Yılmaz Tunç: İyi ki bugünkü yargı sistemi var

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Eleştirdiğiniz bu yargı sistemi eğer 1961'de işbaşında olsaydı Adnan Menderes asılmazdı. İyi ki bugünkü yargı sistemi var, iyi ki 15 Temmuz'da işbaşındalarmış" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - TBMM Genel Kurulu'nda, Kamu Denetçiliği Kurumu, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçeleri görüşülüyor.

Görüşmelerde eleştirilerin ardından konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Adalet olmadığı yerde, barış olmaz, huzur olmaz. Herkesin onurlu yaşamasının temeli adalettir. Adalet ise haklıya, hakkını vermektir. Adaletin hakkıyla tecellisi hukuk devletiyle mümkündür. Yasama, yürütme ve yargıdan oluşan demokratik hukuk devletinin adaleti hakkıyla tecelli ettirebilmesi için tarafsız, bağımsız, etkin işleyen bir yargı sistemine sahip olması elzemdir. Son 22 yılda ülkemiz demokratik hukuk devletinin tahkimi ve güvenilir adalet sisteminin tesisi yolunda önemli mesafeler almıştır. Temel kanunlarımızı yeniledik. Darbe anayasasının vesayetçi ruhunu azaltan önemli reformları milletimizin desteğiyle gerçekleştirdik. Çok sayıda yargı paketini yasalaştırarak, güvenilir adalet sisteminin tesisinde çok önemli mesafeler aldık" ifadelerini kullandı.

'HAKİM-SAVCI SAYIMIZI 24 BİN 682'YE YÜKSELTTİK'

Yargı personeli sayısını artırdıklarını söyleyen Tunç, "2002 yılında 9 bin 349 olan hakim-savcı sayımızı 24 bin 682'ye yükselterek yüzde 164 oranında artış sağladık. 2024 yılı içerisinde de 1195 yeni hakim ve savcımız mesleğe başladı. 2002 yılında 51 bin 681 olan personel sayısını 181 bin 67'ye yükselterek yüzde 250 artış sağladık. 2023 yılından bu yana 23 bin 389 yeni personelimizi de göreve başlattık" dedi.

'HUKUK FAKÜLTESİNE GİRİŞTE BAŞARI SIRALAMASINI YÜKSELTECEĞİZ'

Hukuk fakültelerine girişte başarı sıralamasını artıracaklarını belirten Tunç, "Yargının insan kaynağını yetiştiren hukuk fakültesine girişte başarı sıralamasını 190 binden 125 bine yükseltmiştik. Önümüzdeki süreçte bunu kademeli olarak daha da yükselterek ülkemizin en başarılı öğrencilerinin hukuk fakültelerinde okumasını hedefliyoruz. Hukuk fakültelerindeki derslerin çağın gereklerine uygun bir şekilde yenilenmesi, akademik kadroların güçlendirilmesi ve öğrencilerin hukuk klinikleri gibi pratik çalışmalara ağırlık vererek geleceği hazırlanmalarını da önemsiyoruz" diye konuştu.

'YARGI TEŞKİLATIMIZ BU YIL TOPLAM 12 MİLYON 230 BİN DOSYADA KARAR VERDİ'

"Mahkemeler teşkilatımızı da güçlendiriyoruz" diyen Yılmaz Tunç, "2002'de adli yargıda 3 bin 581 mahkeme varken, bugün mahkeme sayısını 8 bin 383'e yükselttik. 2023 yılından bu yana da yargıdaki gecikmenin önüne geçmek için ihtiyaç duyulan yerlerde 2 bin 814 yeni mahkemenin kurulmasını sağladık. İdari yargıda da mahkeme sayısını 146'dan 233'e yükselttik. İstinaf mahkemelerinin sayısını da 17'ye yükselttik. İdari yargıda da 7 olan istinaf mahkemesi sayısını 9'a yükselttik" ifadelerini kullandı.

