Çocuğun cinsel istismarının affı olmaz
AKP ise yargı paketine çocuğun cinsel istismarı suçunu ekliyor şimdi, 'infaz düzenlemesi' adıyla. Ve çocuğa yönelik cinsel istismar suçunu, “evlilik varsa, şikayet yoksa yaş farkı on beşten fazla değilse” gibi hiçbir nesnel dayanağı olmayan indî kriterlerle tecavüz suçuna infaz indirimi adı altında af getirmek niyetinde.
Dün ülke çapında kırk sekiz merkezde kadınlar ayakta ve sokaktaydı. Mevsim şartları dolayısıyla kimi yerde sağanak yağmur altında kimi yerde yoğun kar yağışına rağmen kadınlar, gerçek bir soruna dikkat çektiler. Çocuk haklarına saldırı niteliğindeki infaz düzenlemesi hazırlığıydı b gerçek sorun. 7 Ocak'tan (bugün) itibaren mecliste her an görüşülmeye başlanabilecek ikinci yargı reform paketi, kadınların dikkat çekmek istediği sorunun adı. Ankara’da TBMM’nin birkaç yüz metre uzağında gerçekleşen eyleme ilişkin ayrıntılar Serkan Alan’ın haberinden okunabilir.
AKP iktidarı, MHP’nin yıllardır istediği, taslaklar hazırladığı, af önerisiyle başlayıp ceza indirimine dönüştürdüğü teklifini yasalaştırma niyetinde. İktidar destekçisi küçük ortak MHP, organize suç örgütü (mafya) liderlerinden sokaktaki uyuşturucu satıcılarına (torbacı) uzanan geniş yelpazede af istiyordu. AKP ise bu pakete çocuğun cinsel istismarı suçunu ekliyor şimdi, 'infaz düzenlemesi' adıyla. Ve çocuğa yönelik cinsel istismar suçunu, “evlilik varsa, şikayet yoksa yaş farkı on beşten fazla değilse” gibi hiçbir nesnel dayanağı olmayan indî kriterlerle tecavüz suçuna infaz indirimi adı altında af getirmek niyetinde. Devlete karşı işlenen suçlar hariç tutuluyor. Yani muhalifler, gazeteciler, hak savunucuları kapsam dışı. Çocuğun cinsel istismarı suçuna af var. Ve kimsenin yüzü kızarmadan buna bir de 'yargı reformu' denebiliyor.
Çocuğun cinsel istismarı suçuna hukuka aykırı, keyfi ölçütlerle ceza indirimi cezasızlık getirir. Suçu sıradanlaştırır. Meşruiyet kazandırır. Çocuk yaşta erken ve zorla evlilikleri yaygınlaştırır. Çocukların kendilerine tecavüz edenle evlendirilmelerine yol açar. Evlilik yaşı hiçbir gerekçeyle 18’in altına inmemeli diyor kadınlar. 145 örgütün imzasıyla açıklanan basın bülteni tam metnini okumak isteyenler için yazıya ekliyorum:
Çocukların Cinsel İstismarının Affı Olmaz!
Çocuklara yönelik cinsel istismar suçunu işlemiş faillere infaz indirimi adı altında af getirilmeye çalışılmasına ilişkin Nafaka Hakkı Kadın Platformu ve TCK 103 Kadın Platformu olarak görüşümüzdür.
İktidarın, küçük yaştaki kız çocuklarıyla evlenen erkeklerin istismar suçundan affedilmesine yönelik bir tasarı hazırladığıyla ilgili haberler bir süredir basına yansımaktadır. Son çıkan haberlere göre AKP tarafından 15 yaş farkının bir kriter olarak benimsenmiş olduğu ve çocuk istismarını meşrulaştıracak bu affın bütçe görüşmeleri tamamlandıktan sonra, Ocak 2020 gibi meclise getirileceği söylenmekte. AKP 2016 yılından beri sistematik olarak çocuk yaşta, zorla ve erken evlendirmelerin önünü açacak, çocuk istismarını meşrulaştıracak bu af da dahil, birtakım yasa değişiklikleri ve uygulamaları gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu çerçevede, kadın örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen 2016 yılında Torba Kanun ile çocukların cinsel istismarına ilişkin cezayı düzenleyen TCK 103. maddesinin 1. ve 2. fıkralarına 12 yaş ayrımı getirilmiş, 12 yaş altındaki cinsel istismar suçlarına ağırlaştırılmış cezalar getirilmiş, 12 yaş sınırının neye göre belirlendiği ise kamuoyuyla paylaşılmamıştır. Şu anda getirilmek istenen af, 15 yaş altı kız çocuklarına karşı işlenen cinsel istismar suçundan hüküm giyen failleri de kapsayacaktır. Yani 12 yaşında bir kız çocuğunun 27 yaşındaki bir erkek ile evlendirilmesi durumunda cezasızlık yoluna gidilmek istenmektedir. Bu cezasızlığın çocuk istismarı suçu faillerine cesaret vereceği ve bu suçu teşvik edeceğini öngörüyoruz. Nitekim, Elbistan Ağır Ceza Mahkemesi kendisinden 9 yaş küçük olan 12 yaşındaki kuzenini evlilik görüntüsü altında istismar eden ve olay gerçekleştiği zamanda “kız çocuğunun yaşını bilmediğini” savunan faili beraat ettirmiş ve Yargıtay da oy çokluğuyla bu kararı onamıştır. “Geleneksel değer yargıları, birlikteliklerinin sorunsuz devam etmesi, mağdurun şikayetçi olmaması, ceza verilmesi halinde aile yapısının zarar göreceği” gibi gerekçelerle verilen bu karar, 15 yaş altındaki çocukların cinsel istismarının meşrulaştırılmasının alt yapısının sağlanmaya çalışıldığını göstermektedir. Ayrıca böyle bir af, 2005 yılında kanundan çıkarılan “tecavüzcü ile evlilik durumunda cezasızlık sağlayan” maddenin geri getirilmeye çalışıldığını göstermektedir.
