YAZARLAR

Oyunu okumak ve hamle yapmak

Futbol sistem ve taktik arayışları tarihi bile, futbolun bir okuma meselesi olmadığını anlatır. Futbolu teknik adamlar okumaz. Okur da, okumaz. Çünkü onların işi futbolu üretmektir. Futbol maç başladıktan sonra öyle ayak üstü üretilecek bir ürün değildir. Haftalar, günler boyunca yapamadığınızı mucizevi bir şekilde, oyun başladıktan sonra yapamazsınız. Yaptım diyenler ya yalan söylüyor ya da futbolun doğasına ilişkin bir fikirleri yoktur.

1-2-7 diziliminden, 2-3-5’e oradan 4-2-4 ve nihayet genel kabul gören 4-4-2’ ye geçiş, tam olarak yüzyıldan daha uzun süren bir zaman dilimine yayıldı. Her ülke ve futbol kulübü kendi kültürünün oyun aklıyla, su almaya devam eden gemilerine yıllar süren zihinsel ve pratik çabalar ile yaratıcı çözümler arayıp durdular. Söz gelimi ünlü defansif sistem Katenaçyo’nun öncülü, Rus "Volga kıskacı"ydı. Bu sistemin mimarı, Krila takımının teknik direktörü, Aleksander Kuzmiç Abramov’du. Sovyet Hava Kuvvetleri'nin takımı olan Krila, şimdiki adı Samara olan şehrin takımıydı. Abramov aslında futboldan gelmiyordu, o jimnastik kökenli biriydi. Takım kaptanı Viktor Karpov’un ifadelerine göre, "Koordinasyonumuzu artırmak için idmanlarda birçok jimnastik alıştırmaları yapıyorduk. Bazen saatlerce topa dokunamıyorduk. Ama bütün bunlar yine de bir şekilde yeteneklerimizi artırıyordu."

Gemisinin su aldığına inananlardan biri de İtalyan Gipo Viani’ydi. Viani, Salernitana takımının teknik direktörüydü ve takımın defansı fena halde geçirgendi. Kendi anlatımıyla bir gün sahilde dolaşırken, balıkçıların balık avlama tekniklerine tanık oldu. Balıkçılar balıkla dolu bir ağı çekerken, arkasında bir ağ daha kullandıklarını fark etti. İlk ağdan ister istemez kayan balıkları ikinci ağ tutuyordu. İhtiyacı olan şeyin ana savunma hattının arkasında durup, oradan sızan forvetleri yakalayacak bir yedek savunma hattı olduğunu fark ediyordu. Böylece Rus kıskacı, İtalyan kilidine dönüşüyordu. Rus kıskacının ana fikri rakibe göre oynamak iken, İtalyan kilidinin özü, durum ne olursa olsun rakibi engellemek üzere harekete geçmeyi öngörüyordu. Ve bu sistem "Zayıfın Hakkı" olarak meşrulaştı.

Bu yeni tarzın en hararetli öncülerinden biri AC Milan teknik direktörü Nereo Rocco’ydu. Ona göre "kusursuz maç 0-0 biten maçtır". Jonathan Wilson Futbol Teknikleri Tarihi kitabında 'kötü bir üne sahip olan Arjantin ekibi Estudiantes de la Plata’yla yapacakları bir kıtalararası kupa maçı öncesi Rocco’nun futbolcularına "Hareket eden her şeyi tekmeleyin; önünüze top gelirse daha da iyi" dediğini anlatır.

Sovyetler Birliği'nde özellikle de Ukrayna'da Viktor Maslov önce 1957'de Torpedo’da daha sonra 1964'te Dinamo Kiev’e geçtikten sonra, bugünkü modern futbolun mucidi oldu. Jonathan Wilson adını andığım kitapta 4-4-2 diziliminin babası olarak onu işaret eder. Çift santrfordan tek santrfora geçiş onun buluşudur. "Futbol" diyordu Maslov, "Uçak gibidir. Sürat arttıkça, hava direnci de artacağı için, ön kısmı daha aerodinamik hale getirmek gerekiyor."

Lobanovski, Maslov’un karşı pres oyununu ilk kez bilimsel yöntemlerle uygulayan teknik adam oldu. Orta saha oyuncularının sürekli hareket halinde olmasını gerektiren pres futbolu, üst düzey bir form gerektiriyordu. Lobanovski, bu amacı gerçekleştirmek için akademiyle çok ciddi ilişkiler kurdu ve bilimin gücü ve etkisini yeşil sahalara taşıdı. Lobanovski’nin biricik amacı, elde ettiği yüksek fiziki kaliteyle, hücumda her durum ve pozisyonda, rakipten daha fazla çoğalıp, rakip defansını ininde boğmaktı. Bunu başaramadığını hiç kimse ileri süremez.

Bu kısa futbol sistem ve taktik arayışları tarihi bile, futbolun bir okuma meselesi olmadığını anlatır. Futbolu teknik adamlar okumaz. Okur da, okumaz. Çünkü onların işi futbolu üretmektir. Futbol maç başladıktan sonra öyle ayak üstü üretilecek bir ürün değildir. Haftalar, günler boyunca yapamadığınızı mucizevi bir şekilde, oyun başladıktan sonra yapamazsınız. Yaptım diyenler ya yalan söylüyor ya da futbolun doğasına ilişkin bir fikirleri yoktur.

"Ben maç başladıktan sonra oyunu okurum ve ona göre davranırım" diyen teknik adam, her şeyden önce bütün maç öncesi çalışma süreçlerini inkar ediyor demektir. Daha doğrusu maç başladıktan sonra oyunu okuyup ona görev davranan bir teknik adam, maç öncesinde yaptığı bütün çalışmaların yanlış olduğunu itiraf etmiş olur.

Prensip olarak oyunu kim okur? Yine prensip olarak oyunu, oyunla teorik bir mesafede duranlar okur. Aynı şekilde yine prensip olarak, yorumcuların ve taraftarların oyunu okumaları makbuldür.


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.