YAZARLAR

İyiler ve kötüler aslında aynı potada

Fatih Terim, hem kurgu hem de yeteneği cezalandıran bir saldırganlıkla, bilindik özüne nihayet döndü. Bir kurgu inşa etme ve bu kurgu aracılığıyla yeteneğe seviye atlatma sevdasından çok çabuk vazgeçti.

Türk futbolunun temel yoksunluğu, kurgu ve yetenek yoksulluğudur. Dolayısıyla skor ve performans olarak iyi görünen takımlar ile aynı nedensellik zinciri içinde kötü olarak nitelenen takımlar, seviye olarak aynı düzlemde yer alırlar. Çünkü, kurgusal olarak ayrışmıyor, yetenek olarak da başkalaşamıyorlar. Tuhaf bir aynılık, sadece skor ve bir parça atletik performansla, farklılaşıyor. Buradaki farklılaşma da haliyle nitelik ayrışması olamıyor.

Hafta Galatasaray Rizespor maçıyla başladı. Fatih Terim, hem kurgu hem de yeteneği cezalandıran bir saldırganlıkla, bilindik özüne nihayet döndü. Bir kurgu inşa etme ve bu kurgu aracılığıyla yeteneğe seviye atlatma sevdasından çok çabuk vazgeçti. Oyunu bütünüyle doğaçlama bir auraya teslim edip, sonuç almaya çalıştı. Gelen iki golde, bu zihin sayfasının tam ortasını işaret eder gibi, doğaçlama bir kaotik kargaşanın ürünü olarak tabelaya yazıldı. Fatih Terim’i anlıyorum, çünkü istese bile daha iyisini yapabilecek bir zihinsel olgunluğa sahip değil.

Alanyaspor Başakşehir maçı çok şey vaat eden bir maç gibi gözüküyordu kağıt üstünde. Malum Alanyaspor lider ve ‘’ top rakipte oyunun’’ en iyi şubesi. Başakşehir de, Abdullah Avcı mirasıyla, nesnel olarak Türkiye’de en iyi ‘’top bizde’’ oyununu oynayabilecek bir takım. Maç başladı, ne Alanyaspor tasarladığı oyunu oynayabiliyor ne de Başakşehir, topu rakibe bırakmadan dominant, egemen bir oyun oynayabiliyor. Rakip analizinden doğan veriler, iki takımın birbirini kilitlemesine yarıyor ama aynı sistematik içinde, alternatif bir oyun oynayabilmelerini sağlayamıyor. Çünkü her oyun ancak, tek boyutlu kurgulanabiliyor.

Alanyaspor’un oynamak istediği oyunun merkezi aksiyonu, rakibi ikinci bölgede karşılamak olarak özetlenebilir. Rakibi ikinci bölgede büyük bir dirençle karşılamadan, hızla kontralar yapmak imkansızlaşır. İkinci bölgede bölgesel baskılar yapmaksızın, sisteme işlerlik kazandırılamaz. O zamanda geride büyük geniş alanlar kalır ve akıllı bir rakip günün birinde, bunu size çok pahalı ödetir.

Anlaşılan Okan Buruk, Abdullah Avcı mirasına pek itibar etmiyor ya da bu mirasla ne yapması gerektiği konusunda fikri yok. Fikriniz yoksa sonuç da alamazsınız.

Trabzonspor Göztepe maçı, dengesiz iki takımın, sürpriz sonuçlara gebe maçıydı. Geçen hafta Başakşehir maçındaki defansif arızaların tümü bu hafta aynı doğaçlama karakter içinde hücumda sahne aldı. Dengesiz takımların en büyük özelliği, savunma ve hücum bütünlüğünün aynı pozisyon içinde sağlanamamasıdır. Her hücumcu takım hücum ederken topun kapılması ihtimalini gözeterek atak yapar. Tersi de savunma için geçerlidir. Savunma yapan takım, her an o topu kapacağı düşüncesiyle, pozisyonun hücum imkanlarını berhava etmez. Trabzonspor iki sezondur bu dengeyi sağlayamıyor.

Antalyaspor Beşiktaş maçı, Avcı’nın kaderi ve oyunsal olarak dönüşümü açısından çok dikkate değerdi. Beşiktaş ondan hiç beklenmeyen bir açılışla müthiş bir ilk yirmi dakika oynadı. Bu oyun skora yansıdı ve 2-0 öne geçti. Ama sonra görüldü ki, kurgusallık aslında Antalyaspor’un şaşkınlığı nedeniyle elde edilen bir yanılsamaymış. Nitekim ikinci yarıda Antalyaspor biraz bölgesel baskı yapınca, Beşiktaş’ın cilası, çabuk soldu. Bu maçın söylediği şuydu, Beşiktaş henüz yeni bir şey olmayı başaramamış.

Kurgular ve yetenekler üst seviyede birleşmeden, ortaya fark yaratan bir oyun koymak mümkün değil.


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.