YKS'de tercihlere doğru: Yazılım, yapay zeka ve veri bilimi revaçta

YKS sonuçları 17 Temmuz'da açıklanacak. Uzmanlar, öğrencilerin geçmiş yıllara kıyasla bulunduğu yerden çalışma imkanı veren yazılım, yapay zeka, veri bilimi gibi alanlara yöneldiğini söylüyor.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 2024 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 8-9 Haziran’da gerçekleştirildi, sonuçlar 17 Temmuz'da açıklanacak.

Üniversite tercihleri, ekonomik koşullar, iş piyasası ihtiyaçları, teknolojik gelişmeler ve sosyal trendler gibi çeşitli faktörlerden etkileniyor. Bilgisayar ve yazılım mühendisliği gibi bölümler, dijitalleşme ve uzaktan çalışma olanakları nedeniyle popüler hale geldi.

BULUNDUĞUN YERDEN ÇALIŞMA İMKANI CAZİP GELİYOR

2024 YKS tercih kılavuzunun sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından yayınlanması bekleniyor. Öğrenciler, gelecekteki kariyer olanaklarını ve ekonomik koşulları göz önünde bulundurarak tercihlerini yapacak. Türkiye'de üniversite tercihleri, son yıllarda birçok faktörün etkisiyle değişiklik gösteriyor. Bu değişiklikler, iş piyasasındaki ihtiyaçlar, teknolojik gelişmeler, sosyal trendler ve eğitim politikaları gibi çeşitli etkenlerden kaynaklanıyor.

Tıp fakülteleri her zaman revaçta olan bir bölüm olsa da pandemiyle birlikte bilgisayar ve yazılım mühendisliği birinci sıraya yerleşmiş durumda. Bunun en büyük sebebi, dijitalleşme ve teknoloji sektöründeki büyüme ile bulunduğun yerden ve birçok iş yerinde çalışma olanağının olması. Yazılım geliştirme, yapay zekâ, veri bilimi gibi alanlarda kariyer olanakları da bu bölümleri cazip hale getiriyor. İş bulma olanağının kısıtlı olduğu felsefe, tarih, edebiyat gibi sözel alanlar ve biyoloji, fizik ve kimya bölümlerine ilgi azalıyor. Öğrenciler, mezun olduktan sonra daha kolay ve hızlı şekilde daha yüksek maaş alabilecekleri bölümleri tercih ediyor.

‘YAZILIM VE BİLGİSAYAR, TIP FAKÜLTESİYLE YARIŞIYOR’

Eğitim Danışmanı Serkan Duru, 2020’de Türkiye’de etkisini gösteren pandeminin sağlık ve eğitim alanındaki sistemlerde değişime sebep olduğunu belirtiyor. Pandemide yer değiştirmeden birçok iş yapılabileceğinin farkına varılmasının üniversite tercihlerine de yansıdığını ifade eden Duru, 2020 yılına kadar yazılım ve bilgisayar mühendisliği, yapay zekâ gibi bölümlerin düşüş evresinde olduğunu, pandemiden sonra bu bölümlerin puanlarının tıp fakültesiyle yarışır durumda olduğunu söylüyor.

Duru, öğrencilerin tıp fakültesi tercihlerini, öğrenim süresinin uzun olması ve sağlıkta yaşanan şiddet olaylarının artmasının etkilediğini belirtiyor. İş hayatına daha kolay atılabilmek için mühendislik bölümleri, özellikle bilgisayar ve yazılım mühendisliği daha fazla tercih ediliyor. Önceden İnşaat, mimarlık, makine, elektrik-elektronik mühendislikleri daha fazla tercih ediliyordu. Ekonomik faktörler ve maaş politikası eğitim fakültesi tercihlerini etkilese de öğretmenlik mesleğine olan talep azalmıyor.

'YURT DIŞINA DOĞRU CİDDİ BİR EĞİLİM VAR'

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 2012’de getirilen yönetmelikle okula başlama yaşı 5,5 yaşa indirilmişti. Bu yaş grubu bu sene sınava girdi. Duru, bu sene sınava rekor başvuru beklendiğini fakat geçen seneki başvurunun bile gerisinde kaldığını söylüyor.

