NBA: Değişen oyun ve değişken elementler
Kafamızı şununla karıştırıyoruz. Çok kolay sayı üretilmiyor şu anda. Çok kolay görünüyor sadece. Bütün mesele bu. NBA'i veya NBA basketbolunu sevmeyebilirsiniz. Bu başka bir şey. Çok fazla analitik var, çok fazla üçlük kullanılıyor artık, vesaire. Ama şu anda mevcut NBA'in basketbol açısından en yetenek ve beceri içeren ligi olmadığını düşünüyorsanız oyunu hiç izlemediğiniz anlamına geliyor.
NBA'de sezon, pandemi sonrası tamamlanmak üzere yeniden başlayacak. Geri sayım devam ederken yeni tartışmalar da yer buluyor. Amerika'da TNT'de yorum yapan eski NBA oyuncusu Kenny Smith, LeBron James'in NBA'in gelmiş geçmiş en büyük 10 oyuncu sıralamasında ancak 10'uncu sırada yer alabileceğini söyledi. Kenny Smith, basketbolu bilen biri ama bu saptaması da gayet manasız. Biz de Kenny Smith'i bahane ederek biraz basketbolu, daha doğrusu NBA basketbolunu masaya yatıralım dedik.
Şöyle bir argüman var ki ben büyük oranda altının boş olduğunu düşünüyorum; “Bugünün NBA'inde sayı atmak o kadar kolay ki.” Evet, yanlış okumadınız. Bu şekilde bir söylem dolaşıyor yıllardır dillerde. Peki öyleyse. Ben de bir araştırıp bakayım dedim bu konuya ve şunu gördüm; NBA tarihinde bir maçta en çok sayı atan 20 oyuncu listesinde son 15 yıllık dönemde sadece iki oyuncu yer alıyor. Bir maçta 81 sayı atan Kobe Bryant; ki o gerçekten olağanüstü bir oyuncu olduğu için. Diğer ise bir maçta 70 sayı atan Devin Booker; o da çok iyi bir gece geçirdiği için. Wilt Chamberlain 100 sayı atalı ise 58 yıl olmuş. Halbuki argümana göre listedeki çoğu oyuncular günümüzün aktif oyunculardan olması gerekirdi, öyle değil mi?
İnsanlar bazı gerçekleri görmezden geliyor, çünkü oluşturdukları önyargıları bir türlü kıramıyorlar. Wilt Chamberlain, 1960'larda olağanüstü seviyede sayı attı. Kareem Abdul-Jabbar ise 1980'lerde yüksek seviyede sayı attı. Michael Jordan ise 1990'larda neredeyse istediği kadar sayı attı. Şu anda James Harden'ın dışında gerçek manada delice sayı atan başka bir oyuncu var mı ligde çok emin değiliz. Bugünün NBA'inde bir oyuncu 40 attı mı onu o gece 'sıcak' hatta 'yanıyor' olarak tanımlıyoruz. James Harden, 35 civarı sayıları buldu mu da öyle deniliyor. E peki hani bugünün NBA'inde sayı atmak o kadar kolaydı?
Kimsenin itiraz edemeyeceği bir gerçek var, özellikle NBA'de. Bugünün sporcuları daha atlet, daha uzun, daha hızlı ve daha yetenekli. Bugün oyuncular daha mı kolay sayı atıyorlar? Yoksa seviye olarak o kadar yukarıdalar mı ki kolay atıyorlar gibi görünüyorlar? Bunu iyi analiz etmek, iyi anlamak lazım. Bugünün oyuncuları daha iyi antrene ediliyorlar, daha iyi besleniyorlar, hepsinin özel antrenör ve çalışma ekipleri var.
LeBron James bugün çok kolay sayı atmıyor. Sadece becerileri sayesinde kolay gösteriyor. Yaptıklarını yapmak o kadar kolay değil. Basketbolu bırakmış Dirk Nowitzki için de bu geçerli, bugün oynayan Anthony Davis için de. “Bugün hiç savunma yapılmıyor” klişesi var bir de. Nasıl savunma yapmıyorlar? 'Hande Check' kuralı kalktığından beri NBA'de sert savunmaların olmadığını, kalmadığını söyleyebiliriz. Tabii ki bugünün NBA'indeki savunma 90'lı yıllara göre 'yumuşacık' kalıyor. Tabi ki 80'li ve 90'lı yıllarda savunmalar çok daha sertti. Ama bu, bugün NBA'de hızlı ve atletik savunmaların olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Sadece oyuncular o kadar hızlı ve atlet ki birbirlerini durduramıyorlar çoğu zaman.
Biraz geçmişe gidip gözünüzün önüne bir enstantane getirin: Örneğin efsane pivot Patrick Ewing. Ewing, rakip potada skor yaptıktan sonra ne yapardı? Hemen geriye koşup kendi pota altında savunmaya yerleşir ve rakip pivotun kendi boyalı alanına gelmesini beklerdi. Hücum bu kadar statik ilerlerdi. Otomatik olarak savunmalar da bu şekilde. Şimdi ise pivotlar dış şut kullanıyor, üçlük atıyor. Yani pivotun savunmada kendi potasına gelip rakibini bekleyebilecek lüksü yok. Eşleştiği oyuncuyu kovalamak zorunda. Gerekirse tüm seti koşarak takip etmek zorunda. O yüzden savunmalar daha yumuşak olabilir ama kardiyo anlamında çok daha yorucu, çok daha kompleks ve çok daha komplike olduğunu söylememiz gerekiyor.
Kafamızı şununla karıştırıyoruz. Çok kolay sayı üretilmiyor şu anda. Çok kolay görünüyor sadece. Bütün mesele bu. NBA'i veya NBA basketbolunu sevmeyebilirsiniz. Bu başka bir şey. Çok fazla analitik var, çok fazla üçlük kullanılıyor artık, vesaire. Ama şu anda mevcut NBA'in basketbol açısından en yetenek ve beceri içeren ligi olmadığını düşünüyorsanız oyunu hiç izlemediğiniz anlamına geliyor.
Bugünün ortalama bir NBA takımın maç başına ortalama 111 sayı atıyor bu sezon. Peki 1980'lerde ortalama bir NBA takımı maç başına kaç sayı atıyordu? 1985'te bir takım 111 sayı atıyor maç başına ortalama olarak. Ya 1960'larda? Ortalama bir takım 115 sayı atıyordu maç başına. Ama tartışmalara gelince bugünün NBA'sinde sayı atmak daha kolay deniyor. Gerçekten çok tuhaf ve çok matrak. Ben sporu istatistikler üzerinden okuyan biri değilimdir. Okuyucularım çok iyi bilir. Ama istatistiklerle, istatistik anlatarak çok bilenler var ya gazeteci olarak geçinen, onların dilinden anlatıyorum. Tabii bu istatistikleri benim gibi araştırıp bulmaya akıl ettilerse.
2.16 metre boyundaki Wilt Chamberlain, sayı rekorları kırarken 2.03 metre boyundaki pivotlara karşı mücadele ediyordu. Bugün Philadelphialı Ben Simmons bir gard ve boyu 2.08 metre. Bu detayları iyi okumak gerekir. Doğru anlamak. 1984'te Michael Jordan lige geldiğinde bir uzaylıydı. Onun kadar atlet, dikey sıçrayabilen bir oyuncu yoktu ligde. Bugün her takımda onun kadar atlet en az 2'şer 3'er oyuncu var. Michael Jordan'la kıyaslamıyorum hiçbirini yanlış anlaşılmasın. Sadece fiziki olarak sporcuların hangi noktadan hangi noktaya eriştiklerini iyi okumamız gerektiğini söylemek istiyorum. Bunun da oyunu ne kadar değiştirdiğini, güncellediğini.
Wilt Chamberlain kariyeri boyunca kendisine driplingle gelen bir rakibin savunmak zorunda kalmadı. O pota altında tabir-i caizse 'bacak kadar çocukların' topunu bloklamakla oyalandı. Peki hiç Kareem Abudul Jabbar'ı sahada Anthony Davis'i oradan oraya kovalarken hayal edebiliyor musunuz? O yüzden oyunu ve oyuncuları değerlendirirken oyunun değişkenlerini ve değişken elementleri göz ardı etmeyelim.