Yeni bir Nükhet Duru albümü: Hikâyesi Var
Nükhet Duru, bilhassa ‘80’li yıllarda yaptığı albümlerde pek çok şey denedi. Her biri birbirinden güzel bu albümler, diskografisinin mücevherleri olarak art arda sıralanırken, sanatçının yorumculuğunu her yeni albümde daha da güzelleşti. “Hikâyesi Var”, bunun zirvesi. Biliyoruz ki, “şimdilik” zirve. Eminim, Duru, bir sonraki albümde çıtayı çok daha ileriye taşıyacak.
Memleket müziğinin tartışmasız en iyi kadın yorumcularından biri, Nükhet Duru. Kendi adıma söyleyeyim, Tülay German ve Nesrin Sipahi’yle birlikte her zaman ilk üçümde. Yaptığı her şeyi sevdim, yapacağı her şeyi merakla bekledim. Merakım, birkaç aydır had safhadaydı: Yeni bir düet albümü yapacağını bizzat kendinden duymuş, heyecanlanmıştım. Eski şarkıları yeniden yorumladığı bu albüm, 13 Şubat’ı 14’üne bağlayan gece Poll Production tarafından yayımlandı. Şanslıyım, albümü herkesten önce dinledim. Dahası, kimi şarkıların yapılma aşamasına tanıklık ettim. Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru bir radyo programı vesilesiyle buluştuğumuzda albümün gecikmesinden duyduğu rahatsızlığı anlatmış, ne kadar heyecanlı olduğunu söylemişti. Yeni kitabım “Hayat Dudaklarda Mey” baskıdan çıkmak üzereydi ve onun getirdiği heyecana bu albüm haberinden duyduğum heyecanı katmış, çifte bayram yapmıştım. Yanılmadığımı, CD’yi elime aldığımda anladım. “Hikâyesi Var”, önceki Nükhet Duru albümleri gibi bütünlüklü, güzel ve özel.
Elimizdeki, bir düet albümü. Bu ara bunları yapmak çok moda ama Nükhet Duru, burada da bir adım öne geçmiş ve albümü salt bir düet albümü olmaktan çıkartmış, bir saygı albümüne dönüştürmüş. İçindeki onca sese ve onca farklı düzenlemeye rağmen açılıştan itibaren dinleyicisini içine alan, bir an olsun dışına itmeyen, su gibi akıp giden bir albüm bu.
“Hikâyesi Var”ı açan ve kapatan şarkılar, en sevdiğim Nükhet Duru albümlerinden biri olan “Aç Gözünü Adamım”dan. Albüm, 1991 yılında çıktığında, “Mahmure”yle ses getirmiş ve bu şarkı, sanatçının kariyerindeki büyük “hit”lerden biri olarak tarihte yerini almıştı. Nitekim yeni albümü kapatan şarkı da bu ama sırayla gideyim, ona dair fikirlerimi sona saklayayım… Albüm, Sıla’nın katkıda bulunduğu “Yaralım”la açılıyor –ki “Aç Gözünü Adamım”da “Bir Adım Yeter”le birlikte en sevdiğim şarkı bu. Sıla, her zamanki gibi kendince (ve elbette şahane) söylemiş bu şarkıyı. Nükhet Duru, onu uyum sağlamak bir yana, onunla bütünleşmiş.
Kenan Doğulu’yla seslendirdiği “Seninle”, sözlerini yazdığı şarkılardan. Sanatçı, 1981 yılında yayımlanan Nükhet Duru albümünün B yüzünü açan bu şarkıyı, 2007 yılında “Onno Tunç Şarkıları” başlıklı albüm için (Onno Tunç’un yaptığı düzenlemeye neredeyse hiç dokunmadan) yeniden seslendirmişti. Bu, üçüncü yorum. Ozan Doğulu şarkıyı yenilemiş, Kenan Doğulu’ya bu şarkı çok yakışmış.
1996 tarihli “Gümüş”ün kıvrak şarkılarından “Nerde”, Tunç Çakır’ın düzenlemesiyle Mabel Matiz’e uyarlanmış. Türkçe sözlerini Mete Özgencil’in yazdığı bu Yıldız İbrahimova bestesi, yıllar sonra Nükhet Duru’nun seslendirdiği ilk “aranjman”lardan. Şarkı, yayımlandığı yıl, farklı düzenlemelerle dinleyiciye ulaştırılmıştı. Mabel Matiz, “Nerde”ye farklı bir soluk, yeni bir tat getirmiş.
Evrencan Gündüz’lü “Âşık Oluyorum Eyvah”, yayımlandığı dönemde ortalığı karıştıran şarkılardan. Bu kez sakin, sessiz bir düzenlemeyle huzurda. Evrencan Gündüz, her zamanki zıpırlığıyla şarkıyı yeniden yorumluyor. Şarkının sonundaki eğlence faslı, bilhassa dinlenmeli.
