Yeni Zelanda'da en büyük medya kuruluşundan ırkçılık itirafı: Māorilerden özür diliyoruz
Yeni Zelanda'nın en büyük medya kuruluşu Stuff, ülkenin yerli halkı Māoriler hakkındaki haberlerinde kullanılan ırkçı dil için özür diledi. Kurumun editoryal direktörü Mark Stevens, "Son 160 yıldaki yayıncılığımız dar görüşlülükten ırkçılığa uzanan bir çizgideydi" itirafında bulundu; "Dilimiz Yeni Zelanda'yı sık sık ikiye böldü; Kiwiler ve Māoriler... Biz ve onlar" dedi.
DUVAR - Yeni Zelanda'nın en büyük medya kuruluşu Stuff, ülkenin yerli halkı Māorilere dair haberlerindeki ırkçılık nedeniyle kamuoyundan özür diledi. Yeni Zelanda'nın bazı en eski ve en çok satan gazetelerini de bünyesinde barındıran medya kuruluşunun açıklamasında, Māorilere dair haberlerde 'dar görüşlülükten ırkçılığa uzanan bir dil' kullanıldığı belirtildi ve açıkça özür dilendi.
YAYINLARDAKİ IRKÇILIK, İÇ SORUŞTURMA İLE İNCELENDİ
Kurumun kendi geçmişiyle yüzleşmesi, bünyesinde çalışan 20 gazetecinin yaptığı bir araştırmanın ardından geldi. Stuff'ın CEO'su Sinead Boucher, açıklamasında "Medya sık sık, güçlülerden hesap sormakta oynadığı rolden söz eder. Bu, bizim kendimizi de kapsar" dedi. Boucher, bu adımı atmalarının sebebinin 'politik doğruculuk' olmadığını, kurumun yerli halk tarafından nesiller boyu güvenilir bir ortak olarak görülmesi için bunu yapması gerektiğini söyledi.
'TEK KÜLTÜRLÜ YAYINCILIK ANLAYIŞIMIZ ADİL DEĞİLDİ'
Kurumun editoryal direktörü Mark Stevens ise hem İngilizce hem Māori dilinde kaleme aldığı başyazıda, 'tek kültürlü yayıncılık anlayışlarının Māorilere nadiren adil davrandığını' belirtti. Stuff medya kuruluşuna ait en eski gazetenin 160 yıllık olduğuna dikkat çeken Stevens, "Maori meselelerine dair son 160 yıldaki yayıncılığımız dar görüşlülükten ırkçılığa uzanan bir çizgideydi" itirafında bulundu. Stevens, "Özür diliyoruz. Fakat özürler, gelecekte daha iyisini yapma sözü içermedikçe boştur" ifadelerini kullandı.
MĀORİ DİLİNDE 'ÖZÜR DİLERİZ' MANŞETİ
Kurumun internet sitesinde ve günlük gazetelerinin ilk sayfalarında da Māori dilinde 'Özür diliyoruz' anlamına gelen 'No matou te he' manşetleri atıldı.
'DİLİMİZ YENİ ZELANDA'YI İKİYE BÖLDÜ'
Kurumun 'Tā Mātou Pono, Bizim Gerçeğimiz' adı verilen iç araştırmasında, tüm dijital ve basılı yayınlar ile yıllar içinde okuyuculardan gönderilmiş mektuplar incelendi. 20 gazetecinin hayata geçirdiği araştırmada, 'kuruma bağlı medya organlarının ırkçı davrandığı, Māorilerin damgalanmasına, marjinalleştirilmesine ve genellemelere tabi tutulmasına katkıda bulunduğu' sonucuna varıldı. 1800'lü yıllarda yapılan yayınlarda Māorilerden 'alt ırk' olarak söz edildiği, ötekileştirmenin bu yüzyılda da sürdüğü belirtildi. Stevens bu konuda, "Dilimiz Yeni Zelanda'yı sık sık ikiye böldü; Kiwiler ve Māoriler... Biz ve onlar..." özeleştirisinde bulundu.
ESKİ HABERLER TERCÜME EDİLİYOR
Bu araştırmanın ve özür dilenmesinin ardından, Stuff yönetiminin bugüne dek yayımlanan haberleri Māori diline tercüme ettirmeye başladığı da belirtildi.
'BİNLERCE YENİ ZELANDALI İLK KEZ GÖRDÜ'
Yeni Zelanda'nın ikinci ve üçüncü en çok satan gazetelerinin yanı sıra en çok okunan internet sitelerinden de birinin sahibi olan kurumun bu tavrı, Irk İlişkileri Bakanı Meng Foon tarafından 'cesurca' ve 'benzersiz bir an' olarak nitelendi. Foon, söz konusu gelişme sayesinde binlerce Yeni Zelandalının 'medya haberlerinin Māorilere karşı görüşleri nasıl çarpıtabildiğini veya olumsuz yönde şekillendirildiğini ilk kez gördüğünü' söyledi. Yeni Zelandalı bakan, bütün diğer geleneksel ve sosyal medya kuruluşlarının da ırkçılığa karşı benzer adımlar atma sorumluluğu taşıdığını belirtti. (DIŞ HABERLER)