Yenidoğan davası: Fırat Sarı beni tehdit etti, 'tanıdığım savcı var' dedi

Yenidoğan çetesi davasında savunma yapan Güney Hastanesi sorumlu müdürü Ali Dirik, "Fırat’la çalışmama kararı aldık. Beni tehdit etti, tanıdığı savcı olduğunu söyledi" dedi.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

İSTANBUL - Yenidoğan çetesinin tutuksuz sanıklarının sorgulanmasına ikinci duruşmanın 3'üncü gününde Bakırköy 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor.

‘BASAMAKLARI FIRAT SARI BELİRLİYORDU’

Duruşma Silivri Kolan Hastanesi hemşiresi Renginar Molla’nın sorgulanmasıyla başladı. Hakim Fırat Sarı’yı tanıyıp tanımadığını sordu, Molla ise sadece adını duyduğunu, sadece Hasan Basri ve Gıyasettin Mert’i tanıdığını ifade etti. Ardından basamaklarla ilgili bir tape kaydı dinletildi. Tapede “Abla, basamakları çek” deniyor.

Molla, tapeye ilişkin hastane yönetiminin doğum sayılarını istediğini ifade etti. Mahkeme başkanı basamakları kim tarafından belirlendiğini sorduğu Molla, "Fırat Sarı" yanıtını verdi.

Molla ayrıca, hastaneye denetime gelindiğinde, epikrizlerin yazılmadığını belirtti. Bu sırada hakim araya girip, epikrizlerin kim tarafından yazıldığını sordu. Molla, Hasan Basri ve Fırat Sarı’yı işaret etti.

NEFES ALAN BEBEĞİN ALMIYORMUŞ GİBİ YAZILMASINI İSTEDİLER

Molla, başka bir tapeyle ilgili sorulan soruları yanıtlarken, bir bebeğin nefes aldığını ama kendisine almıyormuş gibi yazılması gerektiğinin söylendiğini de ifade etti. Molla’nın ardından, Mustafa Kazan’ın sorgusu başladı.

‘BASINA KÖTÜ YANSIYOR’

Mustafa Kazan’ın avukatı, soruşturmayı savcının değil kolluk güçlerinin yazdığını iddia ederek, bebeklerin alınıp satılması sorularına karşı çıktı. Avukat, “Savcı ‘mal gibi alınıp getiriliyor’ dedi. Kamuoyunda zaten baskı var. Yönlendirmeyi kabul etmiyorum” deyince, savcı da kendisinin değil sanığın böyle ifade kullandığını basına nasıl yansıyacağına ilişkin kendisinin yargılama yapamayacağını ifade etti. Savcı, Kazan’a bebeğin ölmesi durumunda sorumluluğunun olup olmayacağını sordu. Kazan da kendisinin de çocuğunun olduğunu, doktorlara güvendiğini ifade etti. Mustafa Kazan suçsuz olduğunu belirterek, iddianamede adı geçen kişileri tanımadığını, bir alışverişinin bulunmadığını, yalnızca bir kere Gıyasettin Mert Özdemir ile görüştüğünü ifade ederek beraatini talep etti.

SAVCIYLA SANIK AVUKATI ARASINDA ‘HADDİNİ BİL’ TARTIŞMASI

Kazan’ın ardından Başhekim Semiha Yavuz’un savunmasına geçildi. Sevgi dolu bir ailede büyüdüğünü anlatan Yavuz, üzerine atılı suçlamaları reddettiğini belirterek savunmaya başladı. Yavuz, bakanlık tarafından yapılan denetimlerden en iyi şekilde geçtiğini kaydederek, yenidoğan ünitesinin İstanbul’un en iyisi olduğu iddiasında bulundu. Yavuz, para alışverişiyle ilgili tapeleri ilk defa burada duyduğunu ve ihtiyacı olmadığını, çok şaşırdığını dile getirdi. Semiha Yavuz, en büyük kanıtının kendisi yönetimindeyken yapılan denetimleri gösterdi. Soruların sorulması sırasında Semiha Yavuz’un avukatıyla, duruşma savcısı arasında ‘haddini bil’ tartışması yaşandı. Yavuz’un avukatı, “Savcı bey ‘haddini bilsin’ diyor, kendisi haddini bilsin. Sizinle oturuyor diye mahkemeyi yönetemez. Böyle bir yetkisi yok. Sınırlarını bilsin” dedi.

‘FIRAT SARI’YLA KAVGA EDİYODUK’

Ali Dirik sanık kürsüsünde savunmaya başladı. Dirik, Güney Hastanesi sorumlu müdürü olarak çalışıyordu. Hakkında, SGK’ye fatura kestirerek nitelikli dolandırıcılık suçu işlediği belirtiliyor. Dirik, Kaya bebeğin ölümünden ardından delilleri yok etme ve bebeğin ölümüne ihmale neden olma suçlamalarıyla ilgili konuşuyor. Dirik, Fırat Sarı’nın 2023 yılında kendilerine danışmanlık hizmeti vermeye başladığını ifade ederek, süreci anlattı: “Fırat Sarı’ya SGK’nin bilgisi olmayan ilaç girişleri olduğunu ve yolsuzluk olduğunu söyledim. Danışmanlıkta sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Epikrizler SGK’ye bildirilmemişti. Fırat’la çalışmama kararı aldık. Beni tehdit etti, tanıdığı savcı olduğunu söyledi. Onun danışmanlığıyla gelen hemşireleri de işten çıkardım. Kaya bebeğin ölümüyle ilgili tartışmalara değinmek istemiyorum. Gerekli evrakları sunacağım. Fırat’la hep kavga ediyordum, ani denetim geldiğinde kağıtta Yavuz Engin yazıyordu. Arkadaşı olan savcıyı Yavuz Engin sandım. Gizli soruşturma olduğundan haberim yoktu. Ben de savcıyı bulmaya çalışıyordum.”

Sanık ifadelerinin alınmasının ardından sona eren duruşma, yarın sabah devam edecek.

İLK DURUŞMADA NELER OLMUŞTU

İlk duruşmayı müşteki ve müdafilerle birlikte siyasi parti temsilcileri ve sanık yakınları da dahil olmak üzere yaklaşık 300 kişi izledi.

Her günü en az 10-12 saat süren, yer yer gerilimlerin yaşandığı duruşmada, kamuoyunda da tepkiye neden olan ifadeler kayıtlara geçti.
Sanıklar usulsüzlükle ilgili bazı iddiaları kabul ederken kasten öldürme gibi suçlamaları reddetmişti.
18 Kasım’da başlayan davanın ilk duruşmasının 6 oturumunda 22 tutuklu sanık savunma yaptı. Ara kararını açıklayan mahkeme, bütün tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 26 Kasım’a ertelemişti.

ÇETE LİDERLERİNE İSTENEN CEZA

Fırat Sarı ve İlker Gönen hakkında “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından 10 kez, “resmi belgede sahtecilik” suçundan 11 kez olmak üzere toplam 177 yıldan 582’i yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarıyla “resmi belgede sahtecilik” suçundan 180 yıldan 589 yıla kadar hapis cezası isteniyor.