Kerala, demokrasi ve salgın
Kerala’nın sağlık bakanı bir hastanenin yönetim kurulu üyesi değil. Hatta doktor bile değil. Bir ortaokul öğretmeni. Bu sene görev süresi bitecek ve bir şirkete yönetim kurulu üyesi olmayacak. Eski okulunda öğretmenliği devam edecek. Sağlık Bakanı’nın adı KK Shailaja. Halk bakana “Shailaja Hoca” diyor. Türkiye’de hekim bir sağlık bakanı pek çok şeyi başaramazken Shailaja Hoca'nın başarısı Covid-19 hastalığı ile sınırlı değil. Shailaja Hoca 2018’de ortaya çıkan Nipah virüsünün (2) yenilmesinde paya sahip.
13 Haziran akşamı açıklanan bin 459 vaka verisi ile Türkiye 17 Mayıs’ta bin 368 vaka sayını geride bıraktı. Yalandan bir normalleşme, illerde patlayan vaka sayısı, boşa düşen “dünyanın iyisiyiz” söylemi.. Salgına dair istatistiklere baktığımızda hepsinin dünya ortalamasından kötü, bir kısmının ise en kümeler arasında olduğunu biliyoruz... Dahası salgında bilgileri güvenilmez ilan edilen sayılı ülkelerden birisiyiz. Ama size ne kadar kötü olduğumuzu anlatmayacağım. Halkın parası ile ne kadar kötü bir sonuca sahip olduğumuzu anlatmak yerine, size daha azı ile ne kadar iyi bir sonuç alabileceğimizi gerçek bir örnek ile anlatacağım. Şimdi sizleri Hindistan’a bir seyahate davet ediyorum. Gelin az bir para, bilimsel akıl, toplumsal işbirliği ile bu sorunun ne kadar güzel çözülebileceğine dair soldan soldan anlatan Kerala eyaletine sizleri götüreyim.
KERALA'YA HOŞGELDİNİZ!
Kerala Hindistan’nın güney batı ucunda yaklaşık 38 bin kilometrekare alana sahip, yani Konya kadar. Nüfusu ise 35 milyon. Çok partili bir demokrasiden öte, çok koalisyonlu, bloklu ve çok ittifaklı bir demokrasiye sahip desek daha doğru olur. Milli geliri yaklaşık 2 bin 900 ABD doları, Türkiye’nin üçte birinden az. Diğer yandan suç oranlarının en az olduğu, yolsuzluğun en düşük seviyede olduğu eyaletlerden biri. Bunda iktidarda olan sol, sosyalist ve komünist ittifaklar ve bunların demokratik ilişkilerinin rolü var. Ülke nüfusunun önemli bir kısmı Hindu olmakla beraber Müslüman ve Hristiyan topluluklar oldukça etkin ve inanç gruplarının marksist örgütlerle blok kurduğu örnekler var. Kerala gökteki yıldızlar kadar çok parti, blok, koalisyonun olduğu bir yer dersek yeridir (1).
#EVDEKAL DEĞİL #ZİNCİRİKIR
Kerala Sağlık Bakanlığı (KSB) salgın ilk açıklandığında bütün hazırlıklarını en başta yaptı. KSB A, B ve hatta en kötü durumu içeren C planın hazırladı, görev tanımlarından, kaynak planlamasına ve iş bölüşümüne kadar her şeyi hesapladı. Bunları da paylaştı. Ülkeye hastalık geldiğinde ne yapılacağından tutun, demiryolu istasyonu ya da havaalanında karşılamada neler yapılacağına dair protokollere kadar her şey eksiksiz olarak baştan hazırlandı. Sadece testlerle sınırlı kalmayan ve semptomları da dikkate alan bir politika, örnekleme yolu ile gönüllüler, sağlık çalışanları ve polislerin test edilerek semptom göstermeyenlerin tespiti gibi bir dizi alt politikayı uyguladı. Politikaları Hindistan genelinden bir adım önde olarak ülkenin siyasetinde de öncü rolü olan eyaletlerden biri oldu.
Kerala Wuhan’da çok sayıda öğrenciyi okutan, Ortadoğu’ya ise çok sayıda işçi gönderen bir bölge. İlk üç vaka Wuhan’dan, sonrasında İtalya, ardından Ortadoğu'dan gelenler ile virüsün giriş yaptığını, ülke içinde nasıl bulaştığını biliyorlar. İyi bir takip süreci ile giren vakanın neredeyse bir kişiden fazla insana bulaşmasına izin vermediklerini söyleyebiliriz. Bütün bunları yaparken KSB her gün toplantı yapmış ve verileri açık bir şekilde paylaşmış, halkından saklamak gibi bir şeye cüret etmemiş ama hasta haklarına özen göstermiş.
