Süpürmeye devam
Yalan yok, çok umutvar değildim kendi adıma. Uniersiade’nin bize katkısının bu raddeye gelebileceğine inanmamıştım doğrusu. Ama Fatih Arda İpcioğlu’nun kayakla atlama disiplinin de olimpiyat görmesi, kadın curling takımımızın A Ketigorisine yükselmesi, erkek curling takımımızın A Kategorisi’nin civarlarında dolanması… Kötümser olmanın belki de en iyi yanı başkası görmese de çok sevinmek.
Hafızam beni yanıltmıyorsa yıl 2010’du. Ben Uğur Ağabey’in (Vardan) kaptanlığındaki Radikal Spor’da kelime dolaştırırken, bir yandan da Eurosport’ta dilimin döndüğünce kış sporlarına ara pası atmaya çalışıyordum. Yaklaşık bir 6 sene kış sporlarıyla içli dışlı geçtiği için ne zaman koşu yaparlar, ne zaman kayakla atlarlar, ne zaman süpürürler, ne zaman kızak üstüne kaya kaya giderler naçizane bir fikrim vardı. Bir yıl sonra da Kış Universiade’si de Erzurum’da yapılacağı için tüm çalışmalar son sürat devam ediyordu.
Biz de birkaç gazeteci ile birlikte Erzurum’un yolunu tuttuk. Hedef oyunlar öncesinde tesislerin durumunu incelemek, şehrin desteği konusunda varsa kulağımıza bir kar suyu kaçırmaktı. Zira Türkiye, oyunlara maalesef ki "Erzurumluların Merak Konusu: Kuleden Atlayan Kayakçı Caddeye Düşer mi (Özel)" başlıklı haberlerle hazırlanıyordu. Kamuyu oyunlara hazırlamakla görevli olan basın olası sansasyonun peşindeydi. Böyle bir ihtimalin olması imkansız olsa da.
Neyse ben konuya döneyim yeniden. Takdir edersiniz ki kış sporlarında her zaman en cezbedici dal kayakla atlamaydı. Biz de Erzurum’daki gezimizde en çok atlama kulesinden etkilenmiştik tabii ki. Ama bir de curling salonu vardı aklımızda. Çünkü dolu olan tek tesis oydu. Kış sporlarıyla gerçek anlamda ilk tanışmamız, Universiade’ye en hazır duran curling oyuncularıydı. Sonrasında da öyle olduğunu hep gösterdiler. Erkekler de kadınlar da yıllardır bu sporla iç içe gibiydiler.
Hızla B Klasmanına çıktılar önce. Sonra da yükselişleri devam etti. 2018’de Estonya’nın başkenti Tallinn’de gerçekleştirilen Avrupa Curling Şampiyonası B Klasmanı’nda bronz madalya kazandı. Öncesinde de 2017 Avrupa Gençlik Olimpik Oyunları’nda ikincilik, 2016’da da İsveç’teki Dünya Gençler Curling Junior Şampiyonası’nda hem erkeklerde hem de kadınlarda ikincilik elde ettiler.
Türkiye’de benzerine kolay rastlanır bir durum değil bu. 9 senelik bir geçmişin, ritmik bir ivme ile yukarıya doğru ilerlemesine alışık değiliz biz. Onları az görmemiz de bundan zaten. Ama onlar az görünüyoruz diye sitem etmeden çalışmaya devam ettiler. Sonra ne oldu?
Bu sene İsveç’in Helsingborg kentinde düzenlenen Avrupa Şampiyonası mükafatını aldılar. Gurur tabii ki onların. Ama izinleri olursa ben de kendileriyle gurur duyma hakkımı kullanmak isterim. Öznur Polat, Semiha Konuksever, Dilşat Yıldız, Özlem Polat ve Mihriban Polat. Bu isimleri umarım daha çok duyarız. Curling dünyasının daha çok duyacağı kesin. Zira bu 5 kadın, Avrupa Şampiyonası’nda B Kategorisi’nde oynadıkları 9 maçın 7’sini kazanarak finale çıktı. Finalde İtalya’ya yenilseler de bu başarı sayesinde Türkiye’ye iki önemli eşik atlattılar. İlki artık bu kadınların taşlarından gelen bir Dünya Şampiyonası elemesi hakkı var bu ülkenin. İkincisi ki ilki kadar önemli artık Türkiye Kadın Curling Takımı A Kategorisi’nde mücadele etme hakkını kazandı.
Erkekler de kadınlardan geri kalmadı. 7 maçın altısında rink’inden galibiyetle ayrıldı. Onların da ismini zikretmeden olmaz. Uğurcan Karagöz, Oğuzhan Karakurt, Orhun Yüce, Muhammed Enes Çağlayan ve Muhammed Zeki Uçan. Bu yazı yazıldığında henüz hedeflerine ulaşacakları maça çıkmamışlardı. Ama eğer siz bu satırları okuduğunda Çekya karşısında bir galibiyet elde ettilerse, onlar da artık dünya arenasının A Klasmanı’nda yer alma hakkını elde edecekler.
Onlar 2019’un sonuna çifte A Kategorisi eklemeye çalışa dursunlar beni de 2010 yılına ışınlamayı başardılar. Curling Salonu’nun tribünlerine geri götürdüler. Curling oyuncularımızın taşlarla tanıştığı değil ama taşlara alışmaya çalıştıkları görüntüler gözümün önünde.
Yalan yok, çok umutvar değildim kendi adıma. Uniersiade’nin bize katkısının bu raddeye gelebileceğine inanmamıştım doğrusu. Ama Fatih Arda İpcioğlu’nun kayakla atlama disiplinin de olimpiyat görmesi, kadın curling takımımızın A Ketigorisine yükselmesi, erkek curling takımımızın A Kategorisi’nin civarlarında dolanması…
Kötümser olmanın belki de en iyi yanı başkası görmese de çok sevinmek. İşte bu başarıların bendeki yansıması bu. Çok sevinmek. Curling özelinde yukarıda adını saydığım ve bundan önceki başarılarda imzası olsa da saymadığım kim varsa elinize sağlık. Ne diyorlardı sizin için ‘Süpürrr’ mü? O zaman süpürmeye devam.