Dijital ajandalar, işler 'tık'ınızda diyor
Kültür ve sanat alanında dijital platformlarda süren festivaller, gösterimler, paneller ve etkileşimli sergi deneyimleri, Covid-19 virüsüyle gelen küresel pandemi sürecine her seviyede merhem olabilecek proje, burs ve özel davet programlarıyla da, kayda değer bir iyimserlik yayıyor.
Bu hafta, önceden değinmek ve sizlerle paylaşmak istediğim bir değil, pek çok konu başlığım bulunuyor. Ve hepsi de, bir arada telaffuz edildiğinde son derece yapıcı ve aynı anda eleştirel çeşitlilik içeren bir enerji mozaiği ortaya koyuyor. Örneğin, İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Programı ve Sahne Sanatları alanı öğrencileri tarafından, bu yıl dokuzuncusu düzenlenen 'festival408', korona virüsü salgını ve sosyal izolasyon sebebiyle, 'online' gerçekleşiyor. İlgili adresin 'Tavan Arası'nda geçmiş festivallerin dokümanları, 'Yan Komşu' kapısında ise, Bilgi İletişim Fakültesi Sanat ve Kültür Yönetimi bölümü son sınıf öğrencilerinin, 'yaratıcı öğrenci festivali' 'Project '06'nın içeriklerine erişilebiliyor.
“Nerede Kaldın? Karantinada” temasıyla başlayan, ziyaretçileri için kapı zili ve dijital ev terliklerinin dahi düşünüldüğü festivalin, oyun yazımından koreografiye, yönetmenlikten tasarıma, bütçe çalışmalarından sponsorluk ve fonlamaya, mekân sorumluluğundan sahne amirliğine, programlamadan teknik tasarım ve operatörlüğüne, pazarlamadan web tasarımına kadar, tüm yaratıcı, idari ve teknik aşamaları, bölüm öğrencileri tarafından gerçekleştiriliyor.
Festival kapsamında çağdaş gösteri sanatlarına dair birçok konu da, sektörden değerli isimlerle ele alınıyor. Bu kısımda özellikle, ağırlıkla 'alaylı' tecrübeleriyle çok değerli mesajlar veren, prodüksiyon amiri, menajer, etkinlik tasarımcısı ve etkinlik menajeri gibi deneyimleri bulunan Ahmetcan Taşdemir, Bora Aksoylu, Murat Ali Aydın, Muzaffer Karataş, Serkan Taşçı, Tolga Dizmen ve Ufuk Sarı ile yapılan dijital röportajları izlemenizi öneriyorum. Bu belgesel bölüm, pandeminin sektörel 'perde arkası'nda halihazırda nasıl reel ve düşündürücü bir manzara olduğunu, geleceğin kültür endüstrisi emekçilerini ne gibi mesele veya çözümlerin beklediğini gösteren, alanındaki en uzman imzaların son derece samimi dertleşme anlarıyla demokratik, dayanışmacı, ibretlik bir kaynak üretiyor. Festivalin 'Yatak Odası'nda ise, ağırlıkla, bireyin dünya ile arasında salınan mor, mahrem bir aydınlık hakim. Performans Sanatları bölümü son sınıf öğrencilerinin, dijital medyayı birer desen ve öykü defteri misali rahatça kullandıkları bu bölümde, hepsinin toplam süresi iki saati bulan video-performanslar izlenebiliyor.
Festival ekibinin bir festivalin nasıl yapıldığını merak eden her yaştan seyirciye süreci anlattığı mutfak bölümü ile de eğitsel bir işlev üstlenen Fest:408,'mekânlar karantinada' bölümünde ise, Arter, Tiyatro Kooperatifi, İKSV Tiyatro Festivali, İstanbulimpro, Koma Sahne, Tiyatro Bereze, Tiyatrohane ve Performistanbul bünyesindeki kültür ve sanat profesyonelleriyle yapılmış, disiplinlerin ve sektörün geleceğinin nabzını tutan başka belgesel söyleşilere yer veriyor. Instagram üzerinde de deneyime açık etkinlikte 'sanatçılar karantinada' bölümüne ise, Biriken, Tiyatro Hemhal, Tiyatrokuka, Banu Açıkdeniz ve İlyas Odman katılıyor.
Diğer taraftan, SAHA adıyla tanıdığımız Çağdaş Sanatı Destekleme Girişimi ise, görsel sanatlar alanında üretim süreci Covid-19 pandemisinden olumsuz etkilenen ya da pandemi nedeniyle ortaya çıkan sorunları ele almak isteyen sanatçı ve inisiyatiflere destek olmak amacıyla, yeni bir fon oluşturduğunu duyurmuş bulunuyor.
SAHA Sürdürülebilirlik Fonu’na, pandemi yüzünden kaynaklarını kaybeden, iptal edilen veya yarım kalan sergi, program ve projelerini tamamlamak için ek desteğe ihtiyacı olanların yanı sıra, pandemi döneminde görsel sanat sektöründe ortaya çıkan sorun ve ihtiyaçlara yönelik yeni bir sanat projesi hayata geçirmek isteyenler başvurabiliyor. SAHA Derneği tarafından fon kapsamında pandemi yüzünden kesintiye uğramış ya da bu dönemin ihtiyaçlarına özgü yeni geliştirilecek 15 farklı sanat projesine teşvik amaçlı olarak 8 bin TL ile 20 bin TL arasında destek aktarılması planlanıyor. SAHA Sürdürülebilirlik Fonu ile ilgili soru ve başvurular, 2 Temmuz Perşembe, saat 17.00’ye kadar [email protected] adresine iletilebiliyor.
Bunun yanı sıra, yeni sanat üretimlerine alan açmak üzere geçtiğimiz sene Melisa Tapan tarafından hayata geçirilen Gate 27 girişimi ise, uluslararası konuk sanatçı programı kapsamında Kasım 2019-Mart 2020 tarihleri arasında ilk sanatçılarını ağırlamış bulunuyor. Yüksek lisansını Colombia Üniversitesi’nde Ekonomik ve Siyasal Kalkınma üzerine tamamlayan Melisa Tapan’ın, Sabancı Üniversitesi ve Sakıp Sabancı Müzesi’nden gelen kültürel mirası geliştirme hedefiyle kurduğu Gate 27’nin danışman küratörlüğünü Beral Madra üstlenirken, danışmanları arasında Sakıp Sabancı Müzesi Müdiresi Sn. Dr. Nazan Ölçer, Prof. Dr. Ahu Antmen ve Doç. Dr. Selçuk Artut da yer alıyor.
Gate 27 şimdiye kadar Leander Knust (ABD), Didem Erbaş (Türkiye), Michael Bishop (ABD), Lynn Criswell (ABD), Ekin Kano (Türkiye), Carlos Jimenez Cahua (Peru), Eli Bensusan (Türkiye), Christina Dimitriadis (Yunanistan), Ojan Zargarbashi (İran) ve Tamer Nakışçı’nın (Türkiye) içinde bulunduğu, farklı disiplin ve kuşaklardan 11 sanatçıyı ağırlamış ve bu sanatçıların üretim yapmalarını sağlamış bulunuyor. Gate 27'de öncelikli kontenjan sanatçılara ayrılmakla birlikte, görsel sanatlar, tasarım, küratörlük, yazarlık, sanat ve sanatla ilişkili akademik araştırmalar ve disiplinler arası pratikler konusunda da proje başvuruları da seçilebiliyor.
Öte yandan 1967'den bu yana faaliyet gösteren Türk Eğitim Vakfı ile Portakal Çiçeği Sanat Kolonisi, tüm dünyanın ve ülkemizin mücadele ettiği korona virüs (Covid-19) salgınında hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımızın çocuklarına burs vermek için Korona Kahramanlarına Vefa Fonu’nu oluşturmuş bulunuyor. Portakal Çiçeği Uluslararası Sanat Kolonisi de, “Bulaşıcı Olan İyiliktir,” sloganıyla yola çıkarak, her yıl geleneksel olarak yaptığı Cumhuriyet sergilerini bu projeyle birleştiriyor.
Pandeminin dijitalize ettiği kültür sektöründe, kurum, festival ve bienaller de dönüşümden nasibini alıyor. Kültür sanatın 'masaüstü'nde giderek daha fazla belirmesine alışkın olduğumuz şu günlerde, İstanbul'daki Fransız Kültür Merkezi'nde de, meraklıları için 'kaçırılmayacak' bir 'Zoom' platform daveti düzenleniyor.
