DalKurd umut veriyor
DalKurd 20 metrelik alanda oynamayı hızla öğrenmelidir. Hem savunma standartları için hem hücum aksiyonları için, takımın 20 metrelik alanda birlikte oynaması, her bakımdan her oyuncuyu çok rahatlatacaktır. Boyu kısalmış bir hücum girişiminde defans orta sahanın yerine ikame edilerek, hem savunma güvenliği sağlanmış olur hem de hücum çoklu oyuncu grubuyla birlikte kazasız belasız sonuçlandırılır.
Bu çeyrekte takımın en acil sorunu defansif organizasyonudur; topu ikili haline göre defansı standart bir oyun kurgusuna monte etmek, yapılacaklar listesinin en başında duruyor. Geri de bıraktığımız iki maçta DalKurd oyunu ileriye doğru boyu çok uzuyordu. Bu maçta nispetten, oyunun boyunu kısaltma girişimleri göze çarptı. Ama kim ne derse desin hâlâ DalKurd’un öncelikli problemi defansı ileri çıkararak oyuna katmaktır. Jasareviç, en gerideki oyuncu ve onun, top rakipteyken geriye koşma alışkanlığı, takımı karpuz gibi ikiye bölüyor. Oysa, özellikle top rakibe geçtiğinde Jasareviç, geriye doğru değil, tam tersine ileriye doğru hamleler yapmalıdır. İleriye doğru yapılan her hamle, rakip için oyun alanını daraltmaktır. Rakip için oyun alanının daralması demek, pas seçeneklerinin azalması demek. Defansın ileriye doğru hamlesi, orta saha ile bütünleşerek, çoklu pres yapmak imkanı demek.
DalKurd bu dersi çok çalışmalıdır. Özetle DalKurd 20 metrelik alanda oynamayı hızla öğrenmelidir. Hem savunma standartları için hem hücum aksiyonları için, takımın 20 metrelik alanda birlikte oynaması, her bakımdan her oyuncuyu çok rahatlatacaktır. Boyu kısalmış bir hücum girişiminde defans orta sahanın yerine ikame edilerek, hem savunma güvenliği sağlanmış olur hem de hücum çoklu oyuncu gurubuyla birlikte kazasız belasız sonuçlandırılır.
Kaleci Filip Anger’in kısa pas tercihleri doğru ama pasların şiddeti ve yönü konusunda çok çalışmalı. Özellikle ceza sahası içi ya da çeperinde yapılacak paslaşmalar kesinlik ve kararlılık ister. Orada kararsız gevşek paslar ölümcül olabilir.
Henry Offia, güçlü bir oyuncu ama çok eksikleri var. Hem telaşlı hem de pozisyon bilgisi pek gelişmemiş gibi. Söz gelimi bu maçta çok dikkat ettim, ama hangi işleri yapmakla görevlendirildiğini onu pratiğinden çıkaramadım. Hücum bölgesindeki bütün oyuncular gol atmanın sanki sadece kendi görevleriymiş gibi tutum alıyor. Oysa önemli olan kimin gol attığı değil, golü atmaktır.
Mesela 58 dakika da Willie Clemans, sırf bu vasat düşünce yüzünden yüzde yüz olan bir gol şansını heba etti. Oysa hemen sağ yanında koşan Arian Kabashi’ye top aktarsaydı, o pozisyon gol ile sonuçlanırdı.
Aynı eleştiriler, John Junior için de geçerlidir. Kadir Hodziç ile uyumlu çalışması lazım. O kanadı daha efektif hale getirmek şart. Her iki oyuncuda kendini matkap sanıyor, delip geçmeyi düşünüyorlar. Oysa karşılıklı verkaçlarla pek ala kenara inebilirler.
Galiba gerçek DalKurd’u ancak ilerleyen haftalarda izleyebileceğiz. Takımın maç kondisyonu iyi, daha da iyi olacak.
Deplasmanda puan almak çok değerli bir özellik. DalKurd bunu alışkanlık haline getirmelidir.