YAZARLAR

Okur var ama kitapçı yok

Neyse ki 1 Haziran itibariyle kitapçılarımıza kavuşuyoruz. Türkiye’de de İngiltere’de ve başka ülkelerde de hepimizin derdi ortak. Kitaplara ulaşmakta güçlük çekiyoruz. Kitapçıların yerini ise şimdilik hiçbir şey dolduramıyor…

Türkiye Yayıncılar Birliği, geçen hafta 2019 Kitap Pazarı Raporu’nu yayımladı. Buradaki rakamlara bakarak geçen yıl kitaplarla aramızın iyi olduğunu söyleyebiliriz. Yayıncılığımız, 2019 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5.3 büyümüş. Kültür yayıncılığımız 68 bin 500 yeni kitap çıkartmış ve bunları toplam 148 milyon adet basmış. Bunun sadece yüzde 6.45’i edebiyat. Edebiyat size az gibi gelmiş olabilir, ama üzülmeyin bu hep böyle. Hatta 2019’da edebiyat türü kitapların sayısı yüzde 10.45 artmış. Dini kitaplar hariç çocuk, inceleme araştırma gibi tüm diğer türlerde de farklı oranlarda artış var.

2018 krizinde duraksayan yayıncılık 2019’da yine eskisi gibi bir kıvam tutturmuştu. Hatta 2020’ye de o hızla girmişti. Nitekim yine Yayıncılar Birliği’nin yeni açıkladığı verilere göre 2020’nin ilk üç ayında geçen yıla göre yüzde 36 daha fazla bandrol alınmış, yani basılan kitap sayısı bu oranda artmış… Fakat işler tam da marttan itibaren kızışmaya başladı. Bütün dünyada uçuşların durması, iş yerlerinin, AVM’lerin kapanması, sokağa çıkma yasaklarının başlaması hep Mart ayında gerçekleşti. Nisan’da artık Türkiye’de ve dünyada eskisi gibi kitap basan kalmamıştı… Okur çoktu, ama artık kitap alacak yer yoktu.

Hazirana girerken bütün dünyada bir normale dönme arayışı var. Kimse emin değil, ama herkes ‘denemek’ istiyor. Bizim için en önemlisi kitapçı dükkanlarının açılıyor olması. Caddelerdeki kitapçılar ve bazı AVM mağazaları kapılarını açtı. Türkiye’nin en büyük zinciri D&R, 1 Haziran’dan itibaren tüm mağazalarını açacak. Bu arada tabii ki küçük mahalle kırtasiyeleri dahil kitap da atılan pek çok yer olabildiğince açık kalmaya çalıştı. Evlere kitap servisi gibi yaratıcı yöntemler de denemeye başladılar. Bütün bunlar artarak sürecek çünkü başta küçük kitapçılar, müthiş bir ayakta kalma savaşı veriyor.

Salgının hiç de hızını kesmiş gibi görünmediği İngiltere’de de normale dönme çabası var. Uzun zamandır kapalı olan Barnes&Noble’ın geçen hafta kapalı yirmi mağazasını yeniden açması önemli bir gelişe olarak algılandı. Sayıları sekiz yüzü aşan bağımsız kitapçılar da birer birer açılıyor. Kitapçıları buna cesaretlendiren bir gelişme de Nielsen’in yaptığı araştırma. Ünlü araştırma şirketi geçen hafta İngilizlerin neredeyse iki kat daha fazla kitap okumaya başladıklarını duyurdu. Nielsen’in araştırmasına göre İngiltere’de yetişkinler 3.5 saat olan haftalık okuma süresini karantina döneminde 6 saate çıkartmış. Gözde türler ise biraz değişmiş ve kendilerine daha iyi vakit geçirteceğine inandıkları polisiye ve maceraya ağırlık vermişler.

