Bu gaz otoyolda şerit değiştirmeye bile yetmez
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak “eksen” derken sürç-ü lisan etti sanki. “kulvar” demek istedi belki. Bu miktarda gaz ve bu iç ve dış politika anlayışı bırakın kulvarı otoyolda şerit değiştirmeye bile yetmez. Neden “müjde” diye açıklandığını anlayan var mı?
Gaz: Maddenin 16 halinden biri (wikipedia).
Doğalgaz: Habertürk’teki gibi değil. Yerkabuğunun içindeki fosil kaynaklı bir çeşit yanıcı gaz karışımı. Petrol türevi.
Nasıl çıkar? Yüzüstü yatırıp sırtına hafif masaj yaparsınız (bebekler için).
Deniz tabanından çıkartmak için: Bulduk, hemen yarın çıkarıyoruz diyemiyorsunuz. Önce uzun ve komplike araştırmalar sonrasında bir yerlerde gaz olduğunu keşfediyorsunuz. Asıl iş ise bundan sonra başlıyor. Denizdeyseniz suyun derinliği, tabanda açacağınız kuyunun derinliği, gazın niteliği, rezervin büyüklüğü önemli kriterler ve bunların hesabını iyi yapmazsanız tam bir fiyaskoyla da bitebilir iş. İlk aşamaları geçtiğinizi varsayalım. Belirlediğiniz yere sondaj yaparsınız. Deniz tabanından başlamak üzere belirlenen derinliğe kadar önce bir deneme kuyusu açıyorsanız, daha sonra diğer kuyulara başlarsınız.
Yerli ve milli çıkarım olur mu? Halihazırdaki teknoloji ile olamaz. Denizde olması işi daha da karmaşık hale getirdiği için bu işte ihtisas yapmış firmalara ihtiyacınız var. Maddi güç, birikim ve teknoloji ise dünyada bazı şirketlerin tekelinde. Daha da önemlisi bu şirketler pazarlık konusunda da tecrübeli. Yani işiniz kolay değil.
Tüm bu badireleri atlatıp gazı çıkarmaya başladığınızı düşünelim. Ekonomik, siyasi değerinin de hesaplanması gerekiyor. Sonuçta domates üretmiyorsunuz.
Bazı bilgileri tekrar etmekte fayda var:
Karadeniz’de bulunduğu söylenen gazı rezervinin miktarı 320 milyar metreküp.
Türkiye’nin gaz ihtiyacı yıllık yaklaşık 50 milyar metreküp. Bunun yaklaşık 15 milyar metreküpü konutlarda, 12,5 milyar metreküpü sanayide, 11 milyar metreküpü elektrik üretiminde, kalanı da diğer alanlarda kullanılıyor.
Hiç ithal etmeyip sadece yerli gazı kullansak bugünkü rakamlarla yaklaşık altı yıl yeter. Ancak gelişmekte olan bir ülkeyiz ve önümüzdeki yıllarda tüketim artmaya devam edecek. Bu durumda yaklaşık beş yıl yeter.
Yetkililer maddi değerinin 60 milyar dolar olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin doğalgaza yılda yaklaşık 14 milyar dolar ödediği göz önüne alınırsa yaklaşık dört yıllık paraya denk gelir. Bu yılki bütçe açığımız yaklaşık 200 milyar lirayı bulur. Yani 60 milyar dolar yaklaşık iki yıllık bütçe açığımızı ancak kapatır.
Peki bulunan miktar söylendiği gibi Türkiye’yi “enerji devi” yapar mı? 100, 50, hatta 25 yıl önce bulunup çıkarılsaydı belki evet. Ama çıkartılacak gaz size yetmiyor ki ihraç edip enerji devi olabilesiniz. Üstelik miktar çok olsaydı da hemen işe yaramayacaktı. Şimdilerde gaz her yerden çıkıyor. Yani arz talep dengesini düşündüğünüzde hayal kurduracak bir durum yok ortada. Diğer yandan hayal kurabilmeniz için rezervlerinizin Rusya, İran, Katar ve daha 25 ülke gibi trilyon metreküp ile ölçülmesi ve ihracatınızın büyük miktarlara ulaşması gerekir. Yani görünür gelecekte eksen değiştirmenize olanak sağlayacak bir durum yok.
Bir gerçek daha var: Türkiye sadece gazda değil petrolde de dışa bağımlı bir ülke ve bütçesinin önemli bir kısmını bu kaleme ayırmaya devam edecek. Bu da enerjide dışa bağımlılığın önümüzdeki dönemde de devam edeceğini gösteriyor.
Bu arada 3 trilyon metreküp bulunsaydı da ilk etapta çok anlam ifade etmeyecekti. daha fazla gaza ancak daha fazla üretim yaparsanız ihtiyaç duyarsınız.
Gaz veya enerji bizi Norveç yapar mı?
Yapmaz. Gaz tek başına insan hakları, zenginliğin eşit dağılımı, serbest rekabet, demokrasi getirmiyor, ülkenizin insan onuruna yakışır bir şekilde yaşayabileceğiniz bir yer olmasını sağlamıyor. Dış politika vizyonunuzu değiştirmiyor, sizi Katar gibi ülkeler ile ortaklık yapmaktan kurtarmıyor.
Refah sadece gazla mı gelir, bu keşif neden bu kadar önemsendi peki? Samsung’umuz, Hyundai’miz, Nokia’mız yok da ondan. Bu firmaların her birisi bulduğumuz gazı beşe ona katlayacak üretim değerine sahip. Ülkede sinerji yaratıp tek başına devlet olacak dünya markası üretecek ortamı sağlamak, üretici beyinlerin önünü açmak yerine önce gazı sonra parayı bulmaya çalışıyoruz.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak “eksen” derken sürç-ü lisan etti sanki. “kulvar” demek istedi belki. Bu miktarda gaz ve bu iç ve dış politika anlayışı bırakın kulvarı otoyolda şerit değiştirmeye bile yetmez. Neden “müjde” diye açıklandığını anlayan var mı?