YAZARLAR

Mafya günlüğü

Çoğu ‘vatansever’diler. Başta komünistler olmak üzere, yıkıcılara karşı mücadele ettiklerini düşünüyorlardı. Mesela böyle bir katliamdan önce, komünistlerin bir kiliseye bomba koydukları söylenmişti kendilerine.

Son yazıdaki ‘Los Viagras’  isimli Meksika çetesini anlatmakla başladığım mafya dizisine devam edelim. Sevgili okur, bazen başka ülkelerle benzerlikler görürseniz, kesinlikle yanlış bir sonuca varmayın. Bu sadece bir tesadüftür ve burada anlattığım her şey, kesinlikle Meksika’da geçmektedir.

Önce bugünden biraz daha geriye dönüyoruz. -Artık siyah beyaz oluyor görüntü.-

Büyük bir protesto için, ülkeninin en önemli meydanı, ‘Plaza del Zocalo’ya  gitmek istiyorlardı. Meksika’yı bilmeyenler için, nasıl anlatsam, Taksim Meydanı gibi bir yerdi Zocalo. 76 öğrenci hareketinden binlerce solcu öğrencinin karşısına, yan yana sıralanmış polis ve resmi araçlar çıktı. Sıkıştılar. Tam bu sırada, bir saldırı düzenlendi. Bu katliamda resmi rakamlara göre 120 kişi öldürüldü. -Roma filminden hatırlarsınız bu sahneyi, eğer izlemişseniz- Bu saldırıyı yapan ‘Los Halcones (Falcons), Meksika devleti tarafından kurulmuş bir paramiliter gruptu. 1968 öğrenci hareketi gibi diğer büyük halk hareketlerinin tekrar yükselmesini önlemek için 1960'ların sonlarında kuruldu. Katliam tarihi 1969’du.

Bu katliama katılmışların bazıları cezaevine girse de, onlar ve yanı sıra başka çete üyesi suçlular, yeni bir gruba katılmaları koşuluyla, hapishaneden birlikte serbest bırakıldı.

Bunlardan çoğu ‘vatansever’diler. Başta komünistler olmak üzere, yıkıcılara karşı mücadele ettiklerini düşünüyorlardı. Mesela böyle bir katliamdan önce, komünistlerin bir kiliseye bomba koydukları söylenmişti kendilerine.

-Burada bir parantez açarak, belki sizde çağrışım yapacak yanılgıları ortadan kaldırmalıyım. Bu söylenenin, mesela 1978’de Maraş’ta, Alevilerin camiye bomba koydukları söylentisiyle hiç ilgisi yok. Çünkü burada söz konusu olan şey kilise. Lütfen yanlış anlayıp, insanın başını derde sokmayın-

Şimdi mafya hikayesi dedin ama yine bize, tarihsel politik olaylar anlatıyorsun derseniz bu kısmı çok uzun tutmayacağım. Zaten o kadar çok şey var ki yaptıkları. Yerel, bölgesel ve ülke çapında vatana, -‘Eğer çek defterlerinizse vatan’ diyor Nazım- bir sürü hizmetlerde bulundular. Eyalet seçimlerinden, belediye başkanlıklarına ve hatta Meksika devlet başkanlığının çok güçlü adayı Luis Donaldo Colosio bir suikast sonucu öldürülmesine kadar, oldukça çok şey de rol aldılar.

-Ne bileyim, benzer bir şey olursa, söylemişti dersiniz… Meksika’da-

Bütün bunları yaparken hiç de yalnız değildiler. İçinde mafyanın olmadığı bir devlet belki olabilir ama içinde devletin az ya da çok bir parçasının olmadığı bir mafya mümkün değildir zaten.

Ayrıca karşılıklı bir domino etkisi oluyordu bu gibi işlerde. Bu olaylar sırasında, sorumlu durumdaki politikacılar, polis şefleri yükselirken, bu operasyonlarda yer alanların mafyaları da, dallanıp, budaklanıyor, büyüyorlardı.

‘Al gülüm, ver gülüm’dü yani…

Fakat aslında iktidarlar, mafyayı kullanamıyorlar, kendileri mafyalaşıyorlardı… Sürecek…


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...