YAZARLAR

Yine hüzün: DalKurd 4-1 yenildi

Daha önce sormuştum, şimdi sorumu tekrar ediyorum, DalKurd takımı bir bütün olarak neden geriye doğru oynuyor? Çünkü ileriye doğru akması gereken oyun yapılandırılmamış. Oyunlar ileriye doğru oynamak için birbirlerine pas seçeneği olmak zorundadırlar. Pas seçenekleri olmadan ileri doğru nasıl oynayacaklar? Pas seçeneklerine kim karar verir? Oyuncular mı? Teknik Direktör mü? Elbette teknik direktör. Ama Paul Olausson, böyle bir sorumluluk almıyor.

Trelleborgs’un attığı dört gol de ibretlik ve evlere şenlikti. Penaltının yapılış biçimi, dokuz kusurlu hareketin en olmazı olarak, okullarda ders kitaplarına girmeli ve uygulamalı olarak herkese anlatılmalı. Rakibin koşu yolunu kapatmak yerine rakiple temas halindeyken dönmeye kalkmak ve rakibi adeta kucaklayarak dönmek, elbette topa dönük bir ilgi olarak yorumlamaz. Rakip hamle üstünlüğünü ele geçirmiş ve Styffe’nin davranışı ve niyeti artık topa yapılan hamle olarak değerlendirilemez. Trelleborgs’lu Safiu’nun 11 ve 41 dakikalarda attığı iki gol de, ikili eşleşmelerde DalKurd defansının perişanlığını gözler önüne sürdü. Her iki eşleşmede de Styffe’nin acemiliği ve pozisyon bilgisi, daha doğrusu bilgisizliği gollerin ana nedeniydi.

3-4-3 dizilişi DalKurd’un alanı ve topu sahiplenebileceği bir diziliş değil. Dalkurd oyuncuları bu dizilişin hakkını verecek beceriye sahip olduklarını sekiz maçtır kanıtlayamadılar. Ayrıca da sittin sene de kanıtlayamazlar. Çünkü bu oyun oyuncu yetenek ve becerilerine bağlı bir oyun değil. Bu oyun bütünüyle kurgusaldır ve teknik direktör Paul Olausson’da olmayan şey de budur. 3-4-3 dizilişinde ortadaki dörtlü hem savunmayı takviye etmeli hem de hücumda enlemesine genişlik yaratarak, hücumculara alan yaratmak görevini yerine getirebilmelidir. Bu ağır sorumluluklar açık bir kurgu olmadan ifa edilemez. Oyunun iki yönünü oynayacak orta dörtlü, hem kurguya çok sadık olmak zorundadırlar hem de oyunun sıkıştığı anlarda yaratıcı çözümler üretmek mecburiyetindedirler.

Bir kere DalKurd böyle bir oyunun ihtiyaç duyduğu oyuncu kalitesinden yoksun. Bu sekiz haftada ispat edildi. Peki, Olausson neden bu oyunda ısrar ediyor? Ben size söyleyeyim, çünkü Olausson’un kendisi bu oyunun iç dinamiklerinden bihaber. Bu oyu teknik direktör tarafından yapılandırılmadan oynanamaz.

Daha önce sormuştum, şimdi sorumu tekrar ediyorum, DalKurd takımı bir bütün olarak neden geriye doğru oynuyor? Çünkü ileriye doğru akması gereken oyun yapılandırılmamış. Oyunlar ileriye doğru oynamak için birbirlerine pas seçeneği olmak zorundadırlar. Pas seçenekleri olmadan ileri doğru nasıl oynayacaklar? Pas seçeneklerine kim karar verir? Oyuncular mı? Teknik Direktör mü? Elbette teknik direktör. Ama Paul Olausson, böyle bir sorumluluk almıyor. Almıyorsa demek ki teknik direktör değil. Abartmıyorum. Hakikat bu.

Maçın ikinci yarısında takım 10 kişi kaldığı için Olausson defansı dörtlemek zorunda kaldı. Daha doğrusu takımı bir bütün olarak geriye çekti. Tamam rakip 4-1 önde dolayısıyla oyunu çok zorlamadı, ama DalKurd’de ikinci yarı da gol yemedi. Demek ki defansif bir stratejiyle saha çıkmak dünyanın sonu değil.

Bakın hiçbir birimizi kandırmayalım. Bu takım olgun bir oyun oynayamaz. Bu takım acilen defansif bir takıma dönüştürülmelidir. Önce gol yememeyi öğren, sonra el aleme gol atarsın.

Her neyse yahu kime söylüyorum.


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.