Bolsonaro'yu mu tercih edersiniz?
Dünya eskisi gibi değil, bu kesin. Fakat hâlâ Bolsonaro ve benzerlerini hak etmiyor galiba. Ne dersiniz?
Dünya artık eskisi gibi bir dünya değil. Yok korona sonrasından söz etmiyorum. Şu an, şimdi yani. Devlet denilen, örgütlü eşitsizliğin simgesel başkanları da değişti. Nerede artık, ne kadar kötü olurlarsa olsun, mesela Watergate skandalı gibi, muhalefeti dinlettiği ortaya çıktığı için, zar zor da olsa istifa etmek zorunda kalan başkan filan. Mümkün mü?
Bu sadece başkanların ruh durumlarına ilişkin bir şey de değil tabii ki. Genel bir "hiçbir şey eskisi gibi değil" hali bu. Bugünün burjuva ahlakı, bizim din ve ahlak dersini aratıyor. Başkanın seyir defteri ne herkesin ne de başkanların kendi umurlarında değil.
Yani o üstlerine yapışık, giyotin nezaketi de yok. Sepetin dışına düşüyor artık kafalar. Ve kanlı dişleriyle sırıtıyorlar.
Neredeyse hepsi, çirkin oldukları kadar, küstahlar da artık.
Brezilya devlet başkanı Bolsonaro bunun en iyi(!) örneği. Gazeteciler kendisine, Covid-19 nedeniyle ölü sayısında, Brezilya’nın Çin’i geçtiği gerçeğini karşısında ne yapacağını sorduklarında; “Peki ne oldu?" diyor. "Üzgünüm. Ne yapmamı istiyorsun? Ben Mesih'im ama mucizeler yapmıyorum" Sonra da ekliyor. “Size şunu söylüyorum: Virüs nüfusun yüzde 70'ine bulaşacak. Ne yazık ki bu bir gerçek."
Sanki bu soru, başka bir ülkeden söz ediyor ve sanki ben başkanmışım gibi, -Allah yazdıysa bozsun- o kadar rahat ki adam. Daha önce de, örgütlü şiddetin kurumsal hali devletler, hiçbir şeyin hiçbir şeyle bağlantısı yokmuş gibi hareket ediyorlardı zaten; ama bu kadar doğrudan da olmuyordu bir şeyler. Değişen bu. Mesela Güney Kore ve Japonya’da daha az insan ölmesinin nedeni sadece kader olmalı, onlara göre.
Yalnız şöyle bir şey var. Brezilya mahallesinin faşisti, kendisi de maskesiz dolaşıyor ve hem de öyle bir kilometre kadar uzaklardan, milletine bakarak değil. Eyaletlerin aldıkları karantina önlemlerini yandaşlarıyla birlikte protesto ettikleri yürüyüşte, binlerce seveniyle, değiş tokuş ettiler virüslerini ve hasta da olmadı bildiğimiz kadarıyla…
-Ne yazık ki sadece filmlerde kazanıyor her zaman iyiler-
Fakat "Fora Bolsonaro- Bolsonaro defol" kampanyasında evlerin balkonlarından, pencerelerinden çalınan "Panelaço- tencere tava" sadece işçi mahallelerinden de çalınmadı. Seçimleri daha çok, yüzer-gezer oylarıyla belirleyen, orta sınıf ve zengin semtlerden de de tencere-tava sesleri oldukça gür geldi. "Artık bu kadar da olmaz" diyen, son seçim Bolsonaro’cuları, şenlikli tava sesleriyle, "Fora Bolsonaro" diyenlere katılınca, burjuva egemenlerinin de hükümeti terk edeceği düşünceleri bir sürü kişinin kafasında doğdu.
Yukardaki fotoğrafta gördüğünüz, ceketi ve kravatı olmayan, buna karşın tek maske takan, Ekonomi Bakanı Paulo Guedes, eğer kabineyi bırakırsa, egemen burjuvazinin de gemiyi terk edeceği düşüncesi var.
Zaten bu tavrıyla da gösterdiği gibi, Guedes, bu konuda hiç de Bolsonaro ile aynı fikirde değil.
Tabii ki yine de Covid-19 ölümleri de, bütün diğer ölüm kardeşleri gibi sınıfçı ve yoksulları öldürüyor daha çok. Burada hemen "Brezilya’da ve her yerde neden yoksullar, Bolsonaro’lara hâlâ oy veriyor?" diye sorarsanız, bunu Aydemir Akbaş yardımıyla anlatabildiğim yazıya göndereyim ben sizi.
Dünya eskisi gibi değil, bu kesin. Fakat hâlâ Bolsonaro ve benzerlerini hak etmiyor galiba.
Ne dersiniz?