Kameraya el sallayın: Kremlin kimi gözetliyor?
Korona virüsünün Rusya’da bir diğer yansıması, şimdilik Moskova ile sınırlı olacak şekilde mobese kameralarına ek olarak şehrin adım başı kamera sisteminin öznesi olması. Programın yazılımını yapan uzman, bu sistemi korona virüsüne dönük kapanma ve karantina ihlalinde bulunanların tespiti için yazdığını ifade ediyor. Söz konusu kameralar doğrudan bölgenin asayişinden sorumlu emniyet birimine gidiyor.
Rusya Federasyonu’nun korona salgınıyla mücadelesi devam ediyor. Son açıklanan veriler uyarınca Rusya, 299 bin vakayla dünyada en fazla korona vakası görülen ikinci ülke. Öte yandan vaka sayısındaki bu tırmanışa karşın yetkilerin toplam ölüm sayısını 2 bin 837 olarak duyurması hem ülke içinde hem de uluslararası kamuoyunda “Rusya ölümleri örtbas mı ediyor?” sorusuna neden oluyor. Moskova’nın test konusundaki kararlılığı bu hafta da devam etti. Geçen haftaya göre Rusya’nın test sayısında artış var. 12 Mayıs’ta 5.8 milyon olan test sayısı 19 Mayıs’ta 7.3 milyona çıktı.
Rusya’da bu hafta da bir camdan düşme olayı yaşandı. Moskova’daki bir hastanede korona virüsü tedavisi gören bir hasta 6. kattaki odadan camdan düştü. Anlaşılan o ki, Rusya’da camdan düşme korona virüsünden daha ölümcül.
Bu hafta Rusya’da korona virüsü konusunda yaşanan son gelişmeleri ve ülkede endişe kaynağına dönen gözetleme sisteminin Rusya siyasal hayatındaki etkisine mercek tutacağız.
KALİNİNGRAD’TAN BERİNG BOĞAZI’NA ADIM BAŞI KORONA VİRÜS VAKASI
Rusya’da 300 bine yakın korona virüsü vakası var. Vakaların görüldüğü yerler gözetilerek virüs haritası çıkarıldığında, yoğunlukta Moskova şehri ve Moskova bölgesi ilk sıradayken, en önemli metropollerden St. Petersburg’un ikinci sırada yer aldığı görülüyordu. Ancak bu hafta yerel otoriteler ve merkez, vakaların Rusya genelinde hızla yayıldığını ifade etti. Kaliningard’tan Çukotka’ya, başka bir anlatımla Rusya’nın Avrupa’daki topraklarından Bering Boğazı’na, tüm noktalarında korona virüsü vakaları görülmeye başlandı. Üstelik vaka sayıları gün geçtikçe artıyor. Rusya dünyanın en büyük kara ülkesi, 9 zaman diliminden oluşuyor. Yetkilerin açıklamaları artık şunu söylüyor, bu 9 zaman diliminin yayıldığı tüm coğrafya sağanak korona altında.
Bölgelerde virüsün alıp başını gitmesi Putin’in 18 Mayıs’ta 85 bölge lideriyle yaptığı video görüşmesinin ana gündemiydi. Putin söz konusu görüşmede bölge liderlerinin başında oldukları bölgenin öncelik ve vakaların durumuna göre önlem almasını istedi. Rusya’nın büyük bir ülke olduğunu ve bu gelişmenin şaşırtıcı olmadığını ifade eden Putin, bu yeni aşamada daha dikkatli özenli davranarak virüsle baş etmeye çalışacaklarını sözlerine ekledi. Ancak Putin’in bu kendinden emin konuşması bölgelerdeki sorunları gidermeye yetmiyor. Özellikle yoksulluk ve imkânsızlığın kanıksanmış gerçekler haline geldiği bazı bölgelerde durum hiç parlak değil. Yeterli sağlık personeli, koruyucu ekipman eksikliği gibi koronayla savaşta mücadelenin olmazları bir yana ambulans ve ulaşım aracı gibi salgına özgü olmayan eksiklikler de var. Toplantıda Putin’in sözlerini onaylayan federe bölge liderlerinin bu eksiklikler karşısında nasıl çözüm bulacağıysa büyük bir soru işareti.
PUTİN’İN KAYGISI: DAĞISTAN’DA KAOS
Neredeyse her bölgede korona virüsü yayılıyorken Putin’in özel yetkilendirmede bulunduğu bir bölge var: Dağıstan. Ülkenin yoksul bölgeleri arasında yer alan Dağıstan Müslüman nüfusun yoğun olduğu bir yer. Çeçenistan’a komşu olmakla beraber Dağıstan’ın Moskova’yla ilişkileri genelde iyi. Örneğin 2016 Duma Seçimleri’nde Dağıstan bölgesi genel olarak iktidar partisi Birleşik Rusya’yı destekledi. Hazar’a kıyısı olan ancak petrolü olmayan bu bölgede yoksulluk ve ekonomik durgunluk olağanlaşmış durumda. Ancak Suriye Savaşı’yla beraber Moskova’ya göre bu bölgeden radikal örgütlere katılımlar olmuş. Üstelik Kremlin bölgenin gittikçe radikalleştiğini düşünüyor. Buna karşın bu düşünce, bölgenin ekonomi sorunlarının giderilmesi, kışın aşırı soğuklarına karşı bölgenin enerji şirketleriyle yaşadığı sorunların çözülmesi, bölgeye yatırım çekilmesi için alternatifler sunulmuyor, bunun yerine Moskova, gerekli gördüğünde Çeçenistan’da olduğu gibi bölgeyi askeri araçlar ve FSB operasyonları, takipleriyle kontrol altında tutmayı yeterli görüyor. Bir nevi, Çeçenistan’da yaşananları hatırlatıp, “size de aynısı olabilir” deniyor.
Bugüne kadar Kremlin bu stratejiyi başarıyla yürüttü. Ancak geçtiğimiz kış bölgede ısınma sistemi sorunları nedeniyle halkın sokağa inmesine ve memnuniyetsizliğine bir de korona eklendi. Putin ile özel görüşme yapan Dağıstan Cumhuriyeti lideri, burada bir kaos olduğunu, virüse mücadeleye yetecek güçleri olmadığını ve merkezi hükümetten yardım istediklerini doğrudan Putin’e iletti.
Dağıstan Sağlık Bakanı Camaludin Hacıibragimov’un açıklamasına göre bölgede en az 13 bin vaka ve 657 virüs kaynaklı ölüm var. Hacıibragimov’un ifade ettiği bu sayılar Moskova’nın açıkladığının en az 20 katı. Hastaların çoğunun evde olduğunu hastaneye gelmediklerini ifade eden bakan, cenaze törenlerinin çok kalabalık olduğunu bu konuda önemlerin yetersiz olduğunu da sözlerine ekliyor. Sağlık Bakanı'na göre Dağıstan’da korona virüsü kaynaklı ölüm sayısı tespit edilenin çok üzerinde, zira insanlar evlerinde öldükleri için hızla gömülüyor ve devlet ailelerin izni olmadan otopsi yapamadığı için ölüm sebebini tayin edemiyor. Dağıstan’da ailelerin yalnızca yüzde 6’sı cenazeye otopsi yapılmasına rıza gösteriyor.
İşte bu koşullar altında yetkililer Putin’den yardım istedi. Putin de “tamam” dedi. Putin yönetimi Dağıstan’da etkili bir çözüm ve yöntem geliştirmezse bu Putin iktidarının başını gelecekte ağrıtabilir.
DİKKAT: KREMLİN BİZİ GÖZETLİYOR
Korona virüsünün Rusya’da bir diğer yansıması, şimdilik Moskova ile sınırlı olacak şekilde mobese kameralarına ek olarak şehrin adım başı kamera sisteminin öznesi olması. Programın yazılımını yapan uzman, bu sistemi korona virüsüne dönük kapanma ve karantina ihlalinde bulunanların tespiti için yazdığını ifade ediyor. Söz konusu kameralar doğrudan bölgenin asayişinden sorumlu emniyet birimine gidiyor. Örneğin karantinada olması gerekirken markete giden bir kişi yarım saat sonra polisin kapısına geldiğini söylüyor. Üstelik program, maske taksanız dahi kimliğinizi, adresinizle beraber ilgili birime iletecek kadar gelişkin. Salgın kapsamında bir önlem olduğu için insanlar şimdilik bu uygulamaya “tamam” diyor. Ancak şunu da ekliyorlar: Bu kameralar ve devletin gözetlemesi kalıcı olabilir.” Buna başka bir gerekçe bulmak da zor değil.
Halkın bu tedirginliğinin nedeni devletin korona salgını gibi bir olağanüstülüğü kendisine yeni bir mevzii olarak kullanması. Örneğin apartmanınızdan çıktığınız andan eve dönüşünüze kadar, gittiğiniz mekanların tespit edilip bu bilgilerin saklandığını düşünün. Dahası Moskova Belediye Başkanlığı Seçimi, Başkanlık veya Duma Seçimlerinde iktidar partisine değil, muhalif bir partiye oy vereceğinizi düşünelim. Bu durumda en basit protesto eylemine dahi katılmakta tereddütler başlayacaktır. Dahası Rusya’ya özgü olmayacak şekilde her devletin böylesi olağandışı koşullarda kazandığı mevziiyi bıraktığı görülmüş değil. Özetle korona sonrası Kremlin’in gözü 24 saat Moskova halkının üzerinde olabilir. Buysa şimdiden tedirginliğe neden olacağa benziyor.
Özetlemek gerekirse Rusya’da korona vakası artışı sürüyor. Üstelik tüm bölgeler artık tehdit altında. Bu bölgelerden biri olan Dağıstan’da kaos çözülmez ve halkın talepleri görmezden gelinirse Moskova bölgeye dönük sert bir politikaya geçebilir. Son olarak Rusya, koronaya özgü bir gözetleme yöntemini daimî kılacak bir adımla Moskova’yı 24 saat izleyebilecek bir program geliştirdi. Korona sonrasında bu tedbir kaldırılmazsa Moskova sokaklarında yeniden protesto seslerine tanıklık edebiliriz.
Mühdan Sağlam Kimdir?
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir. 8 Kasım 2023'te Ankara İdare Mahkemesi kararıyla Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki görevine iade edilmiş, ancak 27 Şubat 2024'te İstinaf Mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edilmiştir. 2017-2023 yılları arasında aralarında Gazete Duvar, Almonitor, Kısa Dalga ve Artı Gerçek'in de bulunduğu medya kuruluşlarında çalışmıştır.
'Ortadoğu’da Kürt meselesinin çözümü Türkiye'siz düşünülemez' 13 Kasım 2024
'Erdoğan Kürt Sorununu çözmeye değil stabilize etmeye çalışıyor' 04 Kasım 2024
Yapay zekanın açıldığı kapı: Nükleerin yeniden keşfi 30 Ekim 2024
Cumhuriyet'in 101. yılı: Demokrasi, laiklik, anayasa, eşit yurttaşlık 29 Ekim 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI