Herkesin bildiği sırlar ya da ‘Kırmızı Pazar’lar!
“Malcolm X’i Kim Öldürdü?” belgeseli Netflix'te gösterilmeye başladı. Bir suikast gerçekleşeceği herkes tarafından bilindiği ve beklendiği gerçeği belgeselin çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğu şeylerden. Malcolm X cinayetinin üzerindeki şaibeler bu belgesele kadar da biliniyordu ancak burada oldukça derli toplu bir şekilde ele alınıyor.
Paul Greengrass'ın 2002 tarihli, Altın Ayı kazanmış filmi “Kanlı Pazar” (Bloody Sunday), 30 Ocak 1972’de İrlanda’da gerçekleştirilen insan hakları yürüyüşüne İngiliz askerleri tarafından yapılan saldırıyı anlatıyordu. Kuzey İrlanda’nın Derry şehrindeki eyleme İngiliz askerleri tarafından ateş açılmış ve 13 silahsız sivil hayatını kaybetmişti. Yargılamalar sonucu hiçbir asker suçlu bulunmazken, filmin gösterime girmesinin ardından yeniden soruşturma açılmıştı.
Açıkçası bu soruşturmaya ne olduğunu bilmiyorum ama Netflix’te gösterilmeye başlayan “Malcolm X’i Kim Öldürdü?” (Who Killed Malcolm X?) belgeselini izlerken aklıma “Kanlı Pazar” filmi geldi. İki nedenle, ilki bu belgeselin ardından Manhattan savcısı, aşağıda sıralayacağım nedenlerle Malcolm X suikastı dosyasını raftan indirmeye karar verdi. İkinci ama daha da yakıcı olanı her iki filmde anlatılan trajik olayların herkes tarafından öngörülebilir olması ve hatta beklenmesi… Bu trajik olayların ya bizzat devlet aygıtı tarafından gerçekleştirilecek olmasının ya da göz yumulacağının biliniyor olması… Ve bunu yapanların yanına kar kalması. Her ülkenin bir ‘Kanlı Pazar’ı var ve hepsinde süreçler benzer işliyor büyük oranda. Türkiye’ninki hariç değil. 16 Şubat 1969 Pazar günü Amerikan 6. Filosu'nun İstanbul'a demirlemesini protesto için düzenlenen mitinge ‘Müslüman Türkiye’ sloganları ile saldıranların ve onlara destek olanların akıbeti gibi…
ABD’de siyah hareketinin en önemli isimlerinden birisi olan Malcolm X, 21 Şubat 1965 Pazar günü açık bir toplantıda konuşma yaparken beş kişi oldukları bilinen saldırganların açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti. Saldırganlardan birisi Malcolm X’in korumaları tarafından ayağından vurularak yakalandı. Diğerleri ise kaçtı. New York Polisi kısa bir süre sonra iki kişiyi daha yakaladı ve apar topar bir yargılama ile üçünü cezalandırdı. Ancak, yaralı olarak yakalanan Mujahid Abdul Halim, diğer iki kişinin olaya karışmadığını ısrarla söylemesine rağmen mahkeme ve polis durumu ciddiye almadı. Halim daha sonra yeminli ifade vererek diğer dört kişinin isimlerini ve suikasttaki görevlerini de bildiriyor. Ancak yine bir soruşturma açılmıyor ve belli ki iki masum insan onlarca yıl hapis yatıyor. Birisi yirmi yıl sonra bırakılıyor fakat diğeri cezaevinde ölüyor.
“Malcolm X’i Kim Öldürdü?” asıl olarak Abdurrahman Muhammed adlı ‘sıradan’ bir rehberi takip ediyor. Yıllardır Malcolm X cinayetine kafayı takmış olan Muhammed, artık gizlilik ibaresi kalkmış onlarca belgeye ulaşarak, olayla ilgili tanıklarla konuşarak hem suikasta giden süreci hem de sonrasındaki soruşturma aşamalarında ortaya çıkan çelişkileri teker teker tespit etmiş. FBI’ın Malcolm X’i hedefe koymasından en yakınına kadar sokulmayı başarmış olmasına, Nations of İslam cemaati lideri Elijah Muhammad’in suikastta dahlinin olup olmadığından yerel polisin suikast günü birden ortadan kaybolmasına kadar yüzlerce detayı incelikle araştırıyor ve ortaya herkesin bildiği sırları döküyor.
Bir suikast gerçekleşeceği Malcolm X dahil herkes tarafından bilindiği ve beklendiği, ona karşı olan herkesin işbirliğinin sonucu gerçekleştirildiği gerçeği belgeselin çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğu şeylerden. Malcolm X cinayetinin üzerindeki şaibeler bu belgesele kadar da biliniyordu. Ancak burada oldukça derli toplu bir şekilde ele alınıyor. Öte yandan, asıl olarak Abdurrahman Muhammed’in titiz araştırmaları sonucu katillerden birinin kimliğine ve hikayenin geçtiği zamandaki (bir iki yıl öncesine kadar) hayatına tanıklık ediyoruz. Yani polisin ve FBI’ın bulamadığı katili sıradan bir araştırmacı buluyor.
“Herkesin bildiği sırlar” kısmı da tam olarak burada başlıyor. Malcolm X’i öldürenlerin New Jersey’in küçük bir şehri olan Newark’taki bir caminin cemaatinden olduğu gerçeği suikast döneminde de dile getiriliyor. Ve yakalanmayan dört kişi yıllarca Müslüman cemaatin çok güçlü olduğu bu küçük kasabada hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam ediyorlar. İşin daha da ilginç yanı cemaatin neredeyse tamamının kuşaklar boyunca Malcolm X’in bu insanlar tarafından öldürüldüğü bilgisine sahip olması ve bunu kabullenmesi. Ne kadar tanıdık değil mi?
Gabriel Garcia Marquez’in Kırmızı Pazartesi romanındaki gibi, herkesin işleneceğini bildiği ama hiçbir şey yapmadığı bir cinayetin hikayesi “Malcolm X’i Kim Öldürdü?”.