İlk hazırlıklar sonrası 30 Ocak’ta ilk vakayı tespit eden KSB küresel salgın ilanına kadar hastalığı 17 vakada tutmayı başarmış. Mart sonu itibariyle vaka sayısı 241 gibi bir rakamda kalmış.
Türkiye’nin ilk vakayı 11 Mart’ta açıkladığını, 20 Mart’ta 311 vakaya ulaştığını ve Mart sonu 2 bin 704 vakaya ulaştığını düşündüğümüzde KSB politika olarak açık fark atmış.
Aslında KSB çok özenli, hekimleri dinleyen, sosyal adaleti öne çıkartan, şirketlerin kar hırsına dayanmayan bir sağlık politikası ile bu işleri yaparken farkını sloganında bile göstermiş. Bizdeki işçiye #FabrikadaKal, #ŞantiyedeKal, #MadendeKal deyip #EvdeKal sloganını öne çıkartan bir iktidar varken KSB #ZinciriKır diyerek olayı en temizinden çözmüş.
KERALA'DA BUGÜN!
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca cumartesi günü bin 459 yeni vaka açıklarken 14 kişinin hayatını kaybettiğini ve 176 bin 677 toplam vaka sayısı olduğunu iddia etti. Kerala’da durum bizden kat ve kat ileride. 13 Haziran’da Kerala’da 78 yeni vaka varken sadece 1 kişi yaşamını kaybettiğini, şimdiye kadar sadece 2 bin 407 kişinin hastalığa yakalandığını görüyoruz.
Hazırladığım tabloyu incelemenize sunuyorum.
SHAILAJA HOCA!
Bu başarının arkasında demokrasi var. Demokrasi olmayınca bilimin ve aklın kullanılmadığını, topluma değer verilmediğini bizzat yaşıyoruz. Kerala demokrasisi ile Türkiye’ye açık olarak fark atıyor. Hem de Hindistan’da mevcut iktidara rağmen. Hindistan’ın başında bulunun Modi’nin Erdoğan ile karşılaştırılan bir popülist sağcı bir lider olduğunu hatırlatalım ki bu işte Karela’daki muhalefetin rolünü atlamayalım.
Kerala’nın sağlık bakanı bir hastanenin yönetim kurulu üyesi değil. Hatta doktor bile değil. Bir ortaokul öğretmeni. Bu sene görev süresi bitecek ve bir şirkete yönetim kurulu üyesi olmayacak. Eski okulunda öğretmenliği devam edecek. Sağlık Bakanı’nın adı KK Shailaja. Halk bakana “Shailaja Hoca” diyor. Türkiye’de hekim bir sağlık bakanı pek çok şeyi başaramazken Shailaja Hoca'nın başarısı Covid-19 hastalığı ile sınırlı değil. Shailaja Hoca 2018’de ortaya çıkan Nipah virüsünün (2) yenilmesinde paya sahip. Doğru duydunuz, yarasalardan bulaştığı düşünülen bu virüs ilk olarak 2 Mayıs 2018’de Kerala’da tespit edilmiş, KSB hızla gerekeni yaparak virüsü izole etmiş ve 10 Haziran 2018’de hastalığın salgına dönüşmesini engellemiş. Bu virüsün sadece 19 vaka ve 17 can kaybı ile atlatılmasını başarmış.
Shailaja Hoca'nın bu başarısı daha sonra filme dönüştü. 2019 yılında Aashiq Abu tarafından yönetilen Virüs filmi Nipah virüsünün hikayesidir.
VİRÜSÜ YENEN İLE MASKE DAĞITAMAYAN BAKAN
Kerala büyük bir eyelet. Nüfusu neredeyse Türkiye’nin yarısı kadar. Türkiye’den bir buçuk ay önce ilk vakaya sahip olmasına rağmen bir milyon kişiye düşen vaka sayısında Türkiye’den 35 kat, can kaybı sayısında ise 105 katı iyi bir ülke. Yani daha az para ile halkına sıhhat verebiliyor.
Kerala deneyimi demokratik bir yönetimde salgınla mücadelenin ne kadar farklı olduğunu söylüyor. Bu çok açık. Ayrıca Mudi gibi bir popülist iktidara rağmen bunun yapılabileceği de söylüyor. Ama asıl önemlisi bunun sosyalist/komünist fikirler, sol partiler ve onların ördüğü çeşitli ittifaklar/bloklar ile ördüğü demokratik bir toplumla mümkün olduğu.
Virüse karşı en iyi tedavi bu değil mi?
1- Fikir edinmek isterseniz: https://en.wikipedia.org/wiki/Political_parties_in_Kerala