Ama bu durumun kitap satışlarına yansıdığını söylemek zor. Kitapçıların kapanmasıyla satışlar büyük yayıncılarda yüzde altmış, küçüklerde yüzde 90’lara varan oranlarda düşmüş. Pek çok yayınevi çalışanlarını izne çıkartmış. İngiltere’de devlet küçük işletmelere doğrudan nakit desteği veriyor ve ücretlerin yüzde seksenini ödüyor. Buna rağmen, "durumlar düzelmezse sonbaharda ciddi darboğaza gireriz" diyen küçük yayıncılar var. Yayıncıların pek çoğu kitap sayısını azaltmış. İptal edilen kitaplara dair net bir rakam yok, ama The Guardian muhabiri gazetenin kitap sayfalarında çalışan editörlerden aldığı ‘tanıtım için gelen kitapların azalması’ verisine bakarak durumun ciddi olduğuna karar vermiş. (Bu bizde de aynen böyle işledi. Nisan ayı sonunda tüm haber siteleri ve gazeteler bir şeylerin gitmediğini fark edince ‘yayıncılık sektöründe neler oluyor’ konulu sayısız haber yapıldı.)

Tabii ki internet satışları artıyor. Mesela ilginç bir veri Waterstone’dan geldi. Bu zincir mağazanın internet satışları her gün yüzde 30 artıyormuş, mayıs başı itibariyle birkaç ay öncesine göre toplam satışlarını yüzde bin 500 arttırmış durumda. Ama bir yetkilinin verdiği bilgiye göre hâlâ mağaza satışlarının yanına yaklaşabilmiş değiller. Neticede 1 Haziran’da İngiltere’nin bu büyük zincir mağazaları açılmayı planlıyor. Almanya’da işler daha hızlı normale dönüyor. Ve her şey gibi kitap haberleri de gayet iyimser. Orada tekrar açılan kitapçılar eski satışların yüzde 80 geri geldiğini söylüyor… Amerika’da ise mart ayı itibariyle üçte bir azaldığına dair veriler var. Fransa’dan Almanya ve İngiltere ve Türkiye ve Yunanistan’a her yerde en büyük sorun kitapçıların kapanması. Bu hem kitapçıları hem yayıncıları hem de okurları etkiledi. Tabii kitapçılar açıldığında nasıl bir dünya olacak onu da bilemiyoruz. Kitaba dokunmak, evirip çevirmek, karıştırmak için girdiğimiz kitapçı dükkanında acaba bundan sonra nasıl davranacağız? Bu da belirsiz.

Kitap dünyasının kaldıracı olan pek çok etkinlik yani söyleşiler, imzalar, fuarlar da yapılamıyor. Evet kitap eve kapandığımız karantina günlerinin en değerli yoldaşı. Dünyanın her yerinde insanların kitaplara ayırdıkları zaman arttı, ama satın alınan kitap da azaldı. Çünkü insanların kitaba ulaşacağı yolların çoğu tıkalıydı. Şimdi görüldüğü gibi tüm dünyada bu kanalları tekrar açmak çabası öne çıkıyor. Bundan sonra salgın gerçekten hafiflese ve iş hayatı hareketlense bile sosyal hayatımız uzunca bir süre eski halini almayacak. Evden işe ritüeli, evin kendi payını ezici biçimde artırdığı yeni bir dengeye kavuşacak ve burada hepimizin kitaplara yani hayallere ve yeni fikirlere ihtiyacı daha da artacak. Dolayısıyla yaz aylarından itibaren kitap dünyasında belirgin bir canlanma gözlemleyeceğimizi söyleyebiliriz. Ama o en başta duyurduğumuz 2019’un pırıltılı rakamları ne zaman geri gelir, tahmin etmek kolay değil.

Detaylı bilgi için:

http://turkyaybir.org.tr/2019-turkiye-kitap-pazari-raporu/#.XsDuFhMzZQI

https://www.theguardian.com/books/2020/may/15/research-reading-books-surged-lockdown-thrillers-crime