YAZARLAR

HDP'yi kapatmak

Her ne kadar devletin ilgili birimlerinde nasıl bir hazırlık yapıldığını kestiremesek de HDP’nin kriminalize edilerek, PKK’yle özdeşleştirilerek kapatılmak istendiğini varsayalım. Baskı altındaki milyonlarca Kürt oy verecek bir parti bırakılmadığında koşup AKP-MHP’ye mi üye olacak?

“Felç olmuş koca bir gövde” halindeki AKP ve yeni akıl verenleri, bulundukları çıkmazı HDP üzerinden yarmaya çalışıyor.

Bir süredir HDP’nin Diyarbakır binasının önüne giden veya “yönlendirilen” aileler üzerinden sistematik bir kampanya yürütülüyor. Bu kampanyanın görsel, yazılı ve sosyal medya ayağı her gün yeni bir “hastag” belirliyor ve dikkatleri bu binanın önüne çekmeye çalışıyor.

Buradan şekli bir “kamuoyu” inşa edildikten sonra kampanyanın siyasi ayağı, sırası geldiği için harekete geçti ve iktidar cephesinden peş peşe HDP karşıtı açıklamalar yapılmaya başlandı. Nihayet bugün itibariyle de sırası gelen yargı harekete geçerek HDP Diyarbakır il örgütü yöneticileri hakkında soruşturma başlattı.

Öyle anlaşılıyor ki bu kampanya uzun soluklu olacak ve peyderpey yeni adımlar atılacak.

Peki bu kampanyanın sonuna ilişkin nasıl bir hesap yapılıyor?

HDP’yi kapatmak mı?

Her ne kadar devletin ilgili birimlerinde nasıl bir hazırlık yapıldığını kestiremesek de HDP’nin kriminalize edilerek, PKK’yle özdeşleştirilerek kapatılmak istendiğini varsayalım.

Binlerce üyesinin, yöneticisinin, eski eş başkanlarının, belediye başkanlarının zaten hapiste tutulduğu, dışarıdakilerin de kendi binalarının kapısında bile açıklama yapamadığı bir HDP hâlâ milyonlarca oy alabiliyorken, bundan öte hangi baskının ne tür sonuçları olabilir?

HDP zaten siyaset yapamadığı halde neden çok etkili bir siyasi parti olmaya devam edebiliyor?

İktidardakiler, bu partinin etki gücünü, devletin baskıcı politikalarından rahatsız milyonların varlığının oluşturduğunu bilmiyor mu?

Baskı altındaki milyonlarca Kürt oy verecek bir parti bırakılmadığında koşup AKP-MHP’ye mi üye olacak?

31 Mart öncesine kadar HDP yerelde zaten kayyımlar eliyle kapatılmamış mıydı?

Ee, seçim geldi ve HDP neredeyse hiç siyaset yapamadığı Diyarbakır, Van, Mardin başta olmak üzere pek çok belediyeyi geri almadı mı?

HDP yerel seçimleri “güçlü kampanyasıyla”, “karizmatik adaylarıyla” kazanmadı ki. 31 Mart sonuçlarını bizzat devletin artarak devam eden baskıcı politikaları belirledi.

Peki yoksullukla, adaletsizlikle, baskı politikalarıyla hayatları tarumar edildiği için çoktan yeni siyasi arayışlara girmiş ve 31 Mart ile 23 Haziran’da da bunu somut olarak göstermiş olan Türkiye’nin batısındaki kitleler, HDP’yi kapattığı için gidip AKP-MHP etrafında mı kenetlenecek?

HDP’siz bir siyaset alanı AKP’yi kurtarmaya yeter mi?

Hasılıkelâm, iktidara bu aklı verenlerin derdinin AKP’yi çıkmazdan kurtarmak olmadığı anlaşılıyor.

Öte yandan hemen her gün “hamdolsun şu kadar teröristi öldürdük” açıklamalarıyla kitlelerini coşturanlar, “çocukları dağa götürülen” analarla gerçekten duygudaşlık içinde mi?

Anaların çocuklarının evlerine dönmesini isteyenler, o anaların “kandırılmış” çocukları öldürüldüğünde göğsünü gerenler değil mi?

Yoksa onlar sadece “kandırılmamış teröristler” öldürüldüğünde mi seviniyor? Peki “gönüllü-kandırılmış terörist” tasnifini nasıl yapıyorlar? Mesela anaya göre mi, ölene göre mi, öldürene göre mi, sürece göre mi?

Yarın-öbür gün çocukları dağda olan tüm analar HDP’nin önünde toplanıp tüm taleplerini dile getirse, televizyon ekranları açık tutulmaya devam edilecek mi?

Anaların taleplerinin karşılanmasını isteyenler, dağdan inişlerin koşullarını yaratmaya hazır mı?


İrfan Aktan Kimdir?

Gazeteciliğe 2000 yılında Bianet’te başladı. Sırasıyla Express, BirGün, Nokta, Yeni Aktüel, Newsweek Türkiye, Birikim, Radikal ve birdirbir.org ile zete.com web sitelerinde muhabirlik, editörlük veya yazarlık yaptı. Bir süre İMC TV Ankara Temsilciliği’ni yürüttü. "Nazê/Bir Göçüş Öyküsü" ile "Zehir ve Panzehir: Kürt Sorunu" isimli kitapların yazarı. Halen Express, Al Monitor ve Duvar'da yazıyor.