YAZARLAR

Fenerbahçe ne yapar?

Fenerbahçe taraftarı bu oyuna burun büker. Alternatif bir oyun olan "dominat top bende oyunu" ise, Türk futbol yeteneklerini çok aşan bambaşka bir seviye. Eğer Fenerbahçe yönetimi ve taraftarı, Erol Bulut’u bu oyun konusunda baskı altına alırsa sonuç cidden büyük hüsran olur. Çünkü Türkiye’de hiçbir takım bu oyunu oynayamaz. Bu oyun yerine, beceriye dayalı kaotik bir tercih yapılır ve her türlü sonuç sadece tesadüflere kalır.

İlk altı maç oynanmadan hiçbir takım ve teknik adam hakkında kesin yargılarda bulunmak istemem. Prensip olarak, hazırlık kampına eş değer bir süreyi, reel yarışma sürecinin sonuçları içinde tanımak isterim. Hazırlık kamplarında kurgulanan oyun, reel yarışmada revizyon görebilir. Oyuncular ve teknik adamlar, reel yarışmada gerçek performansa ancak ulaşabilir ve net fikir edinebilirler. Dolayısıyla Fenerbahçe ve Erol Bulut’un kurguladığı oyuna dair ancak altıncı haftada daha rahat karar verebiliriz. Ama bu prensip, oynanan her maçı değerlendirmemize engel değil; Fenerbahçe yeni bir takım ve her yeni takım gibi, Fenerbahçe’nin çok ciddi sıkıntıları var.

Rizespor maçı, Erol Bulut’un aşina olduğumuz kurgusal tasarımıyla başlamadı. Bunu ligin ilk maçı olarak kabul edersek, normal karşılayabiliriz. Ama bu maç bile, Erol Bulut’un Fenerbahçe ile yaşayacağı birçok açmaza işaret etti. Her şeyden önce, Erol Bulut hangi oyun tarzı ve hangi oyun stratejisini tercih edecek? Malatyaspor ve Alanyaspor'dan bildiğimiz oyun, öyle sanıyorum, talepkâr Fenerbahçe taraftarını tatmin etmeyecek. Erol Bulut top rakipte oyununda ustalaştı. Alan daraltan, ikinci bölgede bıktırıcı pres yapan ve golü kontratakta arayan bu oyun, Fenerbahçe’nin karakterine uygun düşmez. Aslında, Türkiye futbolu açısından en doğru oyun bu. Yetenek gerektirmeyen işlerde ustalaşmak ve bu işleri hal ettikten sonra ince işler yapan bir takıma dönüşmek.

Fenerbahçe taraftarı bu oyuna burun büker. Alternatif bir oyun olan "dominat top bende oyunu" ise, Türk futbol yeteneklerini çok aşan bambaşka bir seviye. Eğer Fenerbahçe yönetimi ve taraftarı, Erol Bulut’u bu oyun konusunda baskı altına alırsa sonuç cidden büyük hüsran olur. Çünkü Türkiye’de hiçbir takım bu oyunu oynayamaz. Bu oyun yerine, beceriye dayalı kaotik bir tercih yapılır ve her türlü sonuç sadece tesadüflere kalır.

Erol Bulut’un işi cidden çok zor. Bildiği, tecrübe ettiği oyunun dışına çıkarsa, ya da çıkmak zorunda kalırsa, kontrolü kaybeder. Bildiği oyunda ısrar ederse de, hiç kimseyi memnun edemeyecektir. Doğrusu Erol Bulut’un yerinde olmak istemem.

Şimdilik Erol Bulut’un bildiği kendi oyununda ısrar edeceğini varsayıyorum. Ama bu durumda bile, en büyük açmazı, iki kanat savunmacısı olur. Özelikle Caner ile, sert temaslı ve bol presli bir oyun oynamak mümkün değil. Aslında bu oyunu Sosa ile oynamak da şüpheli. Bir kere, her iki oyuncu da artık genç değil ve bu oyunun beklediği atiklik, çeviklik ve çabukluk, nitelikleri erozyona uğramış. Zanka, Serdar Aziz ve Tolga ile sağlam bir defans üretmek mümkün mü? Bence değil, çünkü bu üç oyuncu da tipik kesici oyuncu karakterinde. Kör vuruşlar yerine oyunu geriden kim kurgulayacak? Sosa ve Gustavo’yu bu işler için geriye çektiğiniz de, bu kez ikinci bölge ve üçüncü bölge ilişkilerinde ciddi sorunlar baş gösterir.

Rakip kaleye çok hızlı gidebilmek için, Sosa ve Gustavo’nun konumlanışı stratejik değerdedir.

Rize maçında alan geçişleri için kurgulanmış planlardan örnek görmek mümkün olmadı. Dolayısıyla alan geçişleriyle ilgili fikirler için önümüzdeki maçları beklemek gerekecek. Aynı şekilde Erol Bulut’un hücum planına dair de bir fikir oluşmadı. Ne kanatları nasıl kullanacağı ne de göbekten ne tür bir final vuruşu organize edeceği pek belli olamadı. Maç "de facto" bir maç oldu. Yapılan her şey doğaçlamaydı. Ve bu durumu da ligin ilk maçı mazeretiyle göz ardı edelim.


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.