Yerel basın zor durumda: Binlerce çalışan işsiz kalabilir
Döviz kurundaki artış yerel basını da vurdu. İlan gelirlerin artmasını talep eden gazete sahipleri, önlerini göremediklerini belirtti: “Yerel gazeteler yayın hayatlarının en kötü dönemini yaşıyor.”
Ardıl Batmaz
DUVAR - Gazete maliyetlerini oluşturan kâğıt, kalıp ve mürekkep başta olmak üzere tüm malzemelerin döviz cinsinden fiyatlarının artması, ilan gelirlerinin azlığı ve asgari ücrette yaşanan artış yerel basını zora soktu. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu tarafından yapılan değerlendirmede, “Sektörümüzde artık bıçak kemiğe dayandı. Gerekli destekler sağlanmaz ve BİK ilan bedelleri bir an önce arttırılmazsa, 2022 yılında geçerli olacak asgari ücretteki artışın da etkisiyle yüzlerce yerel medya kuruluşu kapanacak, binlerce medya çalışanı işsiz kalacaktır” uyarısı yapıldı.
'ARTIK İLAN ODAKLI GAZETECİLİK YAPIYORUZ'
Bingöl Gazeteciler Cemiyeti (BGC) Başkanı ve Çapakçur gazetesi İmtiyaz Sahibi Mahmud Arda, ilanların her geçen gün azaldığını, gelirlerinin düştüğünü söyledi. Türkiye genelinde gazete alma ve okuma alışkanlığının çok düşük olduğuna dikkat çeken Arda, aylık abonelik sisteminin de bitme aşamasına geldiğini belirtti: “80 kuruşa gazeteyi satıyoruz, 400 tirajı buluyoruz. Aylık 20 lira abonelik ücreti var, aboneler de ağırlıklı olarak eş dosttan oluşuyor. Bir personelin bile parası çıkmıyor. Gazeteyi basmasak bu sefer ilan alamayacağız. İlan odaklı bir gazetecilik yapıyoruz artık.”
‘TASARRUF ÖNCE MECLİS’TE, KÜLLİYE’DE BAŞLASIN’
Yerel basının kan ağladığını belirten Arda, tasarruf tedbirleriyle ilgili “Tasarrufu halka dayatmasınlar, halk yeterince tasarruf yapıyor zaten” ifadelerini kullandı. "Tasarrufun önce Meclis’te ve Külliye’de başlaması gerektiğini" söyleyen Arda şöyle konuştu: “Vatandaşa ‘tasarruf edin’ demekle olmuyor. Vatandaşın geliri de gideri de belli. Tasarruf yapılacaksa milletvekillerinin aldıkları maaşlarda tasarruf yapılsın. Milletvekillerimiz, ekonomik problemlerin yaşandığı şu dönemde ellerini taşın altına koysunlar. Bir dönem vekillik yaparak ‘kıyak emeklilik’ sistemini ortadan kaldırsınlar. Parti kastetmeden söylüyorum; bize hizmet etmeleri için seçip gönderdiğimiz vekiller tamamen bize bey olmaya, ağa olmaya çalıştılar. Sürekli halktan bir şeyler beklediler. Tasarruf edebileceğimiz bir kalemimiz bile yok.” Arda, hiçbir basın emekçisini işten çıkarmayacağını ancak sonlarının ne olacağını bilmediklerini söyledi.
‘GEMİ SU ALIYOR’
“Yerel basın Anadolu’nun kılcal damarlarıdır, damarlar tıkanıyor” diyen Elazığ Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti (FHGC) Başkanı ve Fırat gazetesi İmtiyaz Sahibi Semih Erdem, gazetede 10 basın emekçisinin çalıştığını, şu an için işten çıkarma düşünmediklerini kaydetti. Gazetenin fiyatının 1,5 lira olduğunu ve yaklaşık 500 adet sattıklarını söyleyen Erdem, “Basım maliyeti bile karşılanmıyor, tamamen zarar. Sadece dağıtıcının maliyeti 5 bin lira. Basım maliyetlerini oluşturan kalemlerin üzerine asgari ücret de binecek. Ben muhabirlikten gelmeyim, bu mesleği seviyorum, kazanç peşinde değilim. Kurlardaki bu artıştan önce kendi kendimizi idare edebiliyorduk. Yine 3-5 bin lira açığımız oluyordu ama cebimizden karşılıyorduk. Bir gemideyiz ve bu gemi su alıyor. Kendi yağımızda kavrulamıyoruz, takviye yapıyoruz ama böyle nereye kadar gideriz onu da bilmiyoruz” şeklinde konuştu.
‘16 YILLIK GAZETE KAPANMA NOKTASINA GELDİ’
Güneydoğu Yerel Gazeteciler Derneği Başkan Yardımcısı Mesut Fiğançiçek, bu yılın başında 70-80 lira bandında olan kâğıt fiyatının şu anda yaklaşık 420 lira olduğunu, fiyat veren kişilerin, “fiyatlar bu saat için geçerlidir” dediğini aktardı. Maliyetlerin artması ve ilan gelirlerinin düşmesiyle birlikte Diyarbakır’da 16 yıldır yayım hayatına devam eden bir gazetenin, geçtiğimiz hafta bir çalışanı işten çıkarmak zorunda kaldığını ve bu gazetenin artık kapanma noktasına geldiğini belirten Fiğançiçek şöyle konuştu: “Yerel basın öyle bir durumdaki asgari ücreti bile ödeyecek durum yok. Yıl boyunca tolere edilebilecek şekilde artışlar yaşandı ama gelinen noktadan geriye dönüş çok zor. Gazete satışları yok denecek kadar az. Gerçekten ne yapacağımızı bilemiyoruz. Yerel gazeteler yayın hayatlarının en kötü dönemini yaşıyor. Biz daha önce böyle bir şey görmedik. Hükümetin bir istikrarı yok ki, bizim de bir öngörümüz olsun. İnsanlar dolmuşa yapılan bir zammın ardından bile artık evi işine yakınsa erken kalkıp yürüyerek gitmeye başladı. İçerisinde bulunduğumuz bu durumdan ötürü doğal olarak gazete almak kimsenin aklına bile gelmiyor.”