YAZARLAR

Beklenilen oyun!

Beşiktaş’ta bir top dolaşım modeli yok. Beşiktaş’ta topun yol haritası yok. Beşiktaş’ta ne oyun merkezi var ne de her bölgenin merkez ikilisi. Dolayısıyla toplar, planlı şekilde değil, pozisyonların keyfine göre bir yol tutturuyor.

Maç sonrası kendisine uzatılan mikrofonlara, Sergen Yalçın "Beklenilen bir oyun oldu" dedi ve beklenilen oyunu şöyle tarif etti: "Rakip, geride bekledi ve kazandığı toplarla kontra yapmaya çalıştı." Ardından da çok tuhaf bir cümle kurdu: "Erken gelen gol planlarımızı bozdu." Doğrusunu söylemek gerekirse, bu cümlenin ne anlama geldiğini pek idrak edemedim. Eğer Mustafa Reşit Akçay böyle bir cümle kursaydı, belki biraz anlaşılır olurdu; ama her durumda böyle bir cümle kurmak ve kimi olumsuz şeyleri bu cümle ile açıklamaya çalışmak doğru değil. İşini bilen, ehil ve aklı başında her teknik adamın bir maç planı olur ve bu plan, maçın hemen başında geriye düşmeyi de içerir, öne geçmeyi de. Ne demek erken gol planlarımızı bozdu! Ama eğer maçın ve oyunun bütün taleplerinin karşılayan iyi düşünülmüş bir planınız yoksa, işte o zaman bu absürt cümlelere sığınmak zorunda kalırsınız.

Sergen Yalçın’ın takımının benim anladığım manada bir oyunu yok; o nedenle uzun uzadıya Beşiktaş analizi yapmayacağım. Beşiktaş'ın oyunu daha çok Caner Erkin’nin sağ ayağına benziyor. Tutarsız, güvenilmez ve ne yapacağı önceden öngörülemez. Beşiktaşlı oyuncular, oyunu ikna odalarında kırmızı pelerin gösterilmiş boğa psikolojisiyle oynuyor. Sözü hiç uzatmayacağım, sadece ceza sahası içine bakın. Orada Beşiktaşlı oyuncular nasıl paslaşıyor? Ceza sahası içinde birbirine sözüm ona pas atan Beşiktaşlı oyuncular, sanki birbirine füze atıyor. Penaltı öncesi Atiba’nın Boateng önüne attığı pas dahil. Akla ziyan. Bir Sergen Yalçın takımında böyle şeyler görmek inanılmaz. Pasın yönü ve şiddeti konusunda Türkiye’nin gelmiş geçmiş en teknik oyuncunun takımından söz ediyoruz. Garip olan şu, hem ceza sahası içine bu kadar oyuncu gönder hem de gönderdiğin oyuncular arasında hiçbir işbirliği planlama?

Beşiktaş’ta bir top dolaşım modeli yok. Beşiktaş’ta topun yol haritası yok. Beşiktaş’ta ne oyun merkezi var ne de her bölgenin merkez ikilisi. Dolayısıyla toplar, planlı şekilde değil, pozisyonların keyfine göre bir yol tutturuyor. Beşiktaş’ın direnç merkezi nerede? Yani top rakibe geçtiğinde kırmızı çizgi neresi? Beşiktaş, tipik bir dengesiz takım. Ne savunması örgütlü ne de hücum aksiyonları. Ne hücuma çıkarken topun kaptırılacağı ihtimaline karşı ihtiyatlı ne de savunma yaparken, topun kapılıp kontra imkanı yapmaya hazırlıklı.

***

Mustafa Reşit Akçay’ı hiç bu kadar etkisiz görmemiştim. Söz gelimi ilerde baskıyı düşündü, peki savunması nerede mevziliydi? Baskıya katılan oyuncu gurubu ile savunma arasında oluşan boşluğa, herhalde Akçay çiftlik kurmayı düşünüyor. Beşiktaş, bütün tehlikeli ataklarını bu geniş boşluğun sağladığı imkanları kullanarak yapmaya çalıştı. Defans ve orta sahayı aynı blok içinde tutmak çok mu zor?

Maç sonrasında Akçay "oyuncuların performansından çok memnunum, sadece sonuç alamıyoruz" dedi. Şimdi sormak lazım, Orgill, ne oynadı? Daha doğrusu nasıl bir performans sergiledi? Akçay, Orgill’den ne bekliyordu? Orgill, Sedat ve Rodrigues hangi planın aktörleriydi? Ve en önemlisi Orgill’in içine katılıp darmadağın etmediği pozisyon kaldı mı?

Bilmiyorum, dinamizim ah evet peki, ama yön, istikamet? Ters yöne giden bir trenin içinde geriye doğru koşmak kime ne yarar sağlar? Bilmiyorum ama galiba çok sayın teknik direktörlerin bir bildiği var!


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.