Mahkemelerin bu yıl 12 milyon 230 bin dosyayı karara başladığını aktaran Tunç, "Bugün itibariyle yargının önünde toplam 11 milyon 795 bin derdest dosya bulunmaktadır. Bunun 6,5 milyonu ceza soruşturmalarıyla ilgili. Bu ağır iş yüküne rağmen yıl içerisinde yargı teşkilatımız ilk derece, istinaf ve temyiz aşamalarında toplam 12 milyon 230 bin dosyada karar vermiştir. Bu yılın ilk 11 ayında derdest dosya sayısından daha fazla karar verildiğini görüyoruz. Bu neticenin alınmasında ülkemiz genelinde hakim, savcı ve mahkeme sayılarını artırmamız ve yargı teşkilatımızın gayretli çalışması etkili olmuştur. Hakim ve savcılarımızın teftişi, hedef süreye uyum üzerinde hassasiyetle durduğumuz konulardır" dedi.

2025 yılında 20 cezaevi inşaatının programa alındığını söyleyen Tunç, "2025 Yılı Yatırım Programı'na 68 adliye, 2 adli tıp binası, 20 ceza infaz kurumu, 3 personeli eğitim merkezi ve 30 mahalde toplam 896 dairelik kamu konutu yapılması için teklifte bulunduk. 2002 yılında sadece 25 ilde 6 grup başkanlığı ve 18 şube müdürlüğünde verilen adli tıp hizmetini bugün itibariyle 81 ilimizin tamamında 16 grup başkanlığı ve 134 şube müdürlüğüyle ilçelere kadar uzanan bir hizmet ağı olarak genişlettik. Son bir yılda da Konya, Denizli, Samsun ve Kayseri'de 4 grup başkanlığı ile nüfusu yoğun olan 8 ilçemizde şube müdürlüğünü faaliyete geçirdik" şeklinde konuştu.

ERDOĞAN'I PROTESTO EDENLERE İŞKENCE İDDİASI: 'BAŞÖRTÜSÜ KESİLMEDİ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "TRT World Forum"daki konuşması sırasında Türkiye'nin İsrail ile ticaretini protesto eden 9 genç gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Tutuklanan protestocular gözaltında ve cezaevinde çıplak arama, şiddet ve işkenceye maruz kaldıklarını söylemişti. Tutuklanan kadınların cezaevine girişleri sırasında başörtülerinin kesildiği iddiası üzerine 3 infaz koruma memuru görevden uzaklaştırılmıştı. 

Muhalefetin konuyla ilgili eleştirileri üzerine konuşan Yılmaz Tunç, "İstanbul'da gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak Marmara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na sevk edilen söz konusu kişilerin, ceza infaz kurumuna alınmaları esnasında kötü muameleye maruz bırakıldığı iddiaları doğru değildir. Kuruma girişlerde çıplak arama yapılması kesinlikle söz konusu değildir. Ceza ve tevkifevlerinde yapılan bütün uygulamalar, mahremiyete ve insan haysiyetine saygı esas alınarak gerçekleştirilmektedir. Söz konusu olayda da fiziki ve detaylı aramalar, insan onurunu zedelemeyecek şekilde uluslararası kriterler çerçevesinde yapılmıştır" dedi.

"Ceza ve tevkifevlerinde kemer, ayakkabı bağcığı ve ebatları nedeniyle başta intihar olmak üzere kişi güvenliğine zarar verici amaçla kullanılabilecek eşyalar güvenlik gerekçesiyle denetime tabii tutulmaktadır. Burada başörtüsüne yönelik kesinlikle bir kısıtlama söz konusu değildir" diyen Tunç, şunları söyledi:

"Nitekim tutukluların da açıkça 'Başörtüsüne yönelik böyle bir durum söz konusu değil' şeklinde beyanları söz konusu. Sosyal medyada ya da basında birtakım dezenformasyona yönelik bilgiler değil de o kişilerin gerçek beyanlarına bakmanız lazım. Biz, başörtüsü mücadelesi yaparak buralara geldik. Biz başörtüsüne özgürlük diye imza attığımız için Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılandık. Bize başörtüsü dersi verecek değilsiniz. 