Bu 'online' konferans, 'Louis Ferdinand Céline, Hekimliğinden vazgeçemeyen yazar' başlığı ile, Institut Français'nin dört toplantıda bine yakın izleyiciyi kendine çekmiş SALON Edebiyat girişiminin bir parçası olarak, 16 ile 17 Haziran akşamları saat 19.00'da, önce Türkçe (Salı), sonra da Fransızca (Çarşamba) olarak düzenleniyor.
SALON Konferans serisinin son iki gününde, yazar Yiğit Bener, Yıldız Teknik Üniversitesi Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümü öğretim üyesi Doç. Lale Özcan’ı ağırlayacak ve ikili “Louis Ferdinand Céline, hekimliğinden vazgeçemeyen yazar” hakkında konuşacak. Bu etkinliğin pandemiyle ilişkisi ise, Institut Français'nin verdiği bilgiye göre Céline'in hekimliğine dayanıyor. Yazar, Tıp fakültesini bitirme tezini “Sabunun Galileo’su” adı verilen, başka bir deyişle daha henüz bakterilerin bulaşıcı hastalıklardaki rolü keşfedilmeden önce asepsiyi keşfeden Avusturyalı meslektaşı Ignace Semmelweiss üzerine yapmıştı. Pandemi döneminde ellerimizi sık sık sabunla yıkamayı da, enstitünün verdiği bilgiye göre, bir ölçüde Dr Semmelweiss’e borçluyuz. Yazar Céline , “İş olarak hep bu b.ku yapmadım, doktorluğu” diyor , Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan Taksit’le Ölüm’de, oysa tüm yazarlık yaşantısı boyunca hekimlik yapmaya devam ediyor...
Kendisi de eski bir tıp talebesi olan, Gecenin Sonuna Yolculuk’un çevirmeni, yazar Yiğit Bener, bu toplantıda yazar Céline’in kaleminin hekim Louis Ferdinand Destouches’un (Céline’in asıl adı) stetoskopuna neler borçlu olduğunu irdelemeye çalışacak. Kendisine eşlik edecek olan Yıldız Teknik Üniversitesi Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümü öğretim üyesi Doç. Lale Özcan ise, doktora tezini “Gecenin Sonuna Yolculuk Çevirisinde Özdeşleşme Süreci” konusunda yapmış. Konferanslar sırasında izleyiciler sorularını konuşma alanına yazıyor ve konuşmalar tamamlandıktan sonra soru-cevap bölümüne geçiliyor. Zoom sitesi üzerinde gerçekleşen SALON Edebiyat konferanslarına katılım ücretsiz, konferansı izlemek için Institut Français Türkiye’nin web sitesinden etkinliğe kayıt yaptırmanız gerekiyor.
Bunun yanı sıra, İKSV İstanbul Bienali de , daha önce İstanbul Bienallerine katılan sanatçılarla işbirliği yaparak her hafta iki sanatçı filmini yedi günlüğüne ücretsiz olarak dijital erişime açmaya devam ediyor. Sanatseverler otuzu aşkın filmin yer aldığı seçkiyi, Haziran güncellemesi ile birlikte, 3 Nisan’dan beri bienal adresinden izleyebiliyor. Aynı içerik zenginliği, SALT'ın çevrimiçi belgesel ve sanat filmleriyle de kayıtlara geçiyor.
Bu arada son olarak anons etmek istediğimiz bir diğer ilginç girişim ise, kültür sanat dünyası ile bilişim ve oyun dünyasının kesiştiği etkileşimli bir deneyim vaat ediyor. fam° isimli girişim, ASUS ve ROG ortaklığıyla izleyenleri illüstrasyon dünyasından oyun dünyasına sızdıracak interaktif sergi deneyimi Ozmoz'u, 23 sanatçıya ait özgün örnek üzerinden 15 Haziran akşamı saat 19.00'da meraklılarına sunmak üzere geri sayıyor. Etkinlik, fam'ın illüstrasyon galerisi famstore'un da ilk yaşgünü kutlaması olma özelliğini gösteriyor.
Görünen o ki dijital ajandalar dolu, işler 'tık'ında dedirtiyor.
Ne içindeymişiz, serginin… 09 Ekim 2022
Yüzünde yüzyılı taşıyan ressam: Lucian Freud 02 Ekim 2022
Komet’i kuyruğundan tutabilmenin cüreti 24 Eylül 2022
Varlık ve hiçlik arasından, Godard’a projeksiyon vakti 18 Eylül 2022 YAZARIN TÜM YAZILARI