Mabetler, mabetlerimiz
Bir tarafta eski statlar yerine yapılan başka başka TOKİ girişimleri, diğer yanda dolması için yılda sadece 1 hadi bilmediniz 2 maç beklediğimiz, kulüp kültürüyle pek eşleşmeyen ‘mabetler.’ Peki elin oğulları ne yapıyor? Konser demeyin hemen bakın neler yapıyorlar.
‘Bu ülkede her şeyi yaptık’ diyor ya yetkililer. Neler yapmışlar çok ama çok kısaca bir bakalım mı? Mesela taraftarlar için ne yapmışlar? PassoLig getirmişler mesela. Hani bir bankanın kurulması/kurtulması için, ona müşteri yaratmak için güvenliği bahane ettiğimiz sistem var ya. Hah işte o.
Kulüpler için ne yapmışlar mesela? Ekonomik plansızlığı sürdürülebilir hale getirilmesi için her şey. Bir baba şefkatiyle futbola her şey yapılmış. Anlamsız vergi afları, sürekli sponsorluk, dar boğazda belki de yetimin parasının aktarımı. Artık adına ne derseniz.
Bununla da kalınmamış. Aslında Türkiye’nin her yerine ama öncelikle Süper Lig takımları için statlar yapılmış Bu statlar, öyle kulüplerin yapısına uygun olsun diye yapılmış statlar değil. Yanlış anlamayın. Bunlar koca koca statlar. Peki bu koca koca statlar kimin için yapılmış bakalım mı?
Resmi açıklamaya göre yazıyorum. Süper Lig’de 18 takımın, 17 hafta boyunca oynadığı 153 karşılaşmayı toplam (mükerrer kişiler dahil) 2 milyon 107 bin kişi statlardan izledi. Fenerbahçe 38 bin 901 kişilik bir ortalama yakaladı. Fenerbahçe’yi sırasıyla rakipleri şöyle takip etti:
Galatasaray: 34 bin 811
Beşiktaş: 28 bin 921
Trabzonspor: 27 bin 612
Konyaspor: 16 bin 810
Sivasspor: 11 bin 385
Kayserispor: 10 bin 944
…
KAPASİTE-DOLULUK ORANINDA SÜRÜNÜYORUZ
Bu sayılar böyle böyle aşağıya doğru gidiyor. En düşük ortalamaya sahip takım ise Başakşehir oldu. Şampiyonluk adaylarından biri olarak adı zikredilen İstanbul temsilcisi ortalama 3 bin 37 kişiye oynadı ilk yarı maçlarını. Bu takımların statlarının kapasiteleri ise takdir edersiniz ki hayli fazla. Mesela Konyaspor’un stat kapasitesi 42 bin kişi. Trabzonspor’un mesela 40 bin 782 kişi. 13 bin 856 kişilik Kasımpaşa stadının ilk yarı itibarıyla doluluk oranı ise 3 bin 227 kişi.
Yani koca koca statların asıl yapılma amacı tribünler değil. Bunu rakamlardan anlayabiliyoruz. Peki maliyetini asla bilemediğimiz bu statların yıl boyunca kullanım günü nedir acaba? Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın statlarını dışarıda bırakarak söyleyebiliriz ki muhtemelen 17. Yani sadece maç günleri.
SPOR YATIRIMI MI?
Bu bağlamda buna spor yatırımı diyebilir miyiz? Maliyet, kullanım alanı ve günü, taraftara uygunluk, halka uygunluk… Bu parametreler ışığında bana bunlar spor yatırımı değil de inşaat yatırımı olarak geliyor. Bir tarafta eski statlar yerine yapılan başka başka TOKİ girişimleri, diğer yanda dolması için yılda sadece 1 hadi bilmediniz 2 maç beklediğimiz, kulüp kültürüyle pek eşleşmeyen ‘mabetler.’
Peki elin oğulları ne yapıyor? Konser demeyin hemen bakın neler yapıyorlar. Tabii ki özel bir örnek vereceğim ama en iyisi örnek olsun ki belki yarısı kadar bir şey yaparsak ne mutlu bize olur. Örneğimiz tabii ki Schalke’nin stadı. Yani herkesin gıpta ile baktığı, zemini stadın içinden dışarı çıkartılabilen (dolayısıyla da konser zeminimize zarar verdi bahanesini baştan ortadan kaldıran) çatısı açılıp kapatılabilen Arena Auf Schalke ya da Veltins Arena. Schalke yönetimi stadı zaten etkin kullanıyor da daha ne yapabiliriz diye düşünmüşler ve inanılması zor bir işe daha imza atmışlar.
Biathlon Dünya Kupası’nda 7 sezon mücadele eden, Kış Olimpiyat Oyunları’nda 2’si altın 3 madalyası bulunan, 2016-2017 Biathlon Dünya Kupası’nda kadınlarda üç kristal küre yani üç şampiyonluk kazanan Laura Dahlmeier’in vedası Arena Auf Schalke’de yapıldı. Tam 2 bin metreküp kar stada taşındı. Binlerce insan tribünden bu etkileyici atmosferdeki yarışları takip etti. Yani bir futbol sahası, bir biathlon parkuruna dönüştü.
SPOR MABEDİ VAR SPOR MABEDİ VAR
Schalke bununla da kalmadı. Kullanılan 2 bin metreküp kar, etkinlik sonrasında stadın hemen dışında depolandı. Zira Biathlon Dünya Kupası’nın Oberhof ayağı yarın koşulacak. Ve şu an mevcut olan kar kıtlığına yara bandı olacak. Etkin bir stat-spor kültürü eşlemesi işte tam da böyle gerçekleştirilir. Statlar bir futbol değil spor mabedi olarak konumlanıp yılın en az yarısında kullanımda kalırsa mabetleşir, ülke de ancak bu şekilde spora keser. Gerisi inşaat cumhuriyetine katkı sağlar.