Zaman, Sivas Katliamı'nı unutturamaz ki!
Yargı ‘bu dava düştü’ diyebilir. Ancak hiç şüphe yok ki katliamların yaşanmadığı bir ülkeye kavuşma gayreti devam ettiği sürece, Sivas’ın da diğer katliamların da bütün zamanları aşan davaları devam edecek…
Sivas Katliamı’nın firari üç sanığının yargılandığı davada dün zaman aşımı kararı verildi. 33 sanığın müebbet, 14 sanığın da farklı sürelerde hapis cezaları aldığı ana dava 2002 yılında tamamlanmıştı.
Dün davaları düşürülen sanıklar ise insanlığa karşı işlenmiş bir suçtan ceza almadan kurtulmuş oldular.
En başından bu yana davada yer alan avukat Şenal Sarıhan’ın, "İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımının işlememesi gerektiği bir yana söz konusu sanıklar kaçaktır" itirazına rağmen…
Sarıhan, bu ülkede yetişmiş, bu ülkenin şiirini yazan, şarkısını söyleyen, kitabını yazan 33 aydın ve sanatçıyı aramızdan alan katliamın 30. yıldönümünde şunları söylemişti:
“Sivas Katliamı ders kitaplarında yer alsın. Diğer tüm katliamlar da. Ortaöğretimden itibaren çocuklar bunları öğrenmeli. Bir toplumsal bilinç yaratılsın ve o toplumsal bilinçle eşitliğin, demokrasinin, insan haklarının, hukukunun yerleştiği bir toplum inşa edilsin."
Gel gör ki, Sivas’ın değil ders kitaplarına alınarak yeniden tekrarlanmamasını sağlamaya çalışmak, üzerinin örtülüp unutturulmak istendiği bir 30 yıl yaşatıldı ülkeye.
Bunun son adımı da dün atıldı.
30 yıl boyunca Suruç ve 10 Ekim gibi yeni katliamlar yaşanmışken üstelik.
Yargı ‘bu dava düştü’ diyebilir. Ancak hiç şüphe yok ki katliamların yaşanmadığı bir ülkeye kavuşma gayreti devam ettiği sürece, Sivas’ın da diğer katliamların da bütün zamanları aşan davaları devam edecek…
Avcılar’dan başka ‘deprem iddiası’ olan var mı?
Avcılar, her zaman konuşulan ancak tedbir adına pek de yol alınamayan olası bir İstanbul depreminde en çok etkilenecek bölge olarak anıldı hep. 2019 Yerel Seçimleri ile göreve gelen Turan Hançerli’nin iddiası ise bu durumun önemli oranda değiştiği yönünde.
Dün gazetecilerle bir sohbet toplantısında buluşan Hançerli;
- 1999 öncesinde yapılan ve yüksek riskli 4500 yapıda dönüşümün yarı yarıya tamamlandığını,
- Görevde olduğu 4.5 yıllık sürede 20 bini aşkın konutun dönüşümünün tamamlandığını, 500 bin nüfuslu ilçede 100 bine yakın insanın riskli yapılardan kurtarıldığını,
- Her yerde polisle, zabıtayla halkın karşı karşıya geldiği kentsel dönüşümün Avcılar’da ‘sessiz sedasız’ ilerlediğini,
- Bunun bizzat kendisinin de katıldığı görüşmelerde ‘komşular arasında uzlaşma’ yolu ile sağlandığını,
- İlçede faaliyet gösteren müteahhitlerle ve bankalarla yaptıkları görüşmelerle finansman konusunda ‘sıfır faiz/sıfır maliyet’ modelini hayata geçirdiklerini,
- Deprem ve göç konularını da kapsayan kalkınma çalışmalarının Birleşmiş Milletler’in de dikkatini çektiğini. Yaptıklarını orada da anlattıklarını ve 17 Eylül’de yine gidip anlatacaklarını,
- Dünyadaki on binlerce belediye arasında kalkınma ile ilgili Gönüllü Değerlendirme Raporu’nu hazırlayan 82 belediyeden biri olduklarını söylüyor…
Ve deprem konusunda atılan adımlarla Avcılar’ın 2029’dan itibaren riskten tamamen kurtulacağını iddia ediyor.
Peki Avcılar’da yapılan bu çalışmalar iktidar-muhalefet demeden diğer belediyeleri ve merkezi yönetimi nasıl etkiliyor? Bu model uygulanabilirse niye İstanbul, hatta ülke genelinde yaşama geçirilmesin?
“AK Partili belediyelerin de Avcılar’daki çalışmaları konusunda bilgi aldıklarını" söylüyor Hançerli ama belli ki ‘Avcılar modeli’ne BM’den gösterilen ilgi yurt içinde pek de yüksek görünmüyor. Varsa da uygulamaya dökme konusunda adım atılmıyor.
Avcılar’ın iddiasını, Hançerli’nin yaptığı gibi net olarak ortaya koyan başka belediye başkanları da çıkar mı?
Yeni bir yerel seçime gidilirken deprem konusunda ne yaptıklarına ve bundan sonra ne yapacaklarına dair iddialarını daha çok belediye başkanından duymamız gerekmez mi?
Sonuçta seçimin tarihi belli, depreminki değil…
İYİ Parti kararları ‘iki il hariç’ mi uygulanıyor?
İYİ Parti’nin 81 ilde ve ilçelerinde kendi adaylarıyla seçime girme kararının perde arkasını Ceren Bayar, tam olarak ne anlama gelebileceğini Nergis Demirkaya anlattı.
Öyle görünüyor ki ‘ittifaktan ağzı yanan’ parti yönetimi ‘tek başına seçim’ yemeğini üfleyerek yiyecek. Her ilde her aday için sadece partililerin değil orada yaşayan seçmenin de istediği ve ‘kazanacak’ isim bulunacak şekilde çalışılacak.
En iyi, en doğru yolun bu olduğuna karar verilmiştir diyelim. Diyelim ama akla ister istemez Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak açıklanan Mesut Dedeoğlu ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu ve hatta ‘çalışmaya başladığı’ açıklanan Ümit Özlale için de bu süreçler işletildi mi acaba sorusu geliyor.
İşletildi ve son Genel İdare Kurulu kararları da bu şekilde aday belirlemek çok iyi olduğu için alındıysa sorun yok elbette.
Ancak özellikle Dedeoğlu’nun isminin partiye katılır katılmaz aday olarak açıklanması ‘acaba’ dedirtiyor işte…
Bahçeli sözlüğü: Öcalan, Ahmet Türk, DEM, CHP, Erdoğan, İYİ Parti... 06 Kasım 2024
Süreçte zaman kayması: İktidarın planı ortaya çıktı! 04 Kasım 2024
Bahçeli açılımının sırrı ortaya çıktı! 30 Ekim 2024
‘Süreç’ soruları ve devletin ‘fikir birliği’ 26 Ekim 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI