini sağlıyordu. Lig daha rekabetçi oluyor ve seyirci de gerçekten bu işten daha fazla keyif almaya başlıyordu. Bu, daha fazla bilet satışı demekti yani daha fazla para. Zaten bugün NBA'in bu noktada olmasını sağlayan iki unsur para ve organizasyon gücüdür. O yüzden bugünkü ligin geldiği nokta iş hacmi, ekonomik gücü ve altyapısı, spor ürünlerinin satışlarına nasıl sirayet ettiği, hepsi ve hepsi aslında bir bakıma bu birleşmeden ötürü gerçekleşti.
Unutmayalım ki Michael Jordan'dan önceki ligin 'Michael Jordan'ı Julius Erving nam-ı Dr.J'dir. O da NBA'e ABA liginden gelmiş bir süperyıldızdır. Yani ABA, NBA'e tam da ihtiyacı olan şeyi vermişti; hava, parlaklık ve heyecan. Rekabet de artınca ligin bir anlamı olmaya başlamıştı. 'Iceman' (buz adam) lakaplı George Gervin keza hep ABA liginden NBA'e transfer olmuş yıldızlardan biridir.
NBA bugün 30 takımıyla dünyanın basketbol zirvesindeki faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor.