En güzel mayıs belediyeciliği
Korona günlerinde zift dökmek yerine yasaklayan, arabalara çalışmak yerine halka çalışan çok güzel örnekler var. NY belediyesinin aldığı her ilçede iki caddeyi yayalaştırma kararını İstanbul uygulasa 78, Ankara uygulasa 50, İzmir uygulasa 60 caddeyi yayalaştıracak. Bunun yerine bu üç belediye 700 bin tona yakın asfalt döktü. O arada bizim üç büyükşehir belediyemiz 700 bin ton asfalt dökerken NY belediyesi arabalardan alınıp yayalara verilecek yolun miktarını arttırdığını mayıs ayı başında açıkladı.
Mayıs ayı başlamadan bitti gibi. Hafta sonlarını ve iki bayramı evlerde geçirdik. Kendimizle baş başa kaldık. Çoğumuz için yaşamımızın en sessiz baharı geldi diyebiliriz. Ama dünyanın başka köşelerinden çok güzel bahar esintileri alabileceğimiz olaylar da olmadı değil.
Türkiye’de salgın ile beraber asfalt sezonu da açıldı. Belediyeler bu dönemi asfalt dökmek için büyük bir fırsat olarak gördü. Malum, herkes evde, büyük kolaylık. Ankara Büyükşehir Belediyesi sokağa çıkma yasağının olduğu 16-19 Mayıs tarihlerinde tam 23 bin 302 ton asfalt dökmüş. Salgın günlerinde büyükşehir belediyesinin döktüğü asfalt miktarı 77 bin tonu aşmış. Bu hızla giderse belediye kentin ürettiği domatesten daha fazla asfaltı bir ay içinde dökmüş olacak.
KİŞİ BAŞINA 96 KİLOGRAM ASFALT!
Gökçek dönemine göre dökülen asfalt miktarı düşmüş görünse de salgın ve iklim krizi dikkate alındığında bile bu miktar bile çok fazla. Ne yazık ki bu miktarın sadece üçte biri bakım, gerisi hala yenileme ve yeni asfalt için dökülmüş.
Dökülen her asfalt otomobil merkezli ulaşıma, otomobil ve akaryakıttan kazanan otomobil şirketlerine, petrol şirketlerine ve MTV, ÖTV ve KDV’si ile geçinen iktidara yarıyor. Bunların halka ve doğaya yaramadığı açık, bilakis zararına olduğu çok açık. Bu artık toplum tarafından kabul gören bir bilgi. Sadece siyaset bunu konuşmuyor.
Resim böyle iken aynı dönemde İstanbul Büyükşehir Belediyesi de 200 bin ton asfalt döktüğünü açıkladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ise salgın döneminde 418 bin ton asfalt döktüğünü duyurdu. İzmir toplamda en fazla asfalt döken belediye iken, 16 milyonluk İstanbul, 5,6 milyonluk Ankara’ya fark da attı. Korona salgınında Ankara kişi başına 14 kilo asfalt dökerek 13 kilo döken İstanbul’u geçti. İzmir ise her İzmirli başına 96 kilogram asfalt dökerek petrol ve otomobil şirketlerine en büyük iyiliği yaptı. Kaybeden ise doğa ve toplum oldu.
Bunlar yanlış örnekler. Gelelim işin doğrusuna. Salgın döneminin en heyecan verici, “işte bu” diyebileceğimiz, hayal kurduran, ezber bozan örnekleri ortaya koyalım.
ZİFTE YASAK!
Fox Chapel Pensilvanya’nın bir kasabası. Kasaba meclisi 20 Nisan’da zift kullanımına yasak getirdi. Zift genelde petrol ve kömürden elde ediliyor, çeşitli formüllerde kullanılarak asfalt dökümünde, su izolasyonunda, asfalt yüzeylerin izole edilmesinde vs. kullanılıyor. ABD’de evlerin otoparklarında da kullanılan ve kömür katranından yapılan bu malzemeye yasak geldi. Gerekçe olarak solunum yolu ile insanlara erişmesi, kanserojen etkisi ve yağan yağmur ile kimyasalların doğaya karışması gösterildi.
ABD’de kömür katranından yapılan ziftin yayaların yaşadığı bölgede kullanımına dair bir itiraz var ve yaklaşık on yıldır bu konuda çeşitli yasak kararları alınmış durumda. Austin, San Antonio gibi kentlerde, Washington, Wisconsin gibi eyaletlerde yasaklar ve sınırlamalar getirilmiş durumda.
Fox Chapel has become the first municipality in the state to ban coal tar, commonly used to seal asphalt driveways, along with other chemicals that are similarly toxic.https://t.co/6bbVQ7rHpQ
— Fox Chapel Herald (@FoxChapelHerald) May 11, 2020
CADDELER YAYALARA AÇILIYOR!
Salgın ile beraber başlayan fiziksel mesafe kuralı gelince kaldırımlar yetmez oldu. 1,5 metrelik fiziksel mesafeye dikkat ettiğiniz zaman kaldırımlar yetmiyor. 2 metrelik bir kaldırımdan yürüdüğünüzde bir kişinin yola inmesi gerekiyor. Tabi burada üçüncü bir kişi olması, yolda engel olması ile işler daha da karışıyor. Bu denkleme bisiklet binmek isteyenleri ve koşan, spor yapan insanları da eklediğinizde mevcut altyapı yetmiyor.
Philadelphia’da mart ayı sonunda kentin ana caddesi sayılabilecek Martin Luther King Yolu’nu araç trafiğine kapattı ve fiziksel mesafenin korunarak kullanımı için yaya trafiğine açtı. Benzer şekilde Kolombiya’nın Bogota kenti ise 76 kilometre yolu bisiklet ulaşımına kattı. Hatta bunun 22 kilometresini bir gecede yaptı. 550 kilometrelik bisiklet yolu olan, eskiden Ankara’da "tahsisli yol" diye uygulanan, şimdilerde “metrobüs” dediğimiz sistemi kullanan Bogota’da toplu taşımaya entegre olan bisikletin ulaşımdaki payı yüzde 12’yi aşmış durumda. Bu oran bizdeki raylı sistemlerin payından bile çok.
Son örnek ise New York’tan. Salgından çok çeken kentte belediye salgını bahane edip ezberini sürdürmüyor. Fiziksel mesafe için kentin yayalaştırılması talebi bir politika konusu idi. Bu nedenle 24 Mart’ta Belediye Başkanı Bill de Blasio her ilçede 2 caddenin trafiğe kapatılması kararını açıkladı. Uygulamanın hayata geçmesi için de NY Polis Birimi görevlendirildi. Belediye müthiş bir yayalaştırma dönüşümü başlatmış oldu.
QUİTO'NUN KENT BAHÇELERİ PROGRAMI
Quito (Kito) Ekvator’un başkenti. Kentin nüfusu 1,4 milyon civarında. Çevresi ile beraber 1 milyon 871 bin kişi yaşıyor. Belediye gıda konusunda ödevlerini çok önceden yapmış ve bir rapor hazırlamış. Raporda kentin tüketim kalıplarından iklimsel olaylara, üreticiden, tüketiciye kadar gıdanın farklı boyutlarında temel parametreler hesaplanmış ve ihtiyaçları tespit edilmiş. Şehir Gıda Sistemi (2015-2018) raporu ile ortaya çıkan planlama sayesinde 2017 yılında PAQ adı verilen bir ortak platform kurulmuş. Elde bir plan, ortada bir birlik ile uygulamaya konan çalışma ile kent içindeki bahçeler ve kenar mahallelerdeki bostanlar yılda bin 350 ton tarım ürünü üretiyor. Bunun yarından fazlasını üreticiler evlerinde tüketirken, kalanının ise komşularına satıyorlar. Hatta her hafta 11 ton sebze yoksul mahallelere gönderiliyor.
İşte Kito Belediyesi böyle bir alt yapı kurduğu için salgına çok hazırlıklı yakalandı. Belediye pazarların düzenlenmesinden, dükkanların çalışma biçimine, mültecilerin gıda sorunundan, yoksullara gıda tedarikine kadar pek çok konuda politika kararları aldı.
MAYIS SEVİNCİ
Korona günlerinde zift dökmek yerine yasaklayan, arabalara çalışmak yerine halka çalışan çok güzel örnekler var. NY belediyesinin aldığı her ilçede iki caddeyi yayalaştırma kararını İstanbul uygulasa 78, Ankara uygulasa 50, İzmir uygulasa 60 caddeyi yayalaştıracak. Bunun yerine bu üç belediye 700 bin tona yakın asfalt döktü. O arada bizim üç büyükşehir belediyemiz 700 bin ton asfalt dökerken NY belediyesi arabalardan alınıp yayalara verilecek yolun miktarını arttırdığını Mayıs ayı başında açıkladı. Tam 100 mil, 161 kilometrelik kent içi yol New York’ta arabalardan alınıp yayalara verilecek.
Korona günlerinde zifte yasak koyan Fox Chapel kasabasına, 76 kilometre araba yolunu bisiklet yoluna dönüştüren Bogota’ya, salgının çok ağır faturasına rağmen 161 kilometre yolu yayalaştıran New York belediyesine, kendi gıdasını kentte üreten, yoksullara kentin içindeki bahçelerden gıda sağlayan Kito belediyesine... İşte bunlar insanı mutlu eden, hayal kurduran mayıs ayının geldiğini hissettiren belediyecilik örnekleri.
Darısı başımıza...