Nükhet Duru, diskografisindeki önemli kırılma noktalarından biri sayılan “Beni Benimle Bırak”ı Funda Arar’la seslendirmiş. Arar’ın yorumu ve Febyo Taşel’in yenileştirilmiş düzenlemesi şarkıyı farklı bir noktaya taşımamış belki ama “Beni Benimle Bırak”, bütünü bozmayan şarkılardan biri olarak albümde yerini almış. Ardından gelen “Bir Nefes Gibi” ise, bir önceki şarkının aksine Kalben tarafından kanatlandırılmış. Kalben’in kendine has yorumu, şarkıyı güncellemekle kalmamış, güzelleştirmiş. Buna Cenk Erdoğan’ın şahane düzenlemesi de eklenince, “Hikâyesi Var”ın en güzel, en özel yorumlarından biri çıkmış ortaya.
1982 yılında yayımlanan “Âşıksam Ne Farkeder” albümünün “hızlı” şarkılarından “Kazandım”, Zeynep Bastık ve ekibinin kendine has düzenlemesiyle bu albümde yerini almış. Şarkı yeniden yorumlanırken Onno Tunç’un yaptığı muazzam düzenlemeden bir hayli uzaklaşılmış ama bu iyi bir şey. Bugüne kadar yapılan düet ya da saygı albümlerinde olmayan şey, burada, en azından bu şarkı özelinde başarılmış. Aslında bunu albümün tamamı için söylemek mümkün. Bu bir Nükhet Duru albümü, evet ama şarkılar, ekseriyetle katılanların katkısıyla zenginleşmiş, düzenlemeler onlara göre yapılmış. Güzel olan, Nükhet Duru’nun, bu “farklı” düzenlemeleri başarıyla seslendiriyor oluşu –ki büyüklüğü de burada zaten. Unutmadan söyleyeyim, şarkının bu yeni versiyonunda Çiğdem Talu’nun sözlerinde küçük bir değişiklik yapılmış: İkinci bölümde, Nükhet Duru’nun söylediği kısımda yer alan “Zayıf günlerim oldu, ne olsa kadındım / Kutsal bir duyguydu aşk, sevdim, yanıldım…” dizelerindeki “kadındım” kelimesi “insandım”la değiştirilmiş.
Nükhet Duru, bilhassa ‘80’li yıllarda yaptığı albümlerde pek çok şey denedi. Her biri birbirinden güzel bu albümler, diskografisinin mücevherleri olarak art arda sıralanırken, sanatçının yorumculuğunu her yeni albümde daha da güzelleşti. “Hikâyesi Var”, bunun zirvesi. Biliyoruz ki, “şimdilik” zirve. Eminim, Duru, bir sonraki albümde çıtayı çok daha ileriye taşıyacak. 1989 yılında yayımlanan “Benim Yolum”da seslendirdiği “Destina”, sanatçının meydan okuyan şarkılarından. Yeni Türkü’nün en bilinen şarkılarından birini, hem de onlarla aynı dönemde yorumlamak büyük cesaret işiydi. Bu albümde, elini taşın altına koyan Ceylan Ertem olmuş –ki Nükhet Duru’nun cesareti onda da var. Olmayacak şarkıları hep şahane yorumlarla dinleyicisine ulaştırıyor. “Destina”, diğerlerinden bir adım öne çıkıyorsa, bundan. Cenk Erdoğan’ın payını elbette unutmayayım. Albümdeki bu ikinci düzenlemesi, diğerinin yanında yerini alıyor.
Sena Şener’in bizzat düzenlediği “Gözlerin Bulutlu”, “Seninle”nin de yer aldığı 1981 albümünden. Bir dönem arabeske alternatif olarak sunulan Aysel Gürel – Attila Özdemiroğlu imzalı “Sevda”, Rubato düzenlemesiyle alaturkalaşmış, bu da şarkıya yakışmış. Albümü kapatan “Mahmure” ise bomba gibi bir final olabilecekken Ata Demirer’in çekingen vokaline kurban olmuş. Demirer’in “aç kapıyı” ısrarı, şarkıya farklı bir yorum katmış ama açıkçası yenileyememiş –ki bu, belki de albümdeki tek olumsuzluk ama albümün güzelliğini bozmuyor.
Yaşadığımız onca olumsuzluğa rağmen 2020 yılını güzel açan albümlerden biri, “Hikâyesi Var”. Nükhet Duru’nun bir sonraki adımını daha da merakla beklememize sebep. Anlatacağı yeni hikâyeleri heyecanla beklerken hepimizde hikâyesi olan bu şarkıları yeni hâlleriyle dinlemek, ayrıca muazzam. Aldığınızda pişman olmayacağınız albümlerden biri bu.