Yenidoğan çetesinin ilk duruşması: MASAK inceleme başlattı, hastanelere el koyuldu

Yenidoğan çetesinin yargılandığı davada sanıklar savunmalarını iddianamenin yetersiz olduğu tezi üzerine kurdu. Mahkeme ara kararında 7 kişinin daha tutuklanmasına karar verdi, 4 sanık firari.

Google Haberlere Abone ol

İSTANBUL - Kamuoyunda bebek ölümleriyle duyulan yenidoğan çetesinin yargılandığı Bakırköy 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13’üncü gününde ara karar geçtiğimiz günlerde açıklandı. İlk duruşmanın görüldüğü mahkemede, birbirini suçlayan sanıklar arasında yer yer yumruklaşmaların yanı sıra avukatların yargılamaya ilişkin itirazları ve ailelerin sanıklarla yüzleşerek verdiği ifadeler dikkat çekti. Sanıkların hakim karşısına çıktığı 18 Kasım’dan, ilk duruşmanın bitişine kadar ilginin de giderek azaldığı davaya 13 Ocak 2025’e kadar ara verildi.

HAKLARINDA TUTUKLAMA KARARI VERİLDİ ANCAK FİRARİ KONUMDALAR

Çete lideri olduğu iddia olan Fırat Sarı, İlker Gönen ve Gıyasettin Mert Özdemir gibi isimlerin aralarında olduğu 47 sanığın yargılandığı dava kapsamında 22 sanık tutuklu bulunuyordu. Ara karar sonrasında aralarında hastane sahibinin de olduğu doktor ve hemşirelerle birlikte 7 kişinin daha tutuklanmasına karar verildi. Dava devam ederken, soruşturmada adı geçen 12 hastane hakkında suç duyurusunda bulunulup kayyım atanmasına karar verildi. 2 Aralık’ta duruşma salonunda ifadesine başvurulan tutuksuz sanıklardan Ali Aksu, Ali Dirik, Ceren Hatice Kırım ve Serenay Şenkalaycı, 1 gün sonra duruşmaya gelmedi ve kaçak duruma düştü.

‘İDDİANEMEDE OTOPSİ VE MASAK RAPORU YOK’

İlk duruşmanın son günleri yaklaşınca, sanık avukatları savunma yapmaya başladı. Saatlerce süren savunmalarda, sanıklar iddianamenin yetersiz olduğunu ileri sürdü. Yargılamanın yalnızca tapeler üzerinden yürütüldüğünü belirten avukatlar örgüt iddiasını reddetti, ölen bebeklerin otopsi raporlarının ve MASAK raporunun iddianamede yer almamasını eleştirdi. 

Fırat Sarı da dahil olmak üzere pek çok sanık bebek öldürmediklerini, ancak ilaç satışı ve danışmanlık hizmeti gibi yöntemlerle kamuyu zarara uğrattıklarını kabul ediyordu. Sanık avukatları da kendilerince dosyada gördükleri ‘açık’ üzerinden savunma yapıp tahliye talep ediyordu. 

‘BAKANLIK SANIK SANDELYESİNE OTURTULMALI’

Davaya müdahil olmak isteyen Sağlık Bakanlığı, sanık avukatlarının hedefindeydi. İlker Gönen’in avukatı, “Bir hastaneye Starbucks açılabiliyor ama danışmanlık hizmeti alınması uygun olmuyor. Sağlık Bakanlığı’nı müştekinin de katılma talebiyle sanık sandalyesine oturtmak gerekir” ifadelerine yer vermişti.

HEMŞİRELER DOKTOR OLARAK TANITILDI

Bebekleri ölen aileler, sanık doktor ve hemşirelerle ilgili diyaloglarını anlatırken zorlanmıştı. Hemşire Hakan Doğukan Taşçı’nın kendilerine doktor olarak tanıtıldığını anlatan Opara bebeğin annesi, tedavi için kendisinden 60 bin dolar istendiğini söylemişti. Hastanelerde gece doktoru olmamasına rağmen, doktor varmış gibi davranılmasını sanıklar, kendilerine verilen talimatın bu yönde olduğu savunmasını yapmıştı.

MAĞDUR AVUKATLARININ AZ OLUŞU

Yargılamada belki de en önemli hususlardan biri de sanıkların her birinin neredeyse 3 avukatla savunma yapmasıydı. Yaklaşık 60-70 civarı avukat tarafından bahse konu sanıklarla birlikte hastane avukatları iddianamenin yetersizliği üzerine savunma yapıyordu. Bebeğini kaybetmiş ailelerin ise bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar avukatı bulunuyordu.

DAVAYA KATILMA TALEPLERİ

Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlık Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile mağdur Yusuf Karakoç, müşteki Mehmet Hanifi Kaya, müşteki Erhan Karaduman, müşteki Benedick Nnayereugo Opara vekili, Esra Tokluoğlu ve Mustafa Mevlüt Tokluoğlu vekillerinin davaya katılma talepleri de kabul gördü.

SANIK YAKINLARINDAN GAZETECİLERE SATAŞMA

Bütün bunlar olurken, sanıklar mahkemede, gazetecileri işaret ederek, kendilerine karalama kampanyası yürütüldüğünü öne sürüyor ve duruşmaların kapatılmasını istiyordu. Mahkeme başkanı tarafından bu talep karşılık görmedi. Sanık yakınları duruşma esnasında gazetecilerle sözlü atışmalar da yaşadı.

DURUŞMANIN İLK GÜNÜ ‘YER YOK’ ARBEDESİ

Duruşmanın başlayacağı ilk gün, ölen bebeklerin yakınlarıyla avukatları, gazeteciler ve hak örgütü temsilcileri davayı izlemek için Bakırköy 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi önüne gitmek isteyince polis barikatlarıyla karşılaştı. Koridorlarda tam teçhizatlı çevik kuvvet polisleri, arka arkaya tam üç noktaya barikat kurdu. Önce herkesin içeri alınmayacağı söylendi. Bir saati aşan tartışmalar yaşandı. Adliye koridorlarında sloganlar atıldı. Bağrışmaların arasında, 47 sanıktan tutuklu 22 sanık mahkeme salonuna getirilmişti.

 

ÖRGÜT İDDİALARINI REDDETTİ

Örgüt lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı da iddiaları reddetmişti. Sarı, yargılamanın yalnızca tapeler üzerinden gerçekleştirilmesinin doğru olmadığını söylemiş, çalıştırdıkları hekimlerin maaşları ve sigorta ödemeleriyle ilgili usulsüzlük yaptıklarını kabul etmişti.

ÇETE LİDERLERİNE İSTENEN CEZA

Fırat Sarı ve İlker Gönen hakkında “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından 10 kez, “resmi belgede sahtecilik” suçundan 11 kez olmak üzere toplam 177 yıldan 582’i yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Gıyasattin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarıyla “resmi belgede sahtecilik” suçundan 180 yıldan 589 yıla kadar hapis cezası isteniyor.