Yenidoğan çetesi soruşturmasından CHP İBB Meclis üyesi çıktı

İstanbul'da çok sayıda bebeğin ölümünden sorumlu tutulan 'yenidoğan çetesi' şüphelileri arasında CHP Beylikdüzü Meclis üyesi Ahmet Atilla Yılmaz'ın da bulunduğu ortaya çıktı.

Fotoğraf: İBB
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İstanbul'da, bir çetenin 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ortaya çıktı. Çeteden 22 kişi tutuklanırken, 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.

CHP MECLİS ÜYESİ DE ŞÜPHELİLER ARASINDA

Hazırlanan polis fezlekesinde Medilife Beylikdüzü Hastanesi ve hastanenin başhekimi Ahmet Atilla Yılmaz da yer aldı. Yılmaz, CHP Beylikdüzü Meclis üyeliğinin yanı sıra İBB'nin Sağlık ve Salgın Hastalıklar Komisyonu'nda yer alıyor. 

Öte yandan Yılmaz 2015 yılında  Gümüşhane’den 25. Dönem Milletvekili aday adaylığı için AK Parti’ye resmi müracaatta bulunmuştu.

 

SUÇLAMALARI REDDETTİ

Fezlekede Yılmaz'ın ifadesi de yer aldı. İfadesinde Medilife Hastanesi'nin ve şahsının herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek, Beylikdüzü Medilife Hastanesi'nde Başhekim ve Genel Cerrahide çalıştığını, Beylikdüzü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve İBB Meclis Sağlık Komisyon Başkanı olarak görev yaptığını söyledi. Yılmaz, aynı soruşturmada adı geçen şahıslardan Ceren Hatice Kırım'ı Beylikdüzü Medilife Hastanesi'nde hemşire olmasından, Şeyhmus Çelik isimli şahsı ise Esenyurt Devlet Hastanesi'nde birlikte çalıştığından tanıdığını söyledi.

'HİÇBİR DAHLİMİZ YOK'

Çocuk doktoru olduğunu belirten Yılmaz, şahıslar ile aralarında husumet, ticari ya da alacak verecek ilişkisi olmadığını, diğer şahısları tanımadığını belirtti. Mesul müdürü olduğu hastaneye başka hastanelerden sevk olan bebek hastaların sevk işlemleri ile ilgili yeni doğan bölümünden sorumlu doktoru, gerek 112'den gelen hastalar gerekse de kendi hastanesinden başka hastaneye sevk edilecek hastaların tıbbi durumlarını değerlendirip gereği şeklinde ya kabul ettiğini ya da sevk ettiğini, bu işlemlerde kendi veya başhekimliğinin hiçbir dahli veya etkisi olmadığını söyledi.

'ÇOCUK, SEVK EDİLDİĞİNDE YAŞIYORDU'

Yılmaz ifadesinin devamında, tapelerde (ses kayıtları) geçen konu ile ilgili başhekimlik olarak Sağlık Müdürlüğü'nden denetime gelindiğinde bilgisi olduğunu belirtti. Hastanede yoğun bakımda tedavisi devam eden Opara isimli bebeğin başka bir hastaneye sevk edildiğini, yenidoğan yoğun bakımlarına genel olarak 6 aylık bebeklerin alınmadığını, buna rağmen ilgili sağlık kuruluşlarına (112 ve İl Sağlık Müdürlüğü) sorularak başka bir kuruma sevki konusunda gayret sarfedildiğini ve sevk oluncaya kadar da çocuğun ilk tedavisinin hastanesi tarafından düzenlenmiş olduğunu ifade etti. Yılmaz, tıbbi problemlerine yönelik medikal tedavi denetim raporunda da görüldüğü üzere gerçekleştirildiğini, söz konusu hastanın başka bir hastaneye sevkinden sonra kayıtlarda da açıkça anlaşılacağı üzere ilgili hastanede çocuğun yaşam belirtilerinin mevcut olduğunun anlaşıldığını savundu.

YILMAZ: ADIMIN GEÇMESİNDEN SON DERECE ÜZGÜNÜM

Yılmaz ifadesinin üç ay önce alındığını belirterek fezlekeye ve iddianameye dair bilgisinin olmadığını söyledi. Çocuk hekimi olmadığını, fezlekede 'çocuk hekimi' olduğu ifadesinin yanlış yazıldığını belirten Ahmet Atilla Yılmaz şunları söyledi: "Biz yaklaşık 3 ay önce ifadeye çağrılmıştık. Ben başhekim olduğum için mecburen çağrılıyorum. Bütün bilgileri medyadan okuyoruz. Tabi ki çok üzgünüz. Ben 35 yıllık cerrahım. Bu konuda adımın geçmesinden son derece üzgünüm. Emin olun tam neyle suçlandığımızı vallahi bilmiyoruz. Okuduğumuz kadarıyla sevkler vs. varmış ama bizim hastanemizin istatistikleri belli, kaç sevk geldiği de hekim kadrolarımız da belli. Açıkçası bu iddialara fezlekeyi ve iddianameyi gördükten sonra yanıt vermek istiyoruz."

'HEMŞİRELERİN İŞİNE SON VERDİK'

Yılmaz, hastane personelinin olaya karışıp karışmadığına dair ise şunları söyledi: "Kesinlikle kimse karışmamıştır demiyoruz ama takdir edersiniz ki başhekimlik olarak herkesin konuşmalarını süreçlerini takip etmemiz zor. Bu soruşturma sırasında da adı geçen hemşire arkadaşlarla zaten yollarımızı ayırdık."