Ceza infaz kurumlarında 12.11.2021 tarihinde değiştirilen Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimiyle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeliğin 34/2-b bendinde çıplak arama ifadesi geçiyordu. O değişiklik çoktan yapıldı. Detaylı arama ve özellikle şüphe üzerine yapılan arama söz konusu. Burada konuları çarpıtmanın gereği yok."

'YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARINA BAKANLIK OLARAK KATKI VERECEĞİZ'

"Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesi"nin kısa süre içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanacağını kaydeden Tunç, "2025 ve 2028 yılları arasını kapsayan birçok hedef olacak. Kamuoyunun, yargı dünyasının beklediği gerek yasal düzenleme gerektiren gerek idari uygulama gerektiren birçok hususu o belgede hedef olarak önümüze koyacağız" dedi.

Yeni anayasa tartışmalarına değinen Yılmaz Tunç, "Türkiye Yüzyılı vizyonu, ülkemizin her alanda yaşadığı gelişmeleri ortaya koyan nihai bir perspektiftir. Bu perspektifin tam anlamıyla hayata geçirilmesi yeni ve sivil bir anayasayla kolaylaşacaktır. Yeni anayasayı hak ve özgürlüklerimizi koruyacak, birlikte yaşamaya dair ortak sözümüzü ve bu topraklar üzerindeki barış ve huzur arzumuzu tesis edecek bir toplum sözleşmesi olarak görüyoruz. Bu anlayışla, millet iradesinin tecelligahı olan Gazi Meclisimizde yapılacak çalışmalara bakanlık olarak katkı vermeyi bir görev addediyoruz" diye konuştu.

LİSTE TARTIŞMASI

Türkiye'nin hukukun üstünlüğü endeksinde gerilediği eleştirilerine yanıt veren Tunç, "Görüşmeler esnasında yargıya intikal etmiş soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili birçok soru ve eleştiri gündeme geldi. Yargısal süreçlere elbette ki idarenin müdahale edebilmesi mümkün değil. Yine ülkemizin hukukun üstünlüğü endeksinde geri sıralarda olduğu yine konuşmalarda ifade edildi. Özellikle Dünya Adalet Projesi hep gündeme getiriliyor. Hukuka güven endeksinde dünyada 117'nci sırada olduğumuzu söyleyenler var ve Türkiye'nin üzerinde gösterilen o ülkeler... (CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre'ye hitaben) Yunus Bey, bir bakın o listeye, o liste burada. Burada, Türkiye'nin üstünde gösterilen ülkelerde ve burada onlarca ülkede demokrasi bile yok ya, serbest seçimler yok orada" ifadelerini kullandı.

Bunun üzerine Yunus Emre, "Dünya Bankası yapıyor Sayın Bakan, onu söylemiyoruz, Dünya Bankası ayrıca bir endeks daha yapıyor. Dünya Bankası da yapıyor Sayın Bakan" yanıtını verdi. 

"Bu proje kimin projesi?" diyen Tunç, "Bu proje eski Amerika Birleşik Devletleri Barolar Birliği Başkanının kurduğu bir dernek ve bunu fonlayanlar var. Bunu fonlayanlar bir kısım ülkelerin dışişleri bakanlıkları, kalkınma ajansları, bazı sivil toplum kuruluşları, düşünce kuruluşları ve bazı özel kişiler; liste burada" şeklinde konuştu.

CHP'li Emre'nin yeniden Dünya Bankası'nın da liste hazırladığını hatırlatması üzerine Yılmaz Tunç, "Liste aynı. Bağış yapanlarla listede ilk sırada olanlar... Yani ne kadar bağış yaparsan o kadar yukarı çıkıyorsun ama bizim bütçemizde bu bağışa ilişkin geçen yılki bütçede
de bir rakam konulmadı, 2025'te de böyle bir rakam söz konusu değil. OECD'nin raporları, OECD'nin endeksleri de burada gündeme getirildi. 2023 OECD raporunda Türkiye'nin lehinde olan birçok husus var. Niye bunları buradan gündeme getirmiyorsunuz? Yargıyla ilgili diyor ki: 'Erişilebilir, yanıt veren ve kaliteli adalet konusunda en çok gelişme gösteren ülkeler arasındadır Türkiye'. E, bunu niye görmezden geliyorsunuz?" dedi. 

