Yıllarca babasının istismarına maruz kalan A.A.: Adaleti sağlayın

9 yıl boyunca babasının cinsel istismarına uğrayan A.A., 13 yıl ceza alan ancak tutuksuz yargılanan babasının tutuklanmasını, adaletin sağlanmasını istiyor. 

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- Türkiye’de kadın cinayetleri ve cinsel istismar davaları, çoğu kez sistematik bir cezasızlık sürecinin içinde sürüncemede kalan işkence davalarına dönüşüyor. 

Geç hazırlanan iddianameler, yıllar süren davalar, ceza almasına rağmen tutuksuz yargılanan sanıklar… 

Ve tabi duruşma salonlarında, sokakta, toplumda, ‘cinsiyetleri’ üzerinden ‘cezalandırılan’ kadınlar… 

‘9 YIL SÜREN CİNSEL İSTİSMAR’

Uşak’ta yaşayan A.A. da yıllardır sesini ‘yargı’ üzerinden duyurmaya çalışan, ‘adalet’ arayan kadınlardan sadece biri. Dava dosyasında yer alan ifadelere göre A.A.’nın yaşadıkları, verilen ceza ve buna karşın sanığın tutuklanmaması, A.A.’nın yıllar süren adalet mücadelesini çok iyi anlatıyor. 

8 yaşından 17 yaşına kadar babasının cinsel istismarına uğrayan, annesi, babaannesi, amcası ve okuldaki öğretmenlerinden yardım istemesine rağmen yalnız bırakılan A.A., dokuz yıl boyunca uğradığı istismara ‘susmadığı’ için önce aile içinde yargılandı.

Durumu ilk olarak 11 yaşında annesine anlattığında, “Gebe mi kaldın, ne var bu kadar büyütecek. Karnımızı o doyuruyor” cevabını alan A.A., daha sonra babaannesine anlatsa da bir destek göremedi. 

İstismar ortaokulda da devam etti. A.A., yaşadığı istismarı bu kez de öğretmenine ve okul müdürüne anlattı. Okul müdürü A.A.’ya ‘isterse 2-3 adam tutup, babasını dövdürtebileceğini ancak akşam yine eve gideceğini hatırlattı.

'BAŞINA SERT BİR CİSİMLE VUR'

İstismar lise öğrenimi boyunca da sürdü; A.A. bir kez daha durumu öğretmenlerine anlattı. Rehber öğretmeni, “Şizofren olabilirsin, hiçbir öz baba kızına böyle bir şey yapmaz. Eğer böyle bir şey varsa kendini korumak için bağır, çağır. Yanına sert bir cisim al. Böyle bir şey olursa kafasına vur” dedi.

Ancak A.A., babasından çok korkuyordu. Zira babasının, annesi 9 aylık hamile iken şiddet uyguladığına, sokak köpeklerini tüfekle vurduğuna şahit olmuştu. Bir yandan da yaşadığı istismara artık dayanamıyordu.

A.A. 17 yaşındayken yine bir gece babasının istismarı sırasında, öğretmeninin ‘bağır’ sözlerini hatırlayarak, ‘yeter artık’ diye bağırmaya başladı. A.A.’nın sesine kardeşi ve annesi uyandı. Annesi o gece her şeye şahit olmasına rağmen sustu, babası ise evdeki tüfeği alarak, “Ben nasıl babayım” diyerek annesine uzattı, “Vur beni” dedi. 

Bu süreçte akraba çevresinde olayı duymayan kalmadı. 

A.A., defalarca şikâyetçi olmak istese de ailesinden ve öğretmenlerinden destek bulamadı. 

Kurtuluşu da 19 yaşında evlenmekte buldu. Böylece yıllar süren istismar son bulmuştu.

İKİ YIL BOYUNCA İDDİANAME HAZIRLANMADI

A.A., ikinci çocuğunun da dünyaya gelmesiyle psikolojik sorunlar yaşamaya başlamış, çocukları ile eşinin yalnız kalmasından duyduğu kaygı artmıştı. Eşi de tedavi olmasını istedi. A.A., 2016 yılının Mart ayında Manisa Belediyesi’ne bağlı aile danışma merkezinde tedaviye başladı, uzun süren seansların sonunda A.A.’ya ‘posttravmatik stres bozukluğu’ teşhisi konuldu. 

Baba tarafından cinsel istismara, anne tarafından duygusal istismara maruz bırakılan A.A., sonunda doktorunun da desteğiyle babasından şikâyetçi olmaya karar verdi. Bunu duyan anne, “İnkâr ederim” derken, baba da kızını "intihar etmekle" tehdit etti.

A.A., baskılara rağmen 2016 yılının Mayıs ayında Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı’na babasıyla ilgili suç duyurusunda bulundu. 

Erkek kardeşi ve öğretmenleri şahitlik yaptı. Baba, bu süreçte tutuklandı ama iddianame iki yıl boyunca bir türlü hazırlanmadığı için, “Suçu sabit görülmemiş kişiyi hürriyetinden daha fazla yoksun bırakamayız” denilerek yaklaşık 7 ay sonra tahliye edildi. 

İlk suç duyurusu döneminde 15 Temmuz darbe girişimi yaşanmıştı ve iddianamenin bir türlü hazırlanamamasına ilişkin, ‘FETÖ dosyalarına da bakıyoruz öncelik onlar’ denildi. 

13 YIL 6 AY CEZA: DOSYA YARGITAY’DA, TACİZCİ BABA SERBEST 

A.A.’nın yaşadığı istismar o dönemde kamuoyunda gündem olunca, iki yıldır hazırlanmayan iddianame hemen hazırlandı ve 2018'de Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama başladı. Baba haricinde, A.A.’nın lise müdürü H.K. ile lise öğretmenleri A.Ç. ve M.Ö. de “Suçtan haberdar olmalarına rağmen yetkili makamlara bildirmedikleri’ için yargılandı.

Gelinen son noktada, yerel mahkeme, babaya cinsel istismar suçundan 13 yıl 6 ay ceza verirken, sanığın denetimli serbestlikten yararlandırılmasına karar verildi. Ceza, istinaf aşamasında da onandı. Sanık karara cezasının 10 yılın üzerinde olması sebebiyle yeniden itiraz etti. Dosya şu an Yargıtay’da… 

“Suçtan haberdar olmalarına rağmen yetkili makamlara bildirmedikleri’ için yargılanan öğretmenler ise ‘zaman aşımı’ndan yararlandı ve beraat etti. 

‘ADALET İSTİYORUM’

“Çocukluğumdan bu yana yaşadığım çaresizlik, yalnızlık hissi, hala gelmeyen adaletle devam ediyor” diyen A.A., içinde bulunduğu durumu şu sözlerle anlattı: “Küçüklüğümden bu yana herkese anlatmama rağmen kimse yardımcı olmadı. Herkes beni susturma yoluna gitti. Yargıya başvurduğum andan itibaren ve ilerleyen süreçlerde bu dosyanın sürüncemede kalması, bu kadar uzaması çok yıprattı. Akraba çevrem de yargı sürecinde hiç destek olmadı, psikolojik baskı yaptı. En sonunda telefon numaramı değiştirdim. Dava sürecinde yanımda olmayanlarla görüşmeyi kestim. Adalet sistemi de bu şahsın suçu işlediğini kabul ediyor ancak neden hala tutuklanmıyor. 2016 yılından bu yana bu dava ile uğraşıyorum. Türkiye’de adalet sistemi çok yavaş ilerliyor. Adalet istiyorum.”