Yeni Hollanda hükümeti göreve başladı: Faşist Wilders’in partisinden 5 bakan

Hollanda'da seçimden aylar sonra kurularak bugün resmen göreve başlayan yeni hükümette, sandıktan birinci çıkan faşist Wilders'in partisinden beş bakan da bulunuyor.

Geert Wilders. (Fotoğraf: Reuters)
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Hollanda'da Kasım 2023 yılında yapılan genel seçimlerin ardından yeni hükümet bugün yemin ederek resmen göreve başladı. Başbakan Dick Schoof'un liderliğindeki yeni kabinede, seçimleri ilk sırada tamamlayan faşist Geert Wilders'in Özgürlük Partisi'nden (PVV) beş, popülist Çiftçi-Vatandaş Hareketi'nden (BBB) iki bakan bulunuyor. 

The Guardian'ın aktardığına göre, daha önce Hollanda istihbarat örgütü AIVD'nin direktörlüğünü yapmış ve Adalet Bakanlığı'nda da üst düzey görevlerde bulunmuş olan Schoof'un başbakanlığa getirilmiş olması, koalisyon ortaklarının Wilders ile ilgili endişelerini gidermeye yetmedi. Yeni hükümetin bazı üyelerinin bu mevkiiler için uygun olup olmadığı soruları sorulurken, Wilders, geçen hafta yaptığı açıklamada, kendisinin bakanlığa aday gösterdiği isimlerin 'giderek daha popüler olduğunu, sokaktaki kadın ve erkeklerin dilini konuştuğunu, kendisinin de onlarla çok gurur duyduğunu' söylemişti.

GÜVENLİK İNCELEMESİ SONRASI BAKAN DEĞİŞİKLİĞİ

Faşist PVV'nin Hollanda'nın yeni Göç Bakanı olarak önerdiği ilk isim, Gidi Markuszower olmuştu. Fakat rutin 'güvenlik incelemesi sırasında bazı meselelerin ortaya çıkmasının' ardından Markuszower'in bu pozisyon için önerilmesinden vazgeçildi. Daha önce 'yasadışı silah taşıma' ile suçlanan ancak daha sonra hakkındaki suçlamalar düşürülen Markuszower, yaptığı bir açıklamada da ülkesinin göç politikasını 'halka karşı işlenmiş çok büyük bir suç' sözleriyle tarif etmişti. Markuszower'in yerine Göç Bakanı olarak önerilen eski senatör Marjolein Faber de tartışmalı ifadeleriyle bilinen bir siyasetçi. 

Faber, meclisin üst kanadında yürütülen bir tartışma sırasında 'nüfus değişimi' ifadesini kullanmış, Hollandacası 'omvolking' olan bu kelimenin 'korkunç çağrışımları' olduğunu daha sonra kabul ederek sözünü geri aldığını belirtmişti. Öte yandan, yaptığı konuşmada ayrıca ülke demografisinin değiştiğini ve 'kendisinin de olduğu gibi bu konu hakkında büyük endişelerin olmasının meşru bir durum' olduğunu savunmuştu.

BIÇAKLI SALDIRIYLA İLGİLİ İDDİASININ YANLIŞ OLDUĞUNU KABUL ETTİ

Faber, ayrıca 2019 yılında yaptığı bir sosyal medya paylaşımında 'güvenilir kaynakların' kendisine kuzeydeki Groningen kentinde düzenlenen bıçaklı saldırının failinin 'Kuzey Afrikalı bir görünümü' olduğunu söylediğini iddia etmiş, saldırıda yaralanan üç kişinin de saldırganın beyaz olduğunu söylemesine rağmen bu iddiasını sürdürmüştü. Faber, söz konusu twit'i de uzun bir süre silmeyi reddetmişti. Yeni bakan, en sonunda geçen ay meclis komisyonunda yaptığı konuşmada paylaşımının yanlış olduğunu kabul etti. 

Wilders'in tartışma yaratan bir diğer bakan seçimi ise Dış Ticaret ve Kalkınma Yardımı Bakanı olmasını teklif ettiği Reinette Klever oldu. Klever de Almanya'daki Nazi döneminde kullanılan, bugün de faşist hareketlerin kullanmaya devam ettiği 'omvolking' ifadesinin yer aldığı mesajları yeniden paylaşmıştı. Söz konusu ifade, faşistlerin olduğunu iddia ettiği 'yerli beyaz nüfusun yerine göçmenlerin geçmesi' planına atıfta bulunuyor. 

İSKAN BAKANININ İSLAM KARŞITI SÖZLERİ TEPKİ ÇEKMİŞTİ

PVV'nin Sağlık Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak teklif ettiği ve yemin ederek göreve başlayan Felur Agema da kürtaj için süre sınırını azaltmayı savunurken, eski bir otel müdürü ve Budapeşte'nin Hollanda'daki fahri konsolosu olan yeni Ekonomi Bakanı Dirk Beljaarts da Wilders'in üst düzey mevkilerde çifte pasaportlu kişilerin görev yapmasına karşı çıktığı için Macaristan pasaportunu bırakmak durumunda kalmıştı.

Yeni İskan Bakanı Mona Keijzer ise eski başbakan, yeni NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin partisi VVD'den bakan olduğu süreçte Covid-19 kurallarını eleştirdiği için görevden alınmış, bunun üzerine popülist BBB'ye katılmıştı. Keijzer, geçen ay katıldığı bir programda 'Yahudilere yönelik düşmanlığın neredeyse İslam kültürünün bir parçası olduğunu' söylemesinin ardından pek çok kişi tarafından eleştirilmiş, sözleriyle 'tüm Müslümanları kast etmediğini' savunmuştu. Hakkında suç duyurusunda da bulunulan siyasetçi, sözünün arkasında durarak bunu gösteren 'birden fazla çalışma olduğunu' da ileri sürmüştü. 

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)