Duru, “Sebebi, ekonomik. Gençler ve aileleri, aynı ücretleri buralarda ödeyeceklerine yurt dışındaki bir üniversitede okumayı tercih ediyorlar. Bu yüzden yurt dışına doğru ciddi bir eğilim var” diyor.

ÜNİVERSİTE KAZANIP TEKRAR SINAVA GİRENLERİN SAYISI 600-650 BİN ARASINDA

Türkiye’de Milli Savunma Üniversitesi dahil 209 üniversitede 7 milyon öğrenci lisans ve ön lisansta okuyor. 7 milyon öğrencinin büyük çoğunluğu vakıf üniversitelerinin sayısının fazla olması nedeniyle İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir gibi kentlerde okuyor. Duru, iyi kabul edilen hocaların buralarda ders vermesi sebebiyle vakıf üniversitelerinin daha fazla tercih edildiğini söylüyor. Öğrencilere tercih döneminde iki soru yönelttiğini belirten Duru, “Türkiye’de 209 üniversite var ama aslında kaç tane üniversite var? Toplum olarak bunun cevabını vermemiz gerekiyor. Öğrencilere diğer bir sorum; neden üniversite okumak istiyorsun? Üniversite dediğimiz şey bize meslek kazandırmıyor, bir diploma veriyor sadece” diye anlatıyor.

Bu soruları yöneltmesinin sebebini, üniversiteye yerleştikten sonra tekrar üniversite sınavına giren öğrenci sayısının her sene 600-650 bin arasında olmasına bağlıyor.

‘AKADEMİK YETERSİZLİK VE EKONOMİK SIKINTILARLA ÜNİVERSİTEYİ BIRAKIYORLAR’

11 Şubat 2022 Yükseköğretim Kurumları Sınavı'ndan (YKS) itibaren ön lisans ve lisans programlarını tercihte 150 ve 180 olan TYT ve AYT baraj puanları uygulaması kaldırılmıştı. Duru, baraj olsa şu anda sınava giren öğrencilerin çok büyük bir oranının baraj puanını geçemeyeceğini istatistiklerden görülebildiğini belirtiyor.

Duru, “Düşük puanlarla üniversitelere yerleşiyorlar ama mezun olabiliyorlar mı, iki sene sonra göreceğiz. Son iki yıl içerisinde üniversiteyi bırakanların sayısı 1 milyonun üzerinde. Çeşitli nedenleri var. En önemlisi, akademik yetersizlik ve ekonomik sıkıntılar. Öğrencilerin en büyük derdi barınma. Bu nedenle birçok öğrenci kendi şehrinde kalmak istiyor. Kendi şehrinde kaldıklarında istedikleri bölümde okuyabiliyorlar mı? Okuyamıyorlar” diyor.

'HIZLI PARA KAZANILACAK MESLEKLER TERCİH EDİLİYOR'

Psikolojik Danışman Serhat Ayşen, bu sene soruların 2019’daki sorulara benzer olduğunu belirtiyor. Bu nedenle bu sene beklenenden daha düşük puanların gelebileceğini söyleyen Ayşen, üniversite tercihinde öğrencilerin yeni sektörleri değerlendirdiğini ifade ediyor.

Ayşen, “Tıp fakültesine girmek biraz daha zor ama ne kadar yazılım için çalışan varsa bir o kadar da tıp için çalışan öğrenci var. Aslında aynı. Teknolojinin gelişmesi, yapay zekâ ve benzeri şeylerin kullanılması... Bunları kullandıkça insanlar kendilerine yeni sektörler açıyor. Mühendisliğin bile 20’den fazla farklı dalı çıktı. Zaman, yenilikler, sektörlerin değişmesi tercihleri değiştiriyor” diyor.

“Ekonomiyle özgüven kazanan bir toplumun içerisindeyiz” diyen Ayşen, bu nedenle öğrencilerin çok ve hızlı para kazanılacak sektörlere yöneldiğini söylüyor. Bu durumun hataya sebep olduğunu da ifade eden Ayşen, “Daha sonra sevmedikleri bir mesleğin içerisinde yoğun kaygı dolu ve hüzünlü bir meslek hayatı yaşayabiliyorlar” diyor.