İstismar suçunu evlenme koşullu bir düzenleme ile aklamak çocukların tekrarla istismara maruz bırakılması ve şiddet dolu hayatlara mahkûm edilmesi anlamına gelmektedir. AKP’nin “ Affı bir defaya mahsus yapacağız” açıklaması, “Bir kereden bir şey olmaz” zihniyetinin devam ettiğini göstermektedir. Bu düzenlemeyi yapma gerekçesi olarak, küçük yaşta istismar edilmiş ve evlendirilmiş kız çocuklarının, suç olan bu eylemi gerçekleştiren erkeklerin hapse girmesi sonucunda çocuklarıyla birlikte ortada kalmaları ve mağdur olmaları gösterilmektedir. Çocukları korumakla yükümlü devletin veri dahi paylaşmadan böyle bir gerekçeyle çocukların cinsel istismarını meşrulaştırmaya çalışmasını akıl ve vicdan dışı buluyoruz. İktidara tekrar sesleniyoruz, amaç gerçekten kız çocuklarını korumak ve mağdur olmalarını engellemekse neler yapılabileceğini kadın ve çocuk örgütleri yıllardır haykırmakta! Faillerin değil, çocukların mağduriyetlerini öncelemek ve dahası önlemek elinizde! İstismarcıları affetmek yerine çocukları koruyacak önlemleri hayata geçirin!
Evlenme ehliyeti olmayan çocuklara imam nikahını kıyan din görevlilerinin, kız çocuklarını çocuk yaşta evlendiren ailelerin ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyerek buna göz yuman kişi ve resmi otoritelerin cezalandırılması, Türk Ceza Kanunu’nda 15 yaş altı çocukların cinsel davranışa rızasının söz konusu olamayacağının açıkça belirtilmesi, erken yaşta ve zorla evlendirmenin suç olarak düzenlenmesi, evlilik yaşının her koşulda 18’e çıkartılması ve bunların hiçbir boşluk ve yorum farkına yer bırakmayacak şekilde yasalara dahil edilmesi gerekmektedir.
Tüm milletvekillerini tasarının yasalaşmaması için gerekeni yapmaya, başta tüm kadınlar olmak üzere basın ve medya kuruluşlarını ve kamuoyunu bu konunun takipçisi olmaya çağırıyoruz!
Berrin Sönmez Kimdir?
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi mezunu. Aynı üniversitede araştırma görevlisi olarak akademiye geçti. Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’na giriş süreci üzerine yüksek lisans tezi yazdı. Halkevi ve kültürel dönüşüm konulu doktora tezini yarıda bırakarak akademiden ayrılıp öğretmenlik yaptı. Daha sonra tekrar akademiye dönerek okutman ve öğretim görevlisi unvanlarıyla lisans ve ön lisans programlarında inkılap tarihi ve kültür tarihi dersleri verdi. 28 Şubat sürecindeki akademik tasfiye ile üniversiteden uzaklaştırıldı. Dönemin keyfi idaresi ve idareye tam bağımlı yargısı, akademik kadroları “rektörün takdir yetkisine” bırakarak tasfiyeleri gerçekleştirdiği ve hak arama yolları yargı kararıyla tıkandığı için açıktan emekli oldu. Sırasıyla Maliye Bakanlığı, Ankara Üniversitesi, Milli Eğitim Bakanlığı ve Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde ortalama dört-beş yıl demir atarak çalışma hayatını tamamladı. Kadın, çocuk, insan hakları, demokrasi ve barış savunucusu, feminist-aktivist Berrin Sönmez’in çeşitli dergilerde makale ve denemeleri yayınlanmıştır.
İstifa etmek yerine cambaza baktıranlar 15 Kasım 2024
Kadın ve çocuk cinayetlerinde cezasızlık olgusunun payı 08 Kasım 2024
Kent uzlaşısına kayyım atandı 01 Kasım 2024
Meclis etki ajanlığı teklifini reddetmeli çünkü… 29 Ekim 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI