Erdoğan BM’nin iklimini değiştirdi
Erdoğan BM İklim Eylem Zirvesi’nin iklimini değiştirdi. Fosil yakıtları nasıl katladığını, çöpünü dönüştüremediğini iyi bir şey gibi anlattı, betonu dünya gündemine politika olarak koydu.
Birleşmiş Milletler 74'üncü Genel Kurulu açılışı çerçevesinde gerçekleşen İklim Eylem Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarihi bir konuşma yaptı. Konuşma müthişti. Ne yazık ki ülkede pek gündem olmadı. Erdoğan’ın konuşmasına kimse laf etmedi ama nedense İsveçli Greta Thunberg’ın konuşması ülke gündemi oldu. Sadece bu yaz Kaz Dağları’nda iki yüz bin ağacın kesilmesi, Salda Gölü'ne 140 bin metrekare inşaat yapma çabası gibi bir düzüne olay ve Araklı, Düzce sel felaketleri olmamış gibi 16 gencin aralarında Türkiye’nin de olduğu beş ülkeyi dava etmesi ülkenin en büyük iklim gündemi oldu.
İKLİM ZİRVESİNDE FOSİL YAKIT REKLAMI
23 Eylül’de gerçekleşen İklim Eylem Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Erdoğan “İstanbul ile beraber 81 vilayetimizin tamamında katı yakıtlar yerine doğal gaz kullanımını yaygınlaştırdık.” diyerek iklim zirvesinde bir fosil yakıtı yaygınlaştırmayı iklim eylemi olarak sundu. İklim zirvesinde fosil yakıtı çözüm olarak sunmak kadar tarihi bir şey olabilir mi? Tabii bunu yakalayamayınca ülkede bu iktidar döneminde doğal gaz tüketiminin üçe, kömür üretiminin ikiye, kömür ithalatının ise üçe katlandığını tartışamadık. Çünkü kimse işin o tarafında değildi.
Erdoğan yenilenebilir enerjinin payının yüzde 30’a çıktığını, bunun 2023’de yüzde 39’a çıkartılacağını söyledi. Ama burada yenilenebilir denince asıl kastın HES’ler olduğunu söylemedi.
Afet risklerini azaltıyoruz, dedi. Dedi ama geçen yıl 84 milyon ton çimento üretimi ile dünya dördüncüsü olduğumuzu, Karadeniz’de her vadinin dökülen bu çimento ve asfalt yüzünden afet felaketi adresi olduğunu söylemedi.
BETON BAHÇELERİ
Millet bahçeleri projeleriyle yeşil alanları ve dolayısıyla yutak kapasitesini hızla artırmayı hedeflediklerini söyledi. Herkesin artık beton bahçesi diye bildiği bu işlere iklim zirvesinde yutak alanı diyerek tarihi bir cümle kullandı. Ama buna da kimse laf etmedi.
Orman varlığını arttırdıklarını, 11 Kasım’da 11 milyon fidan dikeceklerini söyledi ama sadece bir altın madeni için 200 bin ağacın kesildiğini söylemedi. Hatta orman artışlarının rantın düştüğü, yani nüfusun göç ettiği yerlerde olduğunu ama rantın, nüfusun arttığı yerlerde ise ormanların azaldığını çalışmaların ortaya koyduğunu bilmediğimizi düşündü.
DAHA ÇOK KAZA, DAHA ÇOK OTOMOBİL, DAHA ÇOK ATIK
Yeni metro hatları inşa ettiklerinden bahsetti ama neden raylı sistem inşaatlarının hep geciktiğini, neden Haydarpaşa’nın 2013’den bu yana kapalı tutulduğunu, neden köprülere ve tünellere geçiş garantisi verildiğini söylemedi.
Demiryolunun yolcu taşımada payının yüzde 1’den yüzde 4’e, taşımacılıktaki payının yüzde 5’den yüzde 10’a çıkartılacağını söyledi. Ama bu ülkede 10 yıl önce daha çok yolcu, daha çok yük taşındığını söylemedi. Demiryollarının iyice küçüldüğünü, iş güvenliği politikalarının kalmadığını, son bir yılda kaç kaza yaşadığımızı da söylemedi.
Poşet kullanımının dörtte üç düşürüldüğünü söyledi. Ama geçen yıl 2,7 milyon ton plastik ambalaj atığı gömüldüğünü söylemedi. Tabii “azalttığımızın 30 katını gömüyoruz” diyemezdi.
2023’de 400 bin binada sıfır atık sistemine geçileceğini söyledi. Yani binaların sadece yüzde 2’sinde sıfır atık, kalan yüzde 98’inde ise her yer atık politikasının devam edeceğini söylemedi. Ardından atıklardan geri dönüşüm oranının yüzde 13 olduğunu söyledi. Böylece yüzde 87’sinin toprağa gömüldüğünü itiraf etmiş oldu.
BİSİKLET YOLU YATIRIMI
Bisiklet yolu en önemli yatırım alanlarında biri, dedi. Bisiklet yolunun bin km’den 2023’de dört bin km’ye çıkacağını söyledi. Ama bunu söylerken şehir içinde 82 km. hızla gidilen yerler varken kimsenin o bisiklet yoluna ulaşamayacağını düşünemezdi. Zaten “yatırım alanı” diyerek meselenin işlevsel değil yatırım amaçlı olduğunu, sizi bir araç olarak gördüğünü ortaya koydu.
Sonunda herbir coğrafya için ayrı iklim eylem planı hazırlıyoruz dedi. Karadeniz için hazırlanan planda ne kadar çok inşaat kalemi olduğunu söylemedi. O planda dere yataklarına ev yapmaya hâlâ izin verildiğinin itiraf edildiğini de söylemedi.
DÜNYAYA TOKİ MODELİ!
Erdoğan’ın konuşması öncesi Şehircilik Bakanı da “Altyapı, Şehirler ve Yerel Eylem Çalışma Grubu” toplantısına katılmıştı. Kenya ile eş başkanlık yaptığımız çalışma grubu sonuçları paylaşıldı. Buna göre “Sıfır Karbonlu Binalar Girişimi” ile 2030’a kadar yeni binaların, 2050’ye kadar mevcut binaların sıfır karbonlu olması hedefi konuldu. Tabii bunun için 2030’a kadar 1 trilyon dolara ihtiyaç olduğunu da belirtti.
Bu aslında tam bir TOKİ modeli. Türkiye yıllarca verimli binalar yapmamak için görevlerini erteledi ve böylece müteahhitlere zaman tanıdı. Enerji kimlik belgesinin alınması 2017’de tamamlanması gerekiyorken bunu 2020’ye erteledi. Şimdi aynı şeyi dünyaya öneriyor. AB 2018’den itibaren sıfır enerjiye geçmişken,Türkiye bunu 2030’a erteleyerek küresel düzeyde müteahhitlere destek çıkıyor.
Erdoğan BM’deki konuşmasını bitirirken üç resmi girişimi de duyurdu. Bunlardan biri “iklim dostu ulaşım girişimi”. Diğer ikisi ise bakanın da duyurduğu “yerel iklim yatırımı için liderlik girişimi” ve “sıfır karbonlu binalar girişimi”. Tabii bunların gizli "inşaata bir trilyon dolar bulma girişimi" olabileceklerini unutmamak gerekiyor.
Erdoğan’ın BM’deki konuşmasında değindiği her konu aslında bir itiraf gibiydi. Aslında açık şekilde kendi politikalarının iklimi nasıl değiştirdiğini anlattı. Çok tarihi bir konuşma idi. Bunu bizler konuşmazsak kimse konuşmaz. Bu sözleri sorgulamazsak kimse sorgulamaz.
Erdoğan BM İklim Eylem Zirvesi’nin iklimini değiştirdi. Fosil yakıtları nasıl katladığını, çöpünü dönüştüremediğini iyi bir şey gibi anlattı, betonu dünya gündemine politika olarak koydu.