'ATIF YAPTIĞIN RAPORUN SIRALAMASINI SÖYLE SAYIN BAKAN'

CHP'li vekiller Yunus Emre ve Gökhan Günaydın'ın ısrarla Türkiye'nin sıralamasını sormasına yanıt vermeyen Yılmaz Tunç, "Yine aynı raporda 'Yargıda kadın-erkek eşitliği konusunda on yılda 13 puan arttı' diyor. Ve kürsüde görev yapan kadın hâkim, savcılarımızın sayısı şu anda yüzde 40'a ulaştı. Avrupa Konseyi Adaletin Etkinliği Komisyonu, o Komisyonun olumlu değerlendirdiği raporlar da var; niye bunları hiç gündeme getirmiyorsunuz? Gidiyorsunuz, masa başında hazırlanan, objektif kriterlere dayanmayan ve Türkiye'yi, gerçek Türkiye'yi yansıtmayan raporları burada dile getiriyorsunuz. Yargıya güvenin zedelenmesine yol açan söylem ve davranışlardan kaçınmak gerekiyor. Elbette ki yargı kararları eleştirilebilir. Eleştirdikçe de daha iyisine, daha doğruya ulaşılabilir" şeklinde konuştu.

Bunun üzerine Gökhan Günaydın, "Ya, sıralamayı söylemeden yorum yapıyor! İnsaf ya! Sıralamayı söylesene ya, Sayın Bakan! Atıf yaptığın raporun sıralamasını söyle ya, Sayın Bakan! Atıf yaptığın raporun sıralaması kaç?" diyerek tepki gösterdi. 

'İYİ Kİ BUGÜNKÜ YARGI SİSTEMİ VAR, İYİ Kİ 15 TEMMUZ'DA İŞBAŞINDALARMIŞ'

"Değerli arkadaşlar, Türkiye'de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla ilgili olarak eleştiri sınırlarını aşanlara şunu ifade etmek istiyorum: Bugün eleştirdiğiniz bu yargı sistemi eğer 1961'de, 27 Mayıs'ta işbaşında olsaydı Adnan Menderes ve arkadaşları asılmazdı, darağacına gitmezdi" diyen Tunç, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Beğenmediğiniz bugünkü yargı sistemi 12 Eylül 1980'de işbaşında olsaydı '1 sağdan, 1 soldan' diye gençlerin yaşı büyütülerek darağacına gönderilmezdi ve hesap sorulması bugünlere kalmazdı. Bağımsız ve tarafsız olmamakla suçladığınız bugünkü yargı sistemi 28 Şubat'ta işbaşında olsaydı o üniversite 1'incisi olan başörtülü kızlarımızı o kürsülerden ağızları kapatılarak yaka paça atmaya kimse cesaret edemezdi, kimse cesaret edemezdi, kimse cesaret edemezdi!  

Vesayetçilerin, darbecilerin koruyucu ve kollayıcısı olan, 27 Mayıs'ta merhum Menderes'e 'Seni buraya tıkan kuvvet böyle istiyor' diyen, 28 Şubat'ta âdeta cübbelerini darbeci vesayetçilerin önüne seren yargı anlayışı eğer 15 Temmuz'da işbaşında olsaydı bugün hiçbirimiz burada olmazdık, hiçbirimiz burada olmazdı. İyi ki, iyi ki bugünkü yargı sistemi var, iyi ki 15 Temmuz'da işbaşındalarmış. İyi ki darbecilere karşı milletiyle beraber dik durdular, âdeta savaştılar. Demokratik hukuk devletinin yanında oldular, millî iradenin yanında oldular. İşte, hazmedilemeyen de bu. Bundan böyle yargı hiç kimsenin arka bahçesi olmayacak; yargı, milletin yargısı olmaya devam edecek."

(HABER